| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 93 |
| Tarih: | 29.05.2025 |
MURAT ÇAN (Samsun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, sözlerime başlarken bundan tam on yıl önce görev yaptığı hastanede uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden meslektaşım, arkadaşım, ağabeyim Doktor Kamil Furtun'u rahmetle anıyorum. Sevgili meslektaşım pusulası yaşatmak ve yaşama değer katmak olan bir mesleği yaparken canından oldu. Tekrar minnetle ve özlemle anıyorum. Bu cinayetin üzerinden on yıl geçti ancak sağlıkta şiddeti önleme konusunda bir arpa boyu yolu katedemedik. Şiddet son hızıyla devam ediyor. Şiddete karşı bütüncül politikalarla desteklenmiş etkili yasalar çıkaramadı bu Meclis. Gelinen noktada şiddette organize çeteleşme safhasındayız. İşte, bu nedenle sağlıkta şiddetin kaynağı politiktir diyor ve bunu söylemeye devam edeceğiz diyorum.
Gelelim üzerine söz aldığım maddeye. Meclisin yetkilerini sistematik olarak gasbeden, yasama organını âdeta noter gibi kullanmak isteyen, milletin iradesini temsil eden bu yüce Meclisi sarayda hazırlanan talimatnameler için mesai yaptıran bir anlayış yüzünden şu anda bu maddeyi görüşüyoruz.
(Uğultular)
BAŞKAN - Değerli arkadaşlar, geç vakit oldu. Lütfen, hatibe saygı gereği sessiz bir şekilde, mümkün olan en sessiz şekilde dinleyelim.
Buyurun Sayın Çan.
MURAT ÇAN (Devamla) - Bu durumu sadece teknik bir mevzuat düzenlemesi olarak nitelemek, bu şekilde yorumlamak, normalleştirmek, her şeyden önce millet adına yasa yapma yetkisini elinde bulunduran bu Meclise karşı yapılmış en büyük saygısızlıktır. Yürütmenin kendi sınırlarını aştığı, Meclisin yetkilerinin çiğnendiği gün gibi ortadadır. Bir kişinin iki dudağı arasından çıkan talimatla, gece yarısı yayınlanan metinlerle bu milletin, bu ülkenin kaderini belirlemeye çalışmaktadır saray; hukuka uygunluğu, Anayasa'da ne yazdığı umurunda bile değildir.
Çok somut, çok güncel bir örnek, aslında her şeyi özetlemeye yetiyor: Geçen hafta Sayın Cumhurbaşkanı Macaristan'dan dönerken uçakta gazetecilere "Benim tekrar seçilme veya aday olma gibi bir derdim yok." dedi. İttifak ortağı iki gün sonra bir açıklama yayınladı "Sayın Cumhurbaşkanının yolundan caymaya hakkı yoktur." dedi. Bakın, getirdiğiniz, uyguladığınız rejim budur; 2 kişilik tiyatrodur. Aralarında varsa bir ihtilaf, görüş ayrılığı bu onların meselesidir ama meselenin bizi, hatta bütün milletimizi ilgilendiren bir tarafı var, o da Anayasa. Bugünkü hâliyle "Erdoğan bir daha Cumhurbaşkanı olamaz." diyor. Sayın Bahçeli de "Caymak, kaçmak yok, yine adaysın." diyor. Anayasa'ya teferruat gözüyle bakıyorlar; Anayasa'yı yazboz tahtası, kitapçık muamelesiyle görüyorlar. Zırt pırt değiştirilebilen bir metin parçası gözüyle bakmak akıl tutulması, akıl. Toplumsal mutabakat, meşruiyet, hukuki dayanak, bunların hepsi göz ardı ediliyor, çöp sepetine atılıyor. "Kanun da biziz, Anayasa da biziz, kral da biziz, bildiğimizi okuruz." diyorlar. İşte, böyle bir tablo da Meclisten yasa çıkmış, işler kitabına uydurulmuş, bunların hiçbir kıymetiharbiyesi yok. Mesele, hukuk ve mevzuat meselesi olmaktan çoktan çıktı. Mesele artık demokrasi meselesidir; ya demokrasiye sahip çıkarak hukuku egemen kılacağız ya da Anayasa'ya müsvedde muamelesi yapılmasına göz yumup saray vesayetinin milletin iradesini boğazlamasına alkış tutacağız, seyirci kalacağız. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu ikilemde tarafımızı çoktan seçtik: Biz, halktan yana, hukuktan yana, Meclisin onurundan yana duracağız. Bu Meclisi susturmanıza, etkisizleştirmenize, itibarsızlaştırmanıza izin vermeyeceğiz. Ve bir şeye daha izin vermeyeceğiz: Millet iradesinin ayaklar altına alınmasına izin vermeyeceğiz çünkü millet yanımızdadır; çünkü millet, iradesine sahip çıkmaktadır.
Sayın Ekrem İmamoğlu'nu ve toplumsal muhalefeti demokratik zeminde hiçbir şekilde yenemeyecekleri gerçeğini kabullenmekten kaçıp telaş ve panik içinde her türlü hukuksuzluk batağına saplananların yaptıklarını yanlarına kâr bırakmayacağız. Siyasi tetikçilere dönüştürülmüş cübbeli aparatlarına hukukun ne olduğunu, kanunun ne olduğunu, suçun ve cezanın ne olduğunu öğreteceğiz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
Buyurun.
MURAT ÇAN (Devamla) - Bu cübbeli aparatlara her şeyi öğreteceğiz çünkü bilmedikleri ortada; hukuk, kanun bilseler bu suçların altına imza atmazlar, seyirci kalmazlar. Neyse ki bu millet her sorunu alt edecek iradeye de tarihî birikime de sahip. Göreceksiniz, milletimiz iradesini ortaya koyacak ve bu sorunları da tez zamanda aşacağız.
Hukuku, demokrasiyi yeniden egemen kılacağız diyor, sizleri saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)