GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:94
Tarih:03.06.2025

MHP GRUBU ADINA FETİ YILDIZ (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri, Komisyonun değerli üyeleri; İnfaz Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ceza adaleti suç iddiasıyla ortaya çıkıp hükmün infazının yerine getirilmesine kadar geçen farklı aşamalar bütünüdür. Tutuklama, delillerin korunması, yargılama sürecinin sıhhati ve maddi gerçeğin her türlü şüpheden uzak şekilde ortaya çıkarılması için şüpheli veya sanığın hürriyetinin tedbir olarak kısıtlanmasıdır. Tutuklamanın ilk şartı, şüpheli veya sanık hakkında kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren somut delillerin bulunması ve tutuklamanın orantılı olması gerekir. Hâkimler karar gerekçelerinde kanun yolu denetimine imkân verecek şekilde deliller ve beyanların üstünlük ve itibar sebeplerini hiçbir duraksamaya uğramayacak şekilde izah etmek durumundadır. Hâkimin fikri, düşüncesi, kararı yansıtmaz hâlleri ve varsayımları gerekçe olarak nitelendirilemez.

Ders gibi geldi herhâlde, onun için mi gülüyorsunuz?

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Erzurum) - Yok, yok, başka bir şey.

FETİ YILDIZ (Devamla) - Evet, anlatmamız lazım, tutuklamayı anlatmamız lazım, tutuklama sebeplerini anlatmamız lazım, adaleti anlatmamız lazım; çok şey anlatmamız lazım.

Bugün için ceza infaz kurumlarında toplam nüfus -diyelim- 415.732 kişi, hükümlü sayısı 358.582, tutuklu sayısı 57.150, tutuklama oranı bu duruma göre yüzde 15. Burada görüldüğü gibi, tutuklu sayısı oldukça yüksek.

Değerli milletvekilleri, infaz hukukunda temel amaç hükümlüyü ceza süresi kadar toplumdan uzaklaştırmak, toplumu suç ve suçluya karşı korumak, yeniden suç işlemesini engellemek, topluma tekrar kazandırmak. Tabii bu arada suçluyu da kanunlar karşısında korumak, o da bir görev. Kanunlara duyarlı hâle getirmek lazım suçluyu, yeniden sosyalleşmesi gerekir ve sorumluluk taşıyan bir yaşam biçimine uyumunu kolaylaştırmamız gerekir cezaevlerinde.

Değerli milletvekilleri, her insan, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahiptir. Temel hak ve hürriyetler insan olmanın doğal sonucudur, bir anlaşmadan doğmaz, bir lütuf da değildir. Devlet organları ve idare bütün işlemlerinde bu insan haklarına saygı göstermek ve kanun önünde eşitlik ilkesine uygun hareket etmek zorundadır.

Sayın milletvekilleri, Anayasa'mızda tarif edilen eşitlik ilkesinin amacı hukuksal durumu aynı olan kişilerin kanunlar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamaktır. Mesela, suçsuzluk karinesinin esas alındığı, şüpheden sanığın faydalandığı, bağımsız ve tarafsız mahkemelerde doğal hâkimlerin görev yaptığı; duruşmaların sözlü, aleni ve hakkaniyete uygun yapıldığı, davaların makul sürede sonuçlandığı, delillerin vasıtasız olduğu, insan haklarına saygı duyan, koruyucu adaleti kuran, yargı denetimine bağlı olan devlet hukuk devletidir. Gazi Meclis, insan onurunu merkeze alan, hâkim, savcı, avukat gibi uygulayıcıların yanında hükümlü ve ailelerin de anlayacağı, karmaşık olmayan, cezanın ıslah edici fonksiyonlarını gözeten, infaz eşitliğini ve adaletini sağlayacak, cezasızlık algısına sebep olmayacak, sık sık değiştirmeye ihtiyaç duyulmayacak bir infaz kanunu yapmalıdır.

Değerli arkadaşlar, Parlamentoda bu yedinci senem benim. Çok sık İnfaz Kanunu'nu değiştiriyoruz, bundan dolayı da -uygulayıcılar- bir standart tutturamıyoruz, şehirden şehre değişen neticeler görüyoruz. En iyi infazcı, bu işten en iyi anlar dediğimiz insanlara bile dosyayı götürüp de "Şunun bir hesabını yapar mısınız?" dediğimizde "Aman, aman!" diyor çünkü on yıl içinde indirilmiş, çıkarılmış, değiştirilmiş, altı gün konulmuş, 1/2 olmuş, 3/4 olmuş, tekerrür uygulanmış, 4/4 olmuş; bütün bunlara bizler bir son vermek zorundayız. Değerli arkadaşlar, yoksa yakınır dururuz, yakınmak kolay. Bakın, infaz kanunu kadar ceza kanunları negatif anayasalardır zaten yani iyi bir infaz yasası olmadan ceza adaleti sağlanmaz -ceza kanunu, ceza usul kanunu ne kadar iyi olursa olsun- bunlar bir bütündür.

Bunun yanında, 12 Eylül darbesi artığı, ondan gelen, ona göre, parlamenter sisteme göre hazırlanmış bir Anayasa'mız var. Her çıkan konuşmacı söylüyor "Bunu 19 defa değiştirdik, 184 önemli değişiklik yaptık." diye. Gerçekten o da yamalı bohçaya döndü ama başta dili bozuk, sistematiği bozuldu. Milletvekili yeminini hatırlayın arkadaşlar, iki paragrafta 11 defa "ve" diyoruz. Bazı arkadaşlarım zekâsına da güvenerek "Ben bunu ezbere okurum." diyor. Buraya çıktığında o pırıl pırıl zekâsıyla "ve" demekten metin aramaya zaman bulamıyor.

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Peki, konu ne? Nereye getirmek istiyorsunuz?

FETİ YILDIZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, tabii, anayasa elbette sivil nitelikli olmalı, geniş katılımlı olmalı, millî ve manevi hayatımızın esaslarını kavramalı; gerekçesiyle gerçekleri yakalamış bir anayasaya ihtiyacımız var. İnşallah, el birliğiyle bu dönemde bu anayasayı hepimiz beraber çıkarabiliriz diye düşünüyorum.

Bu konuşmayı bir sohbet şeklinde yapmayı özellikle istedim. Şimdi, 600 kişilik Parlamento; bizden haber bekleyen, yasa bekleyen insanlar var. Yani bu ayıp bize yeter aslında biliyor musunuz?

İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Senin de vicdanın rahatsız bu yasada. Biz seni gayet iyi biliyoruz, senin de vicdanın rahatsız. Bu şekliyle bu yasanın, bu teklifin buradan çıkmasına senin de gönlün el vermiyor; biz bunu biliyoruz.

FETİ YILDIZ (Devamla) - Şimdi, hukuk kuralları yerinde dururken hayat değişiyor, başka bir şey oluyor, başka bir yapı oluşuyor. Adalet dağıtımında görev alanlar, soyut hukuk kurallarını somut olaylara uygularken kanunları doğru yorumlamakla, isabetli uygulamakla yükümlüdür ama mahkeme kararlarına bakıyoruz, yüzde 50'sinden fazlası istinafta, kanun yolunda, Yargıtayda mutlaka hukuki hata bulunuyor ve bozuluyor. Bunları düzeltmek, değiştirmek bizim ellerimizde. İnfaz kanununu yaparken elbette toplumu, fertleri suça karşı korumak lazım, hükümlü ve tutukluyu da korumak lazım, onları da yanlış kanunlardan, yanlış uygulamalardan korumak lazım. Uygulamalarda tereddüdü ortadan giderecek infaz kanununa ekim ayında başlayalım, el birliğiyle bir infaz yasası çıkaralım, arkasından da anayasayı çıkarırız diye düşünüyorum.

Değerli arkadaşlar, şimdi, kanun teklifine geleceğim ama bu kanun teklifinin 12, 14, 15, 16, 17, 23, 24, 25'inci maddelerinde grup yetkilisi arkadaşlar herhâlde anlaşmış, "Bunlar ekim ayına kalacak." diyorlar. Şimdi, ben, tabii, bu anlaşmayı farz ederek konuşma hazırlamadım. Onun için de denetimli serbestlikten faydalanmak için cezanın en az onda 1'ini ve beş gün yatma mecburiyetinin yasada olduğunu notlarıma yazdım. Bu düzenlemede, yine, bir yıllık maktu denetimli serbestlik süresi bakımından bir değişiklik olmadığını aktaracaktım. Ayrıca, bu değişiklik olursa da önceden işlenen suçlar bakımından uygulanmayacağını da hatırlatmak isterim. "Toplumda oluşturulan cezasızlık algısı, failin ceza almaması veya erken tahliyesi suç oranlarının artmasına neden olmaktadır." diye toplumumuzda bir algı var. Bu düzenlemeyle cezaların caydırıcılığı güçlendirilecektir diye düşünüyoruz.

Sayın milletvekilleri, asıl bu yasa teklifinde başından beri bir haksızlık olduğunu düşündüğümüz mükerrirlerle ilgili düzenleme var. 2 defa tekerrür hükümlülerinin dış dünyaya uyum sağlamaları ve rehabilite edilerek yeniden suç işlemelerinin önlenmesi amacıyla koşullu salıverilmesine imkân tanınmaktadır. Buna göre, hakkında 2 defa tekerrür hükümleri uygulanan hükümlüler, süreli hapis cezalarının 3/4'ünü iyi hâlli olarak infaz etmeleri durumunda koşullu salıvermeden yararlanacaktır.

Tekerrürle ilgili kısaca bazı bilgiler de sunmak isterim. Kasıtlı suçlara kasıtlı suçlarla tekerrür hükümleri uygulanır. Taksirli suçlarda da tekerrür vardır ama taksirli suçlar ile taksirli suçlar arasında uygulanır. Mesela, kasten işlenen suçlar ile taksirle işlenen suçlar arasında tekerrür hükümleri uygulanmaz. İşlenen 1'inci suç ve 2'nci suçun vasfı aynı olmasa bile tekerrür uygulanır. Mesela bir örnek verirsek buna: Örneğin, işlenen 1'nci suç dolandırıcılık suçu, 2'nci suç ise güveni kötüye kullanma suçu olsa bile tekerrür hükümleri uygulanır. Suç vasfı farklı olsa bile her iki suç da kasten işlenen suçlardandır, bundan dolayıdır tekerrür. Suçta tekerrür hükümleri, 1'inci suç nedeniyle verilen ceza kesinleştikten sonra belli bir süre içerisinde başka bir suç işlenirse uygulanabilmektedir yani tekerrür hükümlerinin uygulanabilmesi için ilk suça dair cezanın kesinleşmesi yeterli olup cezanın infazı şart değildir arkadaşlar.

Yine, tekliften çıkarılacak ama özel infaz usulleriyle ilgili düzenleme getiriyor kanun teklifimiz. Çıkarıp çıkarılmayacağı da belli değil tabii, peşin olarak çıkarılacak gibi konuşuyorum ama mesela taksirle öldürme suçu hariç taksirle işlenen suçlarda üç yıldan beş yıla çıkarılıyor. Ayrıca, hafta sonu infaz usulleri hafta içine çekilebiliyor. Konutta infaz kadın, çocuk veya 65 yaşını bitirmiş kişiler bakımından bir yıldan üç yıla, 70 yaşını bitirmiş kişiler bakımından iki yıldan dört yıla, 75 yaşını bitirmiş kişiler bakımından dört yıldan beş yıla çıkarılmaktadır. Ayrıca, 80 yaşını bitirmiş kişiler bakımından altı yıl hapis cezasının konutta infazına karar verilmesine imkân tanınmaktadır. Diğer yandan, hastalık ve engellilik nedeniyle, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hariç olmak üzere hapis cezasına mahkûm olanlar, doğum nedeniyle üç yıl yerine beş yıl, 1/3 hapis cezası konutta infaz edilirse tekliften faydalanmaktadır.

Çocukların ıslahevine gönderilmesi, eğitimevine gönderilmesi gerçekten çok faydalı bir düzenlemeydi.

Yine, kanun teklifinde, trafiği bozan eylemlere karşı cezaların artırılması, kasten yaralamada bir müddet cezanın artırılması var. Meskûn mahalde ateş etme, yine, ses ve gaz fişeği atan silahla, kapsülle ateş etme, alkol ve uyuşturucunun tesiriyle araç kullanma, yol kesme; bütün bunlarda düzenlemeler yapılıyor.

Değerli arkadaşlar, şimdi, içeriğin çıkarılması, internet ortamında düzgün, hepimizin kabul edeceği düzenlemeler vardı ancak öyle bir zamana geldik ki bütün bunlar birbirine karıştı; bazılarını çektik, bazılarını çekemedik, bazı insanların, toplumun genelinin beklediği ekim ayına kaldı. İnşallah ekim ayında takip edeceğiz ve -Covid izni dediğimiz, orada yapılan adaletsizliği ilk dile getiren insanlardan biri benim arkadaşlar, çok örnekler verdik- inşallah ekim ayında çıkarırız diye düşünüyorum.

Yine, hâkimlerin ve savcıların Kurul üyeliği, HSK üyeliğinden sonra yüksek mahkemelere geçmesi konusunda bir düzenleme var.

Arkadaşlar, burada, şartlı salıvermede asıl olan iyi hâldir. Yani "iyi hâl" kavramı, hükümlünün infaz rejimindeki pozisyonu, açık cezaevine geçişi, şartlı salıvermeden yararlanması için konulmuş en belirleyici ölçüdür; iyi hâl olmadan şartlı salıvermeden faydalanmak mümkün değildir. Anayasa Mahkemesi de iyi hâli şöyle tarif ediyor: "İyi hâlin kabul edilmesinin temel ve belirleyici ölçüsü, hükümlünün işlemiş olduğu suça ilişkin duyduğu pişmanlıktır." demek suretiyle noktayı koyuyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Yıldız, lütfen tamamlayın.

FETİ YILDIZ (Devamla) - Bitiriyorum efendim.

Değerli arkadaşlar, sayın milletvekilleri; Türk milleti "terörsüz Türkiye" hedefine kilitlenmiştir, bundan hiç kimsenin şekki, şüphesi olmasın. Hiçbir ayak oyunu bu inancı zayıflatamaz, hiçbir çatlak ses bu birliği bozamaz çünkü terörsüz Türkiye hukukun üstünlüğü demektir, terörsüz Türkiye eşit hak ve yükümlülük demektir, terörsüz Türkiye güçlü demokrasi demektir, terörsüz Türkiye güçlü ekonomi demektir.

AYYÜCE TÜRKEŞ TAŞ (Adana) - Allah Allah! Apo'nun olmadığı yer terörsüz Türkiye demektir.

FETİ YILDIZ (Devamla) - Değerli arkadaşlar, vaktimiz bitti, konuşmamı burada bitiriyorum.

Hepinizin bayramını kutluyor ve saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)