GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:97
Tarih:17.06.2025

YENİ YOL GRUBU ADINA SADULLAH KISACIK (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bugün görüşeceğimiz kanun teklifinde yine bir torba yasa görüşmeleri gerçekleştiriyoruz. Artık torba yasa konusuna değinmeyeceğim çünkü ne desek yine iktidar yetkilileri bildiğini okumaya devam ediyor.

Sayın milletvekilleri, farkında mısınız bilmiyorum ama Meclisten geçirdiğimiz her torba yasada Sayın Cumhurbaşkanına bir sürü işi yüklüyoruz. Subayların rütbe bekleme süreleri, rektör atamaları yetkisi, Çanakkale İl Özel İdaresi, Çanakkale Belediyesi, Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odasının bütçelerinden alınan payın yüzde 1'den yüzde 2'ye çıkarılma yetkisi, Millî Savunma Üniversitesinin rektörünün atanması, Ekonomik ve Sosyal Konsey üyelerinin belirlenmesi; bakın sayın milletvekilleri, sadece bu kanun teklifinde bu kadar yetkiyi Sayın Cumhurbaşkanına veriyoruz. Görüştüğümüz tüm torba kanunlarda, her torba kanunda bir bu kadar daha yetkiyi, bir sürü yetkiyi, bir sürü sorumluluğu Sayın Cumhurbaşkanına veriyoruz. Değerli arkadaşlar, bu kadar iş yüküyle uğraşan bir Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin meseleleriyle uğraşamaz, Türkiye meselesinden vazgeçtik, dünya meseleleriyle hiç uğraşamaz. Bakın, bu kadar yetki, bu kadar sorumluluk, bu kadar iş yükü gerçekten de sürdürülebilir bir iş yükü değildir.

Şimdi, Çanakkale Belediyesinin, Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odasının gelirinin yüzde 2 artırılmasının yetkisini kendisine alan bir Cumhurbaşkanı dünya meseleleriyle uğraşamaz. Bakın, bu kanun teklifinde var, düşünün, Çanakkale Ticaret ve Sanayi Odası, Çanakkale Belediyesi gelirinin yüzde 2'sini artıracak, bu, Cumhurbaşkanının imzasıyla olacak. Bakın, diğer taraftan, biz her verdiğimiz yetki için, her verdiğimiz sorumluluk için kendi kurumlarımızın inisiyatifini alıyoruz. Bakın değerli milletvekilleri, bizim kurumlarımızı güçlendirmemiz lazım. Bırakın bu kararları kurumlar versin, Bakanlıklar versin, Bakanlıkların içindeki kurumlar versin. Dolayısıyla, siz her yetkiyi Külliye'ye vermekle kurumları zayıflatıyorsunuz, kurumların inisiyatifini ellerinden alıyorsunuz, kurumların düşünme kapasitesini azaltıyorsunuz.

Onun için, bakın, en son gerçekleştirdiğimiz bütçe görüşmelerinde bu kürsüye çıkan Sayın Bakanların tutanaklarını tek tek inceledim. O tutanaklarda en fazla geçen ifadeler: "Sayın Cumhurbaşkanımızın kararlılığıyla" "Sayın Cumhurbaşkanımızın tensipleriyle" "Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla" "Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla" "Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde". Bakın, yani buraya çıkan Bakanların hemen hepsinde bu cümleler vardı. Sayın Cumhurbaşkanı talimat veremezse buradan şuraya gidemiyor, Sayın Cumhurbaşkanını talimat veremezse prosedür hazırlayamıyor.

Bakın değerli arkadaşlar, böyle bir iş yükü sürdürülebilir değil, böyle bir yük sürdürülemez. Bir tek kişiye bu kadar yük, bu kadar yetki vermektense şunu içtenlikle ifade etmek istiyorum ki gelin, kurumlarımızı güçlendirelim. Bırakın Çanakkale'nin meselesine Çanakkale'nin Ticaret ve Sanayi Odası karar versin, Belediye Başkanlığının bütçesine Belediye Meclisi karar versin, Çanakkale'deki bir restorasyon işine bırakın oradaki yerel inisiyatif karar versin, Millî Saraylardaki herhangi bir restorasyon kararını bırakın ilgili kurumlar, ilgili merciler versin. Yani böyle -son torba yasalarda da belli işte- her şeyi Cumhurbaşkanına bağlama yetkisi, yetki verme trendi var. Bakın, bu trend sürdürülebilir bir trend değil değerli arkadaşlar.

Diğer bir konu da yine bu kanun teklifinde, rektörlerin tek imzayla Sayın Cumhurbaşkanı tarafından atanması. Sayın milletvekilleri, biz niye hâlâ rektörleri tek imzayla atıyoruz? Üniversitelerimizde hâlâ terör örgütlerinin bir tehdidi mi var? Hâlâ terör örgütlerinin bazı unsurları üniversitelerimizden temizlenemedi mi? Hâlâ üniversitelerimiz terör örgütlerinin tehdidi altında mı? Niye üniversitelerimizin öğretim üyesi seçtiği kişileri eskisi gibi YÖK'e gönderip Sayın Cumhurbaşkanının onayına sunmuyor da direkt imzayla atıyoruz? Bu, demokrasiye uyuyor mu? Üniversitelerimizin daha çağdaş, daha demokratik yönetilmesi için o üniversitelerin sadece öğretim üyelerinin değil öğrencilerinin de sürecin içine dâhil edilmesi gerekirken biz ne yapıyoruz? Hem üniversite öğrencilerini hem öğretim üyelerini, hepsini baypas edip tek imzayla rektör atıyoruz.

Bakın, yine, daha önce rektörler üniversitenin içinden atanırdı ama şimdi bakıyoruz ki üzülerek, o üniversitede okumamış, o üniversitede yüksek lisans yapmamış, o üniversitede doktora yapmamış, o üniversitede çalışmamış, o ile hiç gitmemiş kişi üniversiteye rektör atanıyor. Ya, o üniversitenin dokusunu öğrenene kadar, o üniversiteyi tanıyana kadar zaten iki yıl geçer. O üniversitede hiç bulunmamış, o ile hiç gitmemiş kişi o üniversitede nasıl rektörlük yapacak, bunu da değerli milletvekillerinin takdirine sunuyorum.

Tüm bu üniversitelerdeki uygulamalar neticesinde görüyoruz ki üniversitelerimizin dünya literatüründeki sırası hızla aşağıya doğru düşüyor sayın milletvekilleri.

Bakın, maalesef, iktidar bilimsel liyakati siyasal sadakate kurban etmiştir, maalesef, üzülerek söylüyorum. Gelin buna bir son verelim, gelin bu üniversitelerimize bir çeki düzen verelim; daha demokratik, daha çağdaş bir üniversite sistemini kuralım.

Bazen de şunu düşünüyorum: Şimdi, yeni anayasa tartışmalarını konuşuyoruz burada. Ya, tek imzayla rektör atayan bir zihniyet, nasıl daha çağdaş bir anayasa yapacak, nasıl daha sivil bir anayasa yapacak, nasıl daha demokratik bir anayasa yapacak, onu da merak ediyorum. Yani ilk önce şu kurumlarımızı bir çağdaş hâle getirelim de o zihniyetle gelin şu Anayasa'yı tekrar ele alalım. Yani ilk önce zihniyetimizi daha demokratik, daha çağdaş, daha sivil hâle getirelim.

Diğer bir konu, yine, bu kanun teklifinde Spor Toto Teşkilatı. Bu Spor Toto Teşkilatıyla ilgili maddeyi okuduğumda gözlerime inanamadım sayın milletvekilleri. Bakın, bu teklifle Spor Toto Teşkilat Başkanlığı bayilerinin nerede kurulacağı, sayısı, bunların müracaatları, ruhsatların verilmesi gibi önemli yetkileri özel hukuk tüzel kişilerine devrediyor. Yani arkadaşlar, böyle bir şey olabilir mi ya? Bir bayinin kim olacağına, ruhsatın verilmesine, özel sektör tüzel kişi... Bu yetkiler devredilebilir mi? Eğer ruhsatı devlet vermeyecekse kim verecek? Bir kişinin bayi olup olmayacağına devlet yetkilileri karar vermezse kim verecek? Bu, özel kişilere devredilemez. Bakın, bu ülkede kimin, nerede şans oyunları bayisi açacağını, nasıl işleteceğini, bunun nasıl denetleneceğini biz özel sektöre veremeyiz; bu, devletin asli görevi. Lütfen, bu maddeyi tekrar gözden geçirin. Burada düzenleme yapmak gerekiyor.

Zaten değerli milletvekilleri, bu kumar işi de çok enteresan bir yere doğru gidiyor, net söyleyeyim. Bakın, kumarın önündeki tüm bürokratik engelleri kaldırdınız, ülkeyi tam bir açık hava kumarhanesi hâline çevirdiniz, net söyleyeyim ve kumarı teşvik de ediyorsunuz, teşvik de ediyorsunuz. Bakın, şu anda sosyal medyanın her tarafında sanal bahis ilanları var, her tarafında. Ondan da vazgeçtim, şu anda, bakın, Çukurambar'a gidin, en iyi billboardlarda sanal bahis ilanları var. Bakın, şu gördüğünüz ilan bir otobüs durağının raketinden alınmış, billboardından alınmış "İndir anında olay on-line'da." diyor. Bakın, bir de genç koymuşlar oraya. Kimi? Hedef kitle de belli.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

SADULLAH KISACIK (Devamla) - Hedef kitle de belli değerli milletvekilleri. Altında da ne yazıyor, bakın: "Tadında oyna, tadını çıkar." İşte bu, kumarın teşvik edildiğinin en iyi göstergesi değerli milletvekilleri.

MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - İktidar sıralarında 3 kişi var bu arada.

SADULLAH KISACIK (Devamla) - Şimdi, bakıyoruz, bu, Facebook'ta, Twitter'da, Instagram'da bir yasal bahis sitesinin ilanı. "Yeni üye 50 TL. Hemen oyna." diyor. "Hemen indir cep telefonuna, oyna." Bakın, bakın ya! Ya, bu ülkede avukat ilan veremiyor, eczacı ilan veremiyorum ama kumarbaz ilan veriyor, kumara her şey serbest. (YENİ YOL sıralarından alkışlar)

MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Çünkü en büyük kumarbaz Demirören Grubu, o da Cumhurbaşkanının gözdesi.

SADULLAH KISACIK (Devamla) - Bu ülkede avukat kendi ofisinin ilanını veremiyor, eczacı "Ya, ben şuraya eczane açtım." diye ilan veremiyor ama kumarbazın önündeki tüm engeller serbest. Helal olsun size! İşte nas bu, nas, gerçek nas bu! Açın ayeti okuyun.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)