GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlarda ve 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:92
Tarih:28.05.2025

HAKAN ŞEREF OLGUN (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün burada, utanmadan, sıkılmadan, kamu kaynaklarının nasıl hoyratça harcandığını perdelemek için önümüze getirilen bir düzenleme üzerine konuşacağım.

Hac ve umre hizmetlerinin Sayıştay denetimi kapsamı dışına çıkarılmasını öngören bu 5'inci madde Diyanetin hesap vermekten kaçış biletidir. Soruyorum size: Neden korkuyorsunuz? Hangi usulsüzlüğün, hangi yolsuzluğun üzerini örtüyorsunuz ya da örteceksiniz? Diyanetin bütçesi bugün birçok bakanlıktan fazla. Diyanet İşleri Başkanlığının 2025 yılı bütçesi tam 130,1 milyar TL. Evet, yanlış duymadınız, 130 milyar lira. Peki, bu devasa bütçe nereye gidiyor? İşte, bu sorunun cevabını verecek, bu bütçenin hesabını soracak olan kurum Sayıştaydır. Ama siz ne yapıyorsunuz? Hesap vermek yerine Sayıştayı kapı dışarı ediyorsunuz. Peki, neden? Çünkü biliyorsunuz ki o kapı açılırsa altından neler çıkacak. Çünkü Diyanet yalnızca bir ibadet kurumu değil aynı zamanda bir para akış merkezi hâline gelmiş durumda ve işin en kritik ayağı Türkiye Diyanet Vakfı. Bakın, Türkiye Diyanet Vakfı bugün devasa bir mali güce sahip ama bu gücün nasıl kullanıldığı, hangi ellerde harcandığı kocaman bir sır perdesi altında bulunuyor. Kamuoyuna yansıyan iddialar ortada; milyonlarca liralık lüks araç alımları, vakıf üzerinden yapılan usulsüz ihaleler, kurban bağışlarının nereye gittiğinin meçhul olması, hac ve umre organizasyonlarındaki torpil, kayırma ve şeffaflıktan uzak uygulamalar.

Sayın milletvekilleri, bu madde "denetimi kapat, yetkiyi saraya bırak" denilerek bu milletin alın terine, kutsal değerlerine ve inanç dünyasına ihanet eden bir düzenlemedir. Diyanet Vakfı ne; bir hayır kurumu mu, bir ticaret merkezi mi? Diyanet İşleri Başkanlığının ve bağlı Türkiye Diyanet Vakfının faaliyetleri kamuoyunda uzun süredir ciddi tartışmalara konu olmaktadır, özellikle basına yansıyan iddialar milletimizin vicdanını sızlatacak boyuttadır. İddialara göre Diyanet Vakfının iştiraklerinden biri olan GİNTAŞ İnşaat 2023 yılında yaklaşık 364 milyon TL tutarında kamu ihalesi almıştır. Bu ihalelerin hangi usulle, hangi şeffaflık kriterleriyle verildiği konusunda kamuoyuna yeterli bilgi sunulmamıştır. Yine, kamuoyuna yansıyan haberlerde Diyanet Vakfı yönetiminde bulunan bazı isimlerin birden fazla maaş aldığı yönünde ciddi iddialar bulunmaktadır; bu konuda net ve şeffaf bir açıklama yapılmış değildir. Basında yer alan haberlere göre, 2023 yılında hac organizasyonlarında fahiş fiyat artışları, otel skandalları ve ulaşım problemleri yaşanmış, vatandaşlarımız büyük mağduriyet yaşamış, buna karşın Diyanet yetkililerinin VİP otellerde konakladığı iddia edilmiştir. Ayrıca, daha önceki yıllarda kurban bağışlarının bir kısmının Et ve Süt Kurumuna satıldığı, bağışların doğrudan ihtiyaç sahiplerine ulaşmadığı yönünde birtakım iddialar gündeme gelmişti. Tüm bu iddialar, Diyanet gibi kamusal bir kurumun ve ona bağlı vakfın Sayıştay gibi bağımsız bir denetim mekanizması olmadan faaliyet yürütmesinin ne kadar tehlikeli olduğunu ortaya koymaktadır. Biz, bu iddiaların üzerine gidilmesini, araştırılmasını, şeffaf bir şekilde kamuoyuna açıklanmasını beklerdik ama siz ne yapıyorsunuz? Sayıştayı devre dışı bırakıp yetkiyi tamamen Cumhurbaşkanına bırakıyorsunuz. Allah aşkına Sayın Cumhurbaşkanının hiçbir işi yok, çok boş vakti var da Diyaneti de mi o denetleyecek? Milletin ibadetini, umudunu, kurbanını, fitresini yönetirken bile şeffaflıktan korkan bir anlayış bu ülkeye hayır getirmez. İbadetin olduğu yerde hesap sorulamazlık olmaz; hacda da kurbanda da fitrede de milletin bir kuruşunun hesabı sorulmak zorundadır. Bu mesele sadece Diyaneti değil kamunun bütün kaynaklarını yönetme anlayışınızın bir yansımasıdır.

Yaptığımız iş şudur: Milletin hakkını, hukukunu olmadan kullanmak, sonra da bize güvenin demek. Kusura bakmayın, güven dediğiniz şey hesap vermekten doğar. Bu yanlıştan dönün ve derhâl bu maddeyi geri çekin diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)