| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 97 |
| Tarih: | 17.06.2025 |
DEM PARTİ GRUBU ADINA HEVAL BOZDAĞ (Ağrı) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, evet, ülkede bir ekonomik kriz var ama aslında belki de bu krizi yönetememe krizi daha da derinleşiyor ve ülke bununla yüz yüze.
Türkiye'deki düşük kur, yüksek faiz ve kemer sıkma politikaları bugün maalesef ticari faaliyetleri de zora sokmuş durumda. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği "2021 ve 2025 Ocak ve Nisan arasında 205 bin şirket kapanmış." diyor, tasfiye edilen ve resen kapanan şirketler de dâhil edildiğinde 357 bin şirket kapanmış. Peki, küçük esnafın durumu ne? Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu 2021 ve 2025 yılları arasında, bakın, dört yılda 508 bin küçük esnafın kapısına kilit vurduğunu söylüyor. Şirketler, işletmeler ve küçük esnaf toplamda 866 bin gibi büyük bir rakamı işaret ediyor.
Peki, ayakta duran şirketlerin durumu ne diye bakmak lazım. Bağımsız düşünce kuruluşu Toplum Çalışmaları Enstitüsü yayınladığı Türkiye'nin İcra ve İflas Raporu'nda pek çok şirketin fiilen iflas etmiş olmasına rağmen bu durumu resmî ilan etmek yerine süreci sürdürmeye, uzatmaya çalıştığını söylüyor ve bunları "zombi şirket" olarak adlandırıyorlar. Zombi şirket nedir? Sürekli zarar ediyor, borçlanıyor, borçlarını yapılandırıyor, teşvik, sübvansiyon ve düşük faizli kredilerle ayakta durmaya çalışıyor. IMF 2023 tarihli raporunda Türkiye'deki zombi şirket oranının yüzde 13 olduğunu ve dünyada 1'inci sırada olduğunu söylüyor.
Şimdi, bu kadar şirketin, esnafın kapısına kilit vurması, nedenleri ve çözüm arayışları kadar bu zombi şirketlerin ayakta kalması için teşvik ve sübvansiyonların ne kadarının kamu kaynaklarıyla karşılandığı ve yine kredi borçlanmasının ne kadarının kamu bankaları tarafından sağlandığını bilmek de yine bizim hakkımız Raporda ayrıca, icra ve iflas daireleri başvuru sayıları da oldukça yüksek; 2015'te 26 milyon, 2023'te ise 38,3 milyon. Tüm bu tablo ekonominin iflası kadar ekonomi yönetiminin de iflasını gösteriyor. İstanbul Sanayi Odasının yaptığı 500 büyük sanayi firmasının analizleri de ekonominin dizginlenemez çöküşüne işaret ediyor, 1982 yılından bugüne kadar firmaların yarattığı toplam gelirin en düşük seviyeye inmiş durumda olduğunu söylüyor, artı değer yani. Tüm bu gelirlerden ücretler de düşüldükten sonra geriye kalan sermaye geliri de düşmüş durumda ve buradaki bu düşüşün nedeni işçilerin, emekçilerin ücretlerindeki artış değil. Bugün bu firmalarda çalışan işçilerin ücretleri AKP'nin geldiği 2002 yılındaki ücretlerinin yarısı kadar bile değil. Küçük esnafın, küçük işletmelerin ise asgari ücret dolaylarında, ortalama bir ücretle geçindiğini söyleyelim.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
HEVAL BOZDAĞ (Devamla) - Şimdi, ilginçtir, sömürü oranı düşmekte. Sömürü oranı nedir diye bakmak lazım. Bu, sömürü oranı patronların eline geçen artı değerin aslında işçi ücretlerine oranını ifade ediyor. Peki, sömürü oranı düşerken işçi ücretleri de artmadığına göre nedir durum? Aslında işletmelerin, şirketlerin, firmaların kâr oranlarının da düştüğüne delalet bu. Yani aslında iktisadi bir terim, bunun karşılığı da ciddi bir ekonomik krizin olduğunu gösteriyor.
Bakınız, bu işin sonunda bu işten çıkışın yolu nasıl olacak? AKP iktidarı yine sermayeyle iş birliği yapacak, kol kola verecekler ve sermayenin lehine bazı düzenlemeler getirilecek, işçi ve emeğe saldırı da artacak. Bu sorunun kapitalizmin sorunu olduğu, kapitalizmin krizi olduğu, çözüm arayışının da sömürüyü artırmaya çalışacağı aşikâr ortada.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HEVAL BOZDAĞ (Devamla) - O zaman, daha adil bir üretimin, paylaşımın formüllerini hayata geçirmenin yollarını aramak gerekiyor. Yani aslında bugün komün ekonomilerini tartışmanın tam zamanıdır.
Teşekkürler. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)