GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:96
Tarih:12.06.2025

CEVDET AKAY (Karabük) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Ben de sözlerime Ferdi Zeyrek Başkanıma Allah'tan rahmet dileyerek başlıyorum. Ailesine ve Manisa halkına sabırlar diliyorum, mekânı cennet olsun.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına, şahsım adına söz almış bulunmaktayım söz konusu kanun teklifiyle ilgili. Yine bir torba yasa, 19 kanunda ve 5 kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapan bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız. Yine, 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de kararnameyle düzenlenmeyecek hususlar ve yetki kanunundan yetkisini almadan kararnamede düzenlenmiş konularla ilgili Anayasa Mahkemesinin iptali neticesinde, kanunla düzenlenmesiyle ilgili bu kanun teklifi yine bir torba yasa olarak karşımıza geliyor.

Yine, ilgili tali komisyonlarda görüşülmedi; Adalet, Anayasa Komisyonunda görüşülmedi, Millî Savunma Komisyonunda görüşülmedi; yine, Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda görüşülmedi, Sanayi ve Ticaret Komisyonunda görüşülmedi. Buradaki kanunda 19 kanunda da değişiklik yapılıyor. Tabii ki ihtisaslaşma ve uzmanlaşma alanlarıyla ilgili, o komisyonda görüşülmediği için değerli, kıymetli milletvekillerinin de görüşleri tam ve sağlıklı olarak alınamadı. Yine, Anayasa'ya uygunluk açısından, Anayasa’nın metnine ve ruhuna uygunluk açısından da gerekli denetlemeler yapılmadı, Anayasa'ya aykırı bir sürü madde var; birazdan da bir kısmına değineceğiz.

Şimdi, burada spor müsabakaları ve bahis ve şans oyunlarıyla ilgili bir düzenleme var, kanunun 2'nci maddesi. Bu düzenlemeyle, Teşkilat buradaki bayilikleri, bayilik sözleşmelerini özel hukuk tüzel kişilerine devrediyor. Şimdi, ben baktım şöyle -zaten etki analizinde de gidiyor- 15/5/2025 itibarıyla 4.701 noktada toplam 7.242 bayilik verilmiş, 2025'te sadece 917 bayilik verilmiş. Bu bayilikler neye göre verilmiş? Sözleşmeler nasıl düzenlenmiş? 959 tane de bayilik iptal edilmiş. Şimdi, bir de denetleme yetkisi de bu özel hukuk tüzel kişilerine devrediliyor. Bunların nasıl denetlendiğiyle ilgili, hangi firmalar tarafından denetlendiğiyle ilgili açık ve net bir bilgi yok. Bu kurumların denetiminin burada Teşkilat tarafından yapılması gerekirdi. Bu konuyla ilgili bu kanun teklifinde bir boşluk görüyoruz, bunun da düzenlenmesi gerektiğini Komisyonda da ifade etmiştik.

Yine, mayın temizlemeyle alakalı bir madde var. Buradaki mayın temizleme işinin de yine, üçüncü şahıslara yaptırılması söz konusu. Birleşmiş Milletler veya uluslararası fonlardan, uluslararası birimlerden fon alınmasıyla mayın temizleme işi yapıldığında da yerli ve yabancı ortak birlikte yapılabiliyor yani bizim sınırlarımızı yabancı bir şirket temizleyebilecek. Sınırlarımızda hangi bölgelerde, nasıl mayınlar temizleniyor? Biliyorsunuz, sığınmacı ve göçle ilgili sıkıntılar zaten had safhada, burayla ilgili gümrük muafiyeti de söz konusu, şimdi, bu kanun teklifiyle bu muafiyetin devam ettiği ve uluslararası şirketler tarafından da sınırlarımızda mayın temizleme operasyonunun yapılacağını görüyoruz; bu da sıkıntılı bir durum.

YÖK'le ilgili bir düzenleme var, Yükseköğretim Kuruluyla ilgili düzenleme var. Yükseköğretim Kurulunun bütün üyelerinin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenmesi söz konusu. Üniversitelerarası Kurul var; o, YÖK'e üye verebilecek fakat on beş gün içerisinde toplanıp üye bildiriminde bulunmazsa bunu da Cumhurbaşkanı atayacak yani YÖK'ün bütün üyelerini Cumhurbaşkanı atayacak. Bu da üniversitelerin özerkliğine sıkıntı yaratacak; bilimsel çalışmalarında sağlıklı, liyakatli üyeler tarafından yönetilmesine engel teşkil edebilir. Bir de burada şu husus var: YÖK'e atanacak üyelerin kamu kurum ve kuruluşlarında görevleri varsa o görevlerine de devam ediyorlar, o görevlerinden ayrılmıyorlar, bir de YÖK üyesi olarak devam ediyorlar yani çoklu maaş almaya devam ediyorlar. Yine, burada, rektör atamalarıyla ilgili Cumhurbaşkanına yetki veriliyor. Cumhurbaşkanı, rektörleri atıyor, vakıf üniversitesi olursa mütevelli heyetinin önerdiği isimlerden istediğini yine oraya atıyor. Biliyorsunuz, rektörlerle ilgili son zamanlarda bayağı sıkıntılı durumlar basına da yansıyor. Bazı rektörlerin 1 milyonun üzerinde ücret, maaş aldıkları konuşuluyor yani bir ana görevinden maaş alıyor, döner sermaye işletmesinden alıyor, teknoloji enstitülerinden alıyor, eğer eğitim araştırma hastanesi varsa oradan alınıyor. Bu konuların YÖK tarafından, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından araştırılması, tetkik edilmesi ve sağlıklı bir yapıya kavuşturulması şart çünkü ekonomik pozisyon, durum belli; tasarruf tedbirlerinden bahsediyorsunuz, "Çoklu maaşlara sınırlama getirdik 2 maaşla." diyorsunuz ama bir taraftan baktığımız zaman acaba rektör, kaç üniversiteden ne kadar, nasıl ve kaç yerden maaş alıyor? Bunun mutlaka araştırılması ve bu hakkaniyete uymayan durumun ortadan kaldırılması gerekiyor.

Şimdi, sendika ve konfederasyonlarla ilgili, deprem bölgelerinde ve afet bölgelerinde dernek ve vakıflara yardım yapılması söz konusu. Komisyonda da "Hangi sendikalar veyahut da konfederasyonlar afet bölgesinde veya deprem bölgesinde hangi dernek ve vakıflara ne kadar bağış yaptılar? Hangi sendika, ne kadar dernek ve vakfa bağış yaptı? Bunlar hangi alanda, nasıl kullanıldı?" diye sorduk. Bu konuda Meclis olarak hiçbir bilgimiz yok, bunu denetleyen de yok. Buradaki hususun açıklığa kavuşturulması gerekir. Komisyonda bu bilgiyi istemiştim, şu ana kadar -Cumhuriyet Halk Partisi Grubu olarak da istedik, özellikle vurguladık Komisyon üyeleri tarafından ama- bu konuyla ilgili bir açıklayıcı not henüz elimize gelmedi. Burada tekrar bu konuyu vurgulamak istiyoruz, notun önümüze gelmesini özellikle arzu ediyoruz, nerelere, nasıl bağışlar yapıldığını ve nasıl harcandığıyla ilgili bir raporu en azından Meclisteki milletvekili arkadaşlarımızın görmesi gerektiğini buradan ifade ediyorum.

Burada yine Sanayi ve Ticaret Komisyonunda incelenmesi gereken bir madde var, Ticaret Bakanlığının döner sermaye işletmesi. Benzer bir uygulama geçen yıl aralık ayında Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından da döner sermaye işletmesiyle ilgili önümüze gelmişti. Şimdi, burada da ihracatın artırılması, ithalatın eğilimine yön verilmesi açısından Ticaret Bakanlığına döner sermaye işletmesi kurulması yetkisi verilmiş, zaten faaliyetine de devam ediyor yıllardır. Şimdi, baktığımız zaman -bu yetki de kullanılan durumlarla ilgili çünkü 500 milyarlık bir sermayeden bahsediyoruz, Cumhurbaşkanı bunu 5 katına kadar da artırabiliyor- bu elde edilen gelirlerin Bakanlık harcamalarında, Bakanlık giderlerinde kullanıldığını Sayıştay ifade ediyor, söylüyor. Burada kalem kalem verebilirim ama çok da vaktinizi almak istemiyorum. Bu toplanan gelirlerin nasıl kullanıldığıyla ilgili, Bakanlıkta harcandıysa harcanan kısımların neler olduğu... Örneğin, akaryakıt giderlerinde mi harcanıyor? Elektrik faturalarının ödenmesinde mi harcanıyor? Hangi mal ve hizmet alımlarında harcanıyor? Çünkü bu harcamalar denetim dışı, bütçe ilkesine de aykırı. Bunun rakamlarıyla ilgili toplu örnek verilmiş. Örnek vereceğim: 2023 yılında döner sermayenin başlangıç ödeneği 1,9 milyarken döner sermayenin toplam gideri 1,8 milyar olmuş, bunun 477 milyonu Bakanlık faaliyetleri için döner sermayeden Bakanlığa aktarılmış. Toplu rakam var, bu rakamın nasıl harcandığıyla ilgili bilgi yok. Hâlbuki Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının kurduğu döner sermaye işletmesinde bu harcamaların neler olduğuyla ilgili detay açıklama yapılmıştı ve Sayıştay tarafından da tenkit edilmişti. Buradaki detay harcamaları istedik, tekrar düzgün ve toplu bir şekliyle bize bildirilirse biz de nerelere harcandığını net bir şekilde görmüş oluruz. Aynı zamanda, 2024 yılı rakamlarının da bizimle paylaşılmasını ve açıklanmasını istiyoruz.

Tabii, çok konuşulacak maddeler var, önümüzdeki hafta veya takip eden hafta mutlaka önümüze gelecektir, trafik cezalarıyla ilgili çok ciddi sıkıntılarımız var. Bu cezaların 2 kat, 3 kat artırılması da Komisyonda görüşüldü, Genel Kurul onaylarsa artacak. Burada bütçe hedefi olarak konulmuş yani 2025 yılında 55 milyar liralık bir trafik cezası hedefi var. Şimdi, zaten bütçe açığının finansmanında kullanılmak üzere bu çok ciddi bir rakam, bir sürü bakanlığın bütçesinden fazla. Yani Ticaret Bakanlığının bütçesi 56 milyar lira, Dışişleri Bakanlığının bütçesi 39 milyar lira, sayabilirim, dört beş bakanlık bütçesinden fazla.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

CEVDET AKAY (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım.

Nisan sonu itibarıyla 21 milyar lira toplanmış, eğer kanunlaşırsa 180 milyar lira civarında bir paranın toplanması mümkün olacak. Burada da yük dar gelirlinin üstünde, emeklinin, işçinin, esnafın, KOBİ'nin üstünde, zaten bunlar vergi yükü altında ezilmiş durumdalar. Bu cezaların da makul seviyeye getirilmesi, hız limitlerinin ayarlanması... Kilometre çok kısa, 70, 50, 30, birden düşüyor, cezayı yememek mümkün değil. Bir de normal araçlara da kar lastiği uygulaması geldi, ticari araçlar dışında, bunun cezası 6 bin TL. Şimdi, zaten bir iki kullanılmış lastik alsanız en az 6 bin TL. Dar gelirlinin de bunu ödemesi mümkün değil. Dolayısıyla, bu kanun teklifinin düzenlenmesi gereken hususları mevcut. Biz bu kanun teklifine bu yüzden "hayır" diyoruz.

Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (CHP ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)