GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:97
Tarih:17.06.2025

İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bölgemizi iyice ateş çemberine çeviren katil Netanyahu'yu kınıyorum. Bölgemizi ateş çemberine çeviren bu saldırıları bölgemizde yaşanan stratejik gerçekliğe odaklanarak yorumlamak gerekmektedir diye düşünüyorum. Bu bölgede yaşananlar top, tüfek, SİHA, radar meselesi değil, yüz yıldır gerçekleşmesi planlanan Büyük Orta Doğu Projesi'dir ya da büyük İsrail projesi de denebilir. 7 Ekimde Gazze'ye yapılan saldırılar Lübnan, Suriye, Irak ve şimdi de komşumuz İran'a yapılmaktadır. Türkiye, yanı başımızda olan bu tehlikeyi çok iyi okumalıdır ve kendi gücünü Yüce Atatürk'ün kurduğu cumhuriyete, Türkiye'nin üniter devlet yapısına ve güçlü millî kimliğine borçlu olduğunu çok iyi anlamalı ve bu yapısını kesinlikle korumalı ve bu konuda hiçbir taviz vermemelidir. Bir diğer almamız gereken ders de güçlü ordumuza sahip olmak ve bu orduyu daha da güçlendirmek, özellikle güçlü ve millî hava savunma sistemimizi kurmanın gerekliliğidir.

Altını çizmek isterim ki bulunduğumuz coğrafya tarih boyunca bize öğretti ki burası imparatorluklar çukuru olan bir bölge, güçlü bir orduya sahip olmadan hiçbir şekilde hayatını devam ettirmenin mümkün olmadığı bir coğrafya. 2000 yaşını doldurmuş Türk Silahlı Kuvvetleri Türk milletinin ve Türk devletinin geleceğinin sigortasıdır. Onun yıpranması, zayıflaması, yeni bölgesel ve küresel tehditlere karşı adapte olamaması hem Türk milleti için hem de müttefiki olduğumuz ülkeler ve milletler için varoluşsal bir tehdittir. Bu gerçek gerek iktidar gerekse muhalefet gelmiş geçmiş tüm yönetimler tarafından her zaman bilinmiş ve Silahlı Kuvvetlerin ihtiyaçları her zaman öncelik arz etmiştir. Kıbrıs Barış Harekâtı'ndan sonra başlayan ve 1990'larda ivmelenen Silahlı Kuvvetleri millîleştirme ve modernize etme çalışmalarının bir parçası olarak hükûmetler birçok ülkeyle bu kapsamda çeşitli anlaşmalar imzalamıştır. Bugün geldiğimiz noktada, yerlilik oranı yüzde 75-80'lerin üzerinde silah envanteriyle Türk Silahlı Kuvvetleri dünyanın ilk 10 ordusu arasındadır ve böyle de kalmak zorundadır. Ordumuz, insansız hava harekâtları gibi belli alanlarda dünyanın en iyi ordusudur. Başarısı, kâğıttan kaplan bazı ordular gibi kâğıt üzerinde değil dünyanın gözleri önünde Suriye'de, Libya'da, Azerbaycan ordusu yoluyla Karabağ'da kazandığı zaferlerle, Türkiye'nin terörle mücadelesinde yazdığı efsanevi başarılarla kanıtlanmıştır. Bugün Batı ülkelerinin harp akademilerinde subaylarımızın bu alanda geliştirdiği doktrinler çalışılmaktadır. Böyle kalması için de biz siyasetçilere düşen görev ona aklıselimle siyasetüstü günlük politikalardan ve polemiklerden arınmış bir şekilde rasyonel politikalarla yaklaşmaktır.

Büyük güce sahip olmak beraberinde de büyük sorumlulukları getirir. Türk Silahlı Kuvvetleri hesapsız maceraların bir aparatı değildir; Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün deyimiyle, onun vazifesi, Türk vatanını ve Türk topluluğunun şan ve şerefini iç ve dış her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibarettir. Biz bu sorumlulukla, bu torba kanun teklifinde oldubittiye geleceğini düşündüğümüz ve eğer kanunlaşırsa ciddi riskler barındıran Türk Silahlı Kuvvetleriyle ilgili tüm kanun tekliflerinin çekilmesi gerektiğini ısrarla vurguladık ve bazıları da çekildi ama bu son kalan kanun teklifinin de çekilmesi gerektiğini düşünüyoruz ve hâlâ iddia ediyoruz çünkü 926 sayılı TSK Personel Kanunu'nun 30'uncu maddesinde barış zamanında subayların normal rütbe bekleme süreleri asteğmenler için sekiz ay, teğmenler için üç, üsteğmenler için altı, yüzbaşılar için altı, binbaşılar için beş, yarbaylar için üç, albaylar için beş; tuğgeneraller, tuğamiraller, tümgeneraller, tümamiraller, korgeneraller, koramiraller, orgeneraller ve oramiraller için dört yıl olarak belirlenmiştir. Söz konusu kanun teklifiyle 926 sayılı TSK Personel Kanunu'nun 30'uncu maddesinin birinci fıkrasına eklenmesi öngörülen ikinci cümledeki "Bu süreler Cumhurbaşkanı kararıyla uzatılabilir veya kısaltılabilir." ibaresi somut ve objektif bir kriter ihtiva etmemesi nedeniyle kanuna ve hukuka aykırı keyfî uygulamalara davetiye çıkarmaktadır. Anayasa Mahkemesinin iptal kararında da vurguladığı üzere bariz ve somut kriter içeren açık kanuni düzenlemeler bulunmakta iken Cumhurbaşkanının kararıyla barış zamanında subay bekleme sürelerinin uzatılabilmesine veya kısaltılabilmesine ilişkin kanun teklifi yasa eksikliği ya da TSK'nin ihtiyacından ziyade AK PARTİ iktidarının TSK'nin subayı ile general ve amiral kadrosunu kendi siyasi görüşüne göre hızlı bir şekilde, çabucak dizayn etme isteğinden kaynaklandığı hissiyatı ortaya koymaktadır. Bu, bizim kanaatimizce Cumhurbaşkanının da elini zayıflatmaktadır çünkü yerli yerinde ya da haklı yere bile yapılan herhangi bir atama şaibeye sebebiyet olacaktır. Eğer bu kanun teklifiyle bu yetki Cumhurbaşkanına verilirse,

1) Anayasa’nın 2'nci maddesiyle belirtilen hukuk güvenliği ilkesinin gereklerine uygun davranılamayacağı,

2) Türk Silahlı Kuvvetleri personeline emir ve komuta eden subayların sicil sistemi ile değerlendirilmesi, belirgin somut olaylara dayalı başarılı faaliyetleri sebebiyle ödüllendirilmesi, atış, spor, denetleme ve değerlendirme sistemi gibi performans kriterine göre belirlenen objektif ehliyet ve liyakate dayalı kurum kurallarıyla hareket etme referansı yerine partili Cumhurbaşkanına biat ve itaat yönünde genel eğilim içerisine girebileceği,

3) Kanunlara, nizamlara ve amirlerine tam bir itaat ile astın ve üstün hukukuna riayet, disiplin anlayışına göre liyakat ve ehliyet referansıyla görev yapması gereken TSK, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bünyesinde istihdam edilen subayların siyasallaşabileceği; bu durumun neticesinde disiplinin telafisi mümkün olmayacak şekilde bozulabileceği,

4) Siyasallaşmış subayların bulunduğu birlik, karargâh ve kurumlarda görev motivasyonunun kaybolabileceği,

5) TSK'nin atama, istihdam, mesleki gelişim, eğitim, kurs ve benzeri prensip ve planının bozulabileceği,

6) "Komutan teknik ve taktik becerisiyle karşılaştığı sorunları akıl ve mantık süzgeciyle yaklaşıp kararlılığında bilgi içgüdü ve yaşantılarından öğrendiklerini harmanlandıklarında ideale yaklaşırlar." veciz sözü gereğince ikbal ve makamını kendini geliştirme, çalışkan ve sebatlı olmak, kurumun objektif kurallarının gereğini yerine getirmekten ziyade siyasi makamlarının referans ve iltimasında arayacak subay ile general ve amirallerin nitelik üstünlüğünün kaybolabileceği, belirli bir makama hak ederek gelmiş olsa dahi partili Cumhurbaşkanının kullanacağı yetkiyle kısa sürede rütbe alarak yükselecek subay ve general, amiral hakkında dedikoduya sebebiyet verebileceği; bu durumda da devletimizin bekasının ve milletimizin refahının teminatı Türk Silahlı Kuvvetlerinin caydırıcılık yeteneklerinin azalmasına ortam sağlanabileceği,

7) Seçmenin iradesine uygun olarak iktidarın demokrasiyle el değiştirmesi hâlinde partili Cumhurbaşkanının iradesi ve yetkisiyle kısa sürede rütbe alarak yükselen ve belirli bir makama gelen siyasallaşmış bir TSK'nin komuta kademesinin 15 Temmuz benzeri hain darbe girişimi teşebbüslerinde bulunabileceği,

8) 926 sayılı TSK Personel Kanunu'nda ve ilgili yönetmeliklerde mevcut ayrıntılı düzenlemelerin göz ardı edilmesi suretiyle TSK'nin bağımsızlığı ile köklü kurum kurallarının telafisinin mümkün olmayacak şekilde tahrip edileceği değerlendirilmektedir.

Son olarak da askerlik ile politikanın birbiri içine dâhil edilmesi neticesinde İttihat ve Terakki Fırkası ile Hürriyet ve İtilaf Fırkası mensubu subay ve generallerin sırf siyasi görüş farklılıkları sebebiyle birbirine yardım etmemesi ve birbirine yüz çevirmesi neticesinde Osmanlı İmparatorluğu'nun 167.312 kilometrekare topraklarını ve yaklaşık 18,5 milyon nüfusun yüzde 35,5'ine tekabül eden sayıyı, ayrıca On İki Adalar'ını, Ege adalarını ve Girit'i kaybettiği 8 Ekim 1912-10 Ağustos 1913 tarihleri arasında yaşadığımız Birinci Balkan Savaşı faciası acı faturasını dikkate almak suretiyle güneydoğu, batı ve kuzey yönlerinden gelebilecek çok yönlü dış tehdit ve risklerle çevrili jeopolitik konumda bulunan Türkiye Cumhuriyeti devletimizin gerçek anlamda bekasının müdafaa ve muhafazasıyla görevli askerî gücümüzü emir ve komuta eden subay, general ve amirallerimizin mutlak surette siyaset dışında kalabilmeleri için partili bir Cumhurbaşkanına herhangi bir kriter ve sınırlama belirlemeksizin...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.

AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Devamla) - ...ve somut gerekçe ortaya koymaksızın barış şartlarında subay normal rütbe bekleme sürelerini kısaltabilme ve uzatabilme yetkisinin verilmesinin son derece mahzurlu olduğunu bir kez daha tekrar ederek, bu maddenin özellikle çekilmesi gerektiğini vurgulayarak sözlerimi bitiriyorum.

Hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)