Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 94 |
Tarih: | 03.06.2025 |
BİROL AYDIN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bilinen fıkradır, çok şey söylemektense bir fıkrayla bir büyük özet yapabilirsiniz. Adam berbere gitmiş, başında üç tel saçı varmış. "Nasıl yapayım beyefendi?" demiş, "Sağa tara." demiş, tararken biri kopmuş. "Şimdi nasıl yapayım?" demiş, "Sola tara." demiş, diğeri de kopmuş, tek kıl kalmış. "Bunu nasıl yapayım?" demiş, "Bırak, dağınık kalsın." demiş.
Şimdi, biz de bir şey konuşuyoruz, gerçekten bırakın dağınık kalsın yani. Bu toplumu, aileleriyle beraber milyonlarca insanı bir beklentiye sürüklediğimiz bir vasatta, bir ortamda ortaya getirdiğimiz şey bir ucube âdeta. Dağ fare doğurdu bile diyemiyoruz. Yani bunu dikkatlerinize sunmak istiyorum. Sanırım, Türkiye'de, bugün ülkemizde kapasitesinin üzerinde çalışan tek kurumumuz ceza infaz kurumlarımız, öyle görülüyor. 35 vilayetimizin nüfusu 420 binin altında, buna mukabil cezaevlerindeki hükümlü ve tutukluların sayısı 415 bin; 209 üniversitemiz var, 396 tane cezaevimiz var; cezaevindeki insanlarımızın sayısı bugün 400 bini aşmış, kapasitemiz 300 bin. Ayrıca, çeşitli düzenlemelerle birkaç yüz bin insanı da zaten dünden bugüne salıvermişiz, dışarıda. Şimdi, yeni bir düzenleme getiriyoruz, gerçekten -biraz önce ifade ettiğim gibi- dağ fare doğurdu, bir acayiplik var, bir türlü işleri rayına sokamıyoruz; bir sürü düzenleme yapıyoruz, cezaevleri bize yetmiyor, dışarı çıkardıklarımız yetmiyor -bir yıl sonra tekrar dolacak, bunu da görebiliyoruz- cezaevleri lebalep dolu, düzenli olarak yargı paketleri çıkarıyoruz ama yine de işin üstesinden gelemiyoruz. Bütün Avrupa ülkeleriyle ayrı ayrı, nüfuslarına göre mukayese ettiğimiz zaman bizde bir garabet var. Almanya'dan, Fransa'dan, Norveç'ten, Finlandiya'dan -hani nüfusları daha büyük olan- İtalya'dan -üç ülkeyi söyledim- onlardan daha fazla cezaevinde insanımız var. Bir acayip hâldeyiz -akıl sır erdiremiyorum- bunca düzenlemeye, bunca adıma rağmen. Bu kadar cezaevi yapıyoruz, cezaevinin yapılma müjdesini iktidar partisindeki arkadaşlar veriyorlar, bir de bundan övgü bekliyorlar. Bir standart keşmekeşliğimiz var.
Değerli arkadaşlar, kangreni yara bandıyla ortadan kaldıramayız yani böyle bir gerçekle yüzleşmemiz lazım. Bu düzenlemeden, şu anda konuştuğumuz düzenlemeden kimler yararlanacak ve kimler yararlanamayacak? Neden? "Şunlar yararlanacak, şunlar yararlanamayacak..." Neden şunlar yararlanıyor da şunlar yararlanamıyor? Yaklaşık 100 bin insana umut verdik, 19 bin insanın bundan istifade edeceği bir durum var. Neden? Neden bu 19 binin içerisinde -yaklaşık dörtte 1'i- çocuklarımızı, evlatlarımızı uyuşturucuya müptela eden uyuşturucu tacirleri istifade ediyor? Neden? Yani bu soruları niye sormuyoruz? Neden bunca düzenlemeye rağmen sokaklarımız güvensiz? Neden aileler 100 metre ötedeki okula çocuklarını ellerinden tutarak götürmek zorunda kalıyorlar? Neden? Neden iktidar partisi muhalefet partilerine, sivil toplum kuruluşlarına, toplumun farklı kesimlerine kulak kabartarak bir düzenleme yapma çabası içerisinde olmuyor? Neden, neden, neden? Nedenler çok.
Değerli arkadaşlar, sözlerimi hülasa ediyorum. Son zamanların çokça kullanılan kavramsallaşmış bir kavramı var: "Terörsüz Türkiye." Terörsüz Türkiye'nin en baştaki adımı herhâlde "adil Türkiye" olsa gerek. Bu nedenle, iktidar her dönem kendi ihtiyaçlarına göre ve seçim aritmetiğine göre bir düzenleme yapmak alışkanlığından vazgeçmek zorundadır, bu kötü bir alışkanlık. Kendi ihtiyacına ve seçim aritmetiğine göre bir düzenleme yapma alışkanlığından iktidar vazgeçmelidir. İktidar, kapsayıcılıktan uzak ve adil olmayan düzenlemeler yerine, ülkemizin problemlerine çözüm olacak, insanımızın yarasına merhem olacak düzenlemelerle karşımıza gelmelidir diyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Aydın, lütfen tamamlayın.
BİROL AYDIN (Devamla) - Hakka ve hukuka uygun, vicdanları rahatlatacak, "İşte bu." dedirtecek bir düzenleme yapmak zor olmasa gerek değerli arkadaşlar diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL sıralarından alkışlar)