GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:94
Tarih:03.06.2025

YENİ YOL GRUBU ADINA İDRİS ŞAHİN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de yeni seçilen Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanımız Sayın Numan Kurtulmuş'u bir kez daha tebrik ederek sözlerime başlamak istiyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; malumunuz olduğu üzere, kürsüye gelirken de döndüm, Adalet Komisyonu Başkanımıza "Ne diyeyim?" diye şimdi kendisine sordum. Kendisi elbette ki yaptıklarının, yapamadıklarının ne olduğunu gayet iyi biliyor. Dolayısıyla bizim birbirimizi dövecek, birbirimizi incitecek bir durumumuz söz konusu değil ama bu Parlamentoda bir hakkı teslim etmemiz lazım, bir hakikati ifade etmemiz lazım. Bakınız, bu kanun teklifi perşembe günü saat 15.30 civarında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunuldu, biz cumartesi günü saat 16.00'da Komisyon Başkanı tarafından toplantıya davet edildik. İşte, buradaki Komisyon üyesi arkadaşlarımız da şahittir; Sayın Başkan aralıksız, bir dakika yerinden ayrılmadan, belki on beş saat Adalet Komisyonunda "onuncu yargı paketi" diye ifade ettiğimiz bu kanun teklifini görüştük. Sayın Başkanın da herhâlde koltuktan sıkıntısı var, on dört buçuk saat hiç kalkmadı. Ben de o gün biraz rahatsızdım, zaman zaman odadan çıktım, girdim, arkadaşlar da şahit. Arzu ettik ki bu milletimizin beklentilerine cevap verecek, gerçekten ülkenin ihtiyacı olan ve iktidar ortaklarının umutlandırdığı mağdur kitlelerin ihtiyaçlarını çözümleyebilecek ve onlara hakkıyla bir bayram hediyesi verebilecek bir kanun teklifiyle huzurunuza gelmek isterdik. Olanca güçleriyle Komisyondan geçirdikleri ve hemen ertesi gün "Sabah saat 14.00'e kadar muhalefet şerhi de yazılsın." dedikleri Komisyon raporu bugün Türkiye Büyük Millet Meclisine sunuldu.

Değerli milletvekilleri, böyle bir teamül yok. Sayın Başkan Vekili çok tecrübeli bir siyasetçi, Meclis Başkanının seçiminin gerçekleştiği gün burada kanun görüşülmez. Meclis Başkanının görüşmesi bittikten sonra Parlamento ertesi gün toplanmak üzere dağılır. Kimi, neyi, nereden kaçırıyoruz? Bu kanun teklifiyle vatandaşın ortada bir talebi yok. Biz noktasına, virgülüne kadar bir tek maddede değişiklik yaptıramadık Adalet Komisyonunda. Sayın Başkan burada, milletvekili arkadaşlarımız burada. Ne oldu? Şimdi, arkada 8-9 tane maddenin çekildiğine ilişkin bilgiler paylaşılıyor. Bugün burada bunun ne acelesi vardı? Gerçek ihtiyaç sahiplerinin sorunlarını, sıkıntılarını biz çözemeden burada alelacele bu kanunu geçiştirmek için neyin çabası içerisindeyiz?

Komisyonda ifade ettim, bu kanunun sahibi Adalet Bakanı; ne Adalet Bakanı vardı ne Adalet Bakan Yardımcısı vardı Komisyonda, muhatap sadece bir Genel Müdürümüz vardı. Demek ki Sayın Bakanın önce "55" dediği sonra "40" dediği madde Türkiye Büyük Millet Meclisine geldiğinde 30'a düşmüştü. Bu, 30'dan da şimdi 8 tanesini geri çekiyorlar arkadaşlar. Öncelikle, AK PARTİ Grubu, şu hâle bir bakın Allah aşkına! Basın mensupları, şu hâline bir bakın! AK PARTİ Grubu kendisi inanmıyor bu kanuna! Bakanına inanmıyor, Bakanının getirdiği kanun teklifine inanmıyor! Bakanlıktan Meclise gelinceye kadar, 31 Temmuz Covid vakasıyla alakalı millete yapmış oldukları taahhüt buharlaştı, uçtu gitti yani AK PARTİ Grubu kendi Bakanına operasyon çekiyor ve bugün burada konuştuğumuz maddelere bak; 6-7 tanesi Noterlik Kanunu'yla alakalı bir kısım düzenlemeler, acele bir kısım işler... Biz utanıyoruz, bakın, iktidar utanmıyor ama muhalefet grubu utanıyor; "En azından beklenti içerisinde kalan vatandaşın hiç olmazsa cüzi bir miktardaki talepleri burada yasalaşsın." diyor.

Sayın milletvekilleri, iktidar, suyu kendine göre akıttığı için vatandaş adalet arayışını artık paketlerden bekler oldu. Oysa adalet şekle veya iktidarın günlük çıkarına değil ilkeye dayanır. Güçlü bir hukuk devleti sadece göstermelik reformlarla değil bağımsız ve tarafsız yargıyla inşa edilir. Bir ülkede ceza adaleti sadece suçlulara ceza vermekle değil adaleti tesis etmekle, toplumsal barışı korumakla ve mağdurun hakkını gözetmekle yükümlüdür. Ceza kanunlarında yapılan her düzenleme bireyin devlete olan güvenini doğrudan etkiler. Bu teklifin içeriğinde gördüğümüz ise bu güveni yeniden inşa etmektense geçici düzenlemelerle günü kurtarmaya dönük bir anlayıştır. Örneğin, şiddet içeren bazı suçların cezalarının artırılması olumlu gibi görünse de aynı teklifte infaz sürelerinde ve denetimli serbestlik uygulamalarında yapılan değişikliklerle bu cezaların pratikte anlamını kaybettiğini görüyoruz; bu bir çelişkidir, hem cezayı artırıyorsunuz hem de infazı kolaylaştırıyorsunuz; bu, caydırıcılığı değil kafa karışıklığını artırır.

Değerli milletvekilleri, ceza hukukunun temel ilkeleri vardır: Ölçülülük, orantılılık, belirlilik ve adalet. Bu ilkeler yalnızca kitaplarda değil sahada ve hayatta da geçerlidir. Bu yasa teklifi, suçla mücadelede sadece cezayı artırmayı tercih ederken rehabilite edici ve önleyici adalet politikalarına dair hiçbir yenilik sunmamaktadır. Oysa, suçla etkin mücadele, yalnızca ceza miktarlarıyla değil, suçun kaynağına inerek sosyal politikalarla, eğitici önlemlerle ve hukukun etkin işlemesiyle mümkündür. Ceza infaz kurumları dolup taşarken biz hâlâ cezanın ne kadar süreceğiyle değil o sürede ne kazanılacağıyla ilgilenmeliyiz. Kişileri ıslah etmeyen, sadece içeride bekleten bir sistem topluma hiçbir zaman güvenlik sağlamaz. 415 bin mahkûmu barındıran cezaevlerimiz yüzde 140 dolulukta, bu durum başlı başına insan onuruna aykırı. Buradan ıslah çıkar mı? O yüzden, benim elimde çok not var, kitaba dair konuşmamız gereken belki çok fazla söz var ama bir eski Adalet Bakanına, bir Adalet Komisyonu Başkanına ve milletin umutlarıyla dalga geçen boş iktidar sıralarına ne konuşsanız boş. O yüzden diyoruz ki: Yapmayın, etmeyin, Allah'tan korkun. Bu milleti inandırdınız siz, 31 Temmuz Covid yasasıyla alakalı düzenleme yapılacağına ve bayramda bu mağdur ailelerin evlatlarıyla buluşacağına, anne babalarıyla buluşacağına, çocuklarıyla buluşacağına dair tam bir inanç sağladınız. Ne oldu ama? Çarşamba gecesine kadar burada Grup Başkanlarına bu yönde garanti veren iktidar yetkilileri bir gecede nasıl buharlaştınız, nasıl Bakanlığınızın taahhütlerini bir çırpıda yarı yolda bıraktınız? O yüzden, bu millete karşı, bayrama giderken lütfen şu Genel Kurul sıralarında... Hâlâ sizlerden rica ediyoruz çünkü sayısal çoğunluğumuz yok, olsa vatandaşların bu mağduriyetlerini gidereceğiz. Son dönemdeki refiklerinizle hangi konuda uyuşamazdınız da bu masum insanları gözü yaşlı yollarda bırakıyorsunuz? O yüzden size buradan tavsiyemiz şu: Gelin, bu yasada madem 8 madde çektiniz, hakkıyla bir tek madde ilave edelim, burada biz, Komisyon üyeleri olarak iktidarın bu talebinde destek olacağımıza söz veriyoruz. Covid yasasında pazarlık konusu ettiğiniz hükümlüler de bir tarafta bulunsun ama hiç olmazsa milleti umutlandırdığınız alanlarda bir adım atın. Bu adımı atmadığınız müddetçe, bırakın dokuzuncu, onuncu, on birinci yargı paketi, isterseniz 41 kez yargı paketi getirin burada, adaleti sağlamadıktan sonra, millete güven vermedikten sonra yaptığınız her iş boşa gidecektir ve ben boşa gittiğini de görüyorum. Bakınız, çok netliğiyle ifade edeyim: Bu kanun teklifi, adalet sisteminin temel sorunlarını çözmekten uzak, günübirlik siyasi ihtiyaçlarla şekillenmiş bir düzenlemedir. Hukukun üstünlüğü sağlanmayan, yargı bağımsızlığını tahkim etmeyen ve topluma güven vermeyen hiçbir düzenleme uzun ömürlü olamaz. Dünyada en acil ihtiyaç adalettir, adalet. Beklentileri karşılamaktan uzak bir teklifle bayramı karşılamaya hazırlanan iktidar sahiplerine sesleniyorum: "Sofranda bal var ise Bağdat'tan atlı gelir/Tezgâhın sağlam ise ipekler katlı gelir/Ateş düştüğü yeri yakar demişler/Ölü senin değilse helvası tatlı gelir."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Şahin, lütfen tamamlayın.

İDRİS ŞAHİN (Devamla) - Şimdi, siz cenazenin kendi evinizden çıkmadığına inandığınız için yediğiniz her helvayı tatlı zannediyorsunuz. Gelin, gözleri Mecliste olan vatandaşlarımıza gerçek bir bayramı birlikte yaşatalım.

Adil yargılanma hakkı, masumiyet karinesi ihlal edilen ve bu nedenlerle hürriyeti kısıtlanmış olan, idarenin haksız ve hukuksuz kararlarıyla mağdur edilmiş KHK'liler herkes kadar insandır ve adaleti herkes kadar hak ediyorlar. KHK, kanayan bir yara. Sosyal ölüme terk edilmiş insanlar ne diyorlar biliyor musunuz? "Haksız yere ihraç edildik, mahkemesiz, savunmasız, delilsiz. Biz sadece hakkımız olanı istiyoruz, işimizi geri verin." diyorlar.

31 Temmuz Covid yasasının olmadığı, KHK'lilerin olmadığı, adil yargılanmayıp adil infaz isteyenlere ceza adaletinin sağlanmadığı, milletin çözüm bekleyen sorunları arasında yer alan birçok sorunun çözülemediği hiçbir yargı paketi bu ülkede gerçek anlamda bir çözüm olamaz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İDRİS ŞAHİN (Devamla) - O yüzden, boş olan iktidar sıralarına ve vicdanlarınıza bir kez daha sesleniyorum: Gelin, umutlandırdığınız vatandaşlara bayramı hep birlikte yaptıralım ve hiç olmazsa bu dönemin başlangıcını en azından olumlu atılmış bir adımla taçlandıralım diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL, İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)