GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Meclis Başkanlığı seçimine, iktidarın çalışma metoduna, infaz yasasına ve Covid düzenlemesine, mahkûm oranının yüksek olmasının nedenlerine ve Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:94
Tarih:03.06.2025

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Yolumuz da iyi duruşumuz da iyi istikametimiz de iyi, kimsenin şüphesi olmasın.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bugün Meclis Başkanlık seçimleri olacak ve devamında da aslında teamüllere uygun olmayan, bundan önce yapılmamış bir şekilde kanun teklifinin görüşülmesi durumuyla karşı karşıyayız. Normalde ne olur? Muhalefet, iktidar araştırma önergesi vermez, o gün tamamen Meclis Başkanı seçimine ayrılır ve Meclis de yeni seçilen Meclis Başkanının yapacağı konuşmayla kapanır. Fakat o kadar plansız, programsız, öngörüsüz bir çalışma metodu var ki iktidarın, biz bugün hem, işte, bu konuşmaları yapıyoruz, sonra Meclis Başkanını seçeceğiz, devamında da kanun teklifini görüşeceğiz.

Bakın, kanun teklifi niye var? Şu anda 405 bine yakın mahkûm ve tutuklu -ki bunun büyük bir kısmı mahkûm yani hükümlü- cezaevlerinde ve oranlamaya baktığınız zaman her 100 bin kişiye Türkiye'de yaklaşık 500 mahkûm düşüyor -bize en yakın ülke Gürcistan ki Gürcistan'ın rakamı 250 yani her 100 bin kişiye 250 kişi düşüyor; Azerbaycan 244- çok yüksek bir orandır bu. Bununla beraber daha da kötü bir rakam vereyim size, daha da iç karartıcı; bugün konuştuğumuz infaz yasasının temeli olan mevzudur bu, o da nedir? Tahliye olan her 2 hükümlüden 1'i tekrar suç işliyor yani bu oran yüzde 45, gene dünyanın en yüksek oranı yani biz bu mahkûmları rehabilite etmekten de uzağız. Bakın, yirmi üç yıllık iktidarınızın Türkiye'yi getirdiği nokta: Siz iktidarı devraldığınızda 65 milyon olan nüfustaki hükümlü ve mahkûm sayısı yaklaşık 50 bin civarında; bugün 85 milyon olmuş nüfusumuz, oransal olarak -rakamsal da demiyorum- tam 4 katına çıkmış. Şimdi, bu gerçekten hareketle "Efendim, biz ne yapalım?" İşte "İnfaz yasalarında düzenleme yapalım." Bu yapılacak olan düzenlemelerle bu oranların aşağı çekileceğini ve istikrarlı, sürdürülebilir bir şekilde aşağı çekileceğini düşünmek gerçekten bir akıl tutulması ya. Bu kadar önemli bir konuda ne yapıyorsunuz? Cumartesi günü getiriyorsunuz bu kanun teklifini Meclise, insanlık dışı bir çalışmayla sabah saat beşe kadar Komisyonu çalıştırıyorsunuz, pazartesi bize metni gönderiyorsunuz, bugün de bu konuyla ilgili karar vermemizi bekliyorsunuz. Covid'le ilgili ümidi, Covid'le ilgili beklentiyi artıran da sizsiniz. Adalet Bakanının 2 kere konuşması var "Burada bir eşitsizlik vardır, Covid konusunda ciddi bir eşitsizlik yapılmıştır, bunun düzeltilmesi lazımdır." diye. Milyonlarca insan bununla ilgili bir netice bekliyor, bu var mı infaz yasasının içinde? Yok, hiçbir şey yok. Bu yapacağınız düzenlemelerle bu suç oranlarının; bu mahkûm, hükümlü ve tutuklu sayısının aşağı çekileceğini ummak gerçekten bir akıl tutulması. Peki, ya, neden biz dünyanın en yüksek suç oranına sahip ülkesi olduk? Sebebi teşhis edemezseniz bu tür gündelik çözüm önerileriyle bu problemi, bu meseleyi de çözmeniz mümkün olmaz. Acaba dünyadaki en fazla suç oranına sahip yani her 100 bin kişiye 500 mahkûmun düştüğü bir ülke olmamızın sebebi şu olabilir mi? En temel insan ihtiyacı olan barınma... OECD ülkeleri içerisinde kira enflasyonu, konut enflasyonu en yüksek olan ülke hangisi, tahmin edin: Türkiye. Acaba bütün bu sıkıntıların sebebi bu olabilir mi? Acaba bütün bu sıkıntıların sebebi, acaba bu mahkûm oranlarının bu kadar yüksek olmasının sebebi Türkiye'deki büyük bir çoğunluğun aylık ortalama gelirinin açlık ve yoksulluk sınırının altında olması olabilir mi? Acaba bütün bunların temeli "Faiz sebep, enflasyon sonuçtur." diyen bir zihniyetin akıl dışı tutumu olabilir mi?

Devletlerin enflasyonu kontrol altında tutabilmek için kullandığı en önemli ve tek enstrümandır faiz. Bunu kişiler arasındaki borç-alacak ilişkilerindeki ribayla eş tutmak anlaşılabilir bir durum değil. Bütün bu sıkıntıların sebebi acaba "Bu ülkede bana hukuk eşit şekilde uygulanmıyor." diyenler olabilir mi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kavuncu, lütfen tamamlayın.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Bakın, bir tarafta belediyenin parsel parsel arazi sattığının iddia edildiği, bir tarafta bir bakanın kendi makamını kullanarak eşi üzerinden dezenfektanlar aldığı, bir tarafta bir iş adamının bakanlara menfaat sağladığı bir ortamda bununla ilgili tek bir soru sormuyorken ufacık bir şüphede belediye başkanlarının, onların sekretaryalarının gözaltına alındığı bir süreç acaba bu oranların bu kadar yüksek olmasının sebebi olabilir mi? Sadece belediye başkanının özel kalemi olduğu için Kadriye Kasapoğlu'nun -tanırım da kendisini- çocuğunun doğum gününde evinden tutuklanarak alınması acaba bu ülkede insanların "Ya, bu hukuk, adalet bana eşit şekilde uygulanmıyor." demesinden dolayı bu oranlar bu kadar yüksek olabilir mi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kavuncu, lütfen tamamlayın.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Terör örgütlerinin yönetici takımı, en büyük destekçileri elini kolunu sallarken, sokaklarda dolaşırken; kimsesizlerin, garibanların, bu işlerle ilgili yükümlülüğü zerre kadar olmayanların içeride olduğu bir ülkede acaba bu hukuksuzluktan dolayı bu mahkûm oranları bu kadar fazla olabilir mi? Bizler için hayatını feda etmiş güvenlik güçlerimiz var. Bunların ölümüne sebep olmuş teröristler acaba bugün tahliye olduğu için ülkede 100 bin kişiye 500 mahkûm düşüyor olabilir mi? Acaba düzensiz göç politikası bu ülkede suç oranlarını artırmış olabilir mi? Almanya Başbakanı hatıralarında diyor ki: "Türkiye'ye gittim, dönemin Cumhurbaşkanıyla oturduk konuştuk ve Avrupa'yı rahatlatacak kararı aldırdık. Türkiye'yi bir hendek ülke hâline getirdik." Ülkemiz milyonlarca kaydı kuydu olmayan, düzensiz göçten dolayı acaba bugün bu İnfaz ve Ceza Yasa Teklifi'ni konuşmak durumunda kalmış olabilir mi?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Kavuncu, son kez uzatıyorum, lütfen tamamlayın.

MEHMET SATUK BUĞRA KAVUNCU (İstanbul) - Bitiriyorum.

Bakın, bütün bunların sebebi, biz "ucube" derken inanın bir yere koyamadığımız için söylüyoruz bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemini. Ya, bundan yıllar önce Kanuni Sultan Süleyman, Abdülhamit Han, bunlar faizle ilgili düzenlemeler yapıyorlar. Bugün ne yaptıklarınızın bizim medeniyetimizde, dinde yeri var ne bugünkü modern dünyada yeri var ama bir yetkiyi tek bir kişiye bağlarsanız işte bunun adını koyamayız, biz de buna "Ucube Cumhurbaşkanlığı sistemi" deriz. En kısa zamanda eğer biz bu oranların düşmesini istiyorsak, böyle günlük, günü kurtarıcı çözümler değil -ki onu bile beceremiyorsunuz- daha farklı, radikal adımlar atmanız gerekir diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.