| Konu: | Bazı Kanunlarda ve 660 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 92 |
| Tarih: | 28.05.2025 |
İRFAN KARATUTLU (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; hepinizi YENİ YOL Grubu ve DEVA Partisi adına saygıyla selamlıyorum.
Yine bir torba yasa, yine Anayasa Mahkemesinden dönen kanun hükmünde kararname. Bugün içeriğinde Diyanet İşlerinin faaliyetleriyle ilgili birtakım değişiklikler var. Altmış yıllık hayatımda Diyanet İşleriyle bir kez ilişkim oldu. Ben bir tıp doktoruyum, otuz yıl önce hac için doktor görevlendirmesi olacaktı, ona başvurmuştum. Dedim ki: "İmam-hatip mezunuyum, biraz Arapça biliyorum, İngilizce biliyorum; tüm acillerde çalıştım, sağlıkta yöneticilik yaptım; herhâlde hacda faydalı olurum." 2 kişilik komisyona girdim, Diyanet İşlerinden arkadaşımız namaz kılıyordu, Sağlık Bakanlığından olan da "İlk yardım nedir?" dedi, otuz saniye beni dinledi ve dışarı çıkardılar. Dışarı çıktığımda bir başka deneyimli doktor arkadaş dedi ki: "Bu sefer torpili Din İşleri Yüksek Kurulundan buldum, bu kez gideceğim." Doğrudur, o arkadaş gitti, ben gidemedim. Diyanetle tanışmam bu şekildeydi. Bugün, kırk yıl sonra, ilahiyatı bitirmiş birisi olarak Diyanet İşlerini daha iyi anlıyorum, hantallaşmış, paslanmış, topluma dini öğretecek ne gücü ne sistemi irşad edecek... Sadece kendisi irşada muhtaç bir yapı, tekelci bir yapı. Diyanet Vakfını kullanarak paraya ulaşıyor. Kendisini eleştirenlere birtakım hediyeler; hac, umre ziyaretleriyle milyon dolarlık bütçesini devam ettiren bir yapı. İktidara uyarım: Demokratikleşen ve yenilenen ülkemizde belki de ilk neşter vurulması gereken en önemli kurumlardan bir tanesi de Diyanet İşleri.
Konuya buradan girdikten sonra, kendi memleketimle ilgili, Kahramanmaraş'ın deprem yaşamasıyla ilgili birkaç cümle etmek isterim. Devamlı anlatmaya çalışıyorum, söylediklerimin bir kısmı iktidar tarafından dikkate alınıyor, bir kısmı yokmuş gibi davranılıyor. Kahramanmaraş kadim bir şehir, nüfusu 1 milyon 200 bin, Türkiye'nin 19'uncu büyük kenti. Temel sorunları; ulaşım, kara, hava, demir yollarında sorun var, eğitim ve sağlıkta sorun var ama depremle birlikte imar noktasında yeni sorunlar oluştu. Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü, halkın taleplerine çoğu zaman uzak kalmakla beraber, canının istediği yeri rezerv alan ilan ediyor, istemediğini "Rezerv alandan çıkardım." diyor; herhangi bir objektif dayanakları, gerekçeleri yok. Halkla bir koordinasyonsuzluk her kurumda devam ediyor; AFAD'ta, belediyede, Çevre ve Şehircilikte, Valilikte hepsinde devam ediyor. Şimdi, düşünün, yerinden dönüşüm için 31 Hazirana kadar süre verildi, sanki bu süre vahiymiş gibi "Değiştirmeyiz." diyor bürokrasi, hâlbuki daha vatandaşın ne idari ne de hukuki sorunları çözüldü; devam ediyor. Bu koordinasyonsuzluktan ve bu bilgisizlikten yapılan, TOKİ'de yapılan 8-10 bin konut şu anda açıkta, fazlalık var, vatandaş oraya gitmiyor, kendi yerinden dönüşümünü istiyor.
Maalesef esnaf sıkıntılı, 31 Mayısta mücbir sebep yine bitecek. Esnaf diyor ki: "Seçin sıkıntılı olanları, lütfen bu mücbir sebebi uzatın." Bakalım iktidar bunları dinleyecek mi!
Depremin sadece imarla, sadece eğitimle, sadece sağlıkla ilgili sorunları yok. Bakın, o bölgede sosyokültürel sorunlar had safhada; ne Kültür Bakanlığı ne Gençlik ve Spor Bakanlığı ne Aile Bakanlığı -bütün görüşmelerime rağmen- kurumsal bir sistem kurmadılar; geçiştirici, palyatif tedbirlerle işi götürmeye çalışıyorlar. Kültür Bakanıyla bir yıl önce Mecliste görüşmüştüm, "Lütfen, deprem bölgesinde, özellikle şehrim Kahramanmaraş'ta kültürel faaliyetlere çok ihtiyaç var, insanlara moral motivasyon lazım." dedim, hiç oralı bile olmadı. Arkadaşımızın ya yüz yapısı öyle ya da davranışı öyle. Kahramanmaraş'ın çevresindeki bütün illere kültür yolu festivali yaptı; Adana'ya yaptı, Antep'e yaptı, Malatya'ya yaptı, Kayseri'ye yaptı, Maraş'ı atladı. Bakın, Maraş'ta ne doğru düzgün bir tiyatro var ne doğru düzgün bir müze var ne doğru düzgün herhangi bir sergi salonu var; hiçbir şey yok. 1 milyon 200 bin kişiden bahsediyorum. Yok, Kültür Bakanı yok, Kültür müdürü yok; hiçbir çalışması da Kahramanmaraş'ta yok, onu söyleyebilirim.
Bir başka konu, Gençlik ve Spor Bakanı; yurtları yapmadığı için iki yıl boyunca üniversite uzaktan eğitim yaptı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen, buyurun.
İRFAN KARATUTLU (Devamla) - Koskoca büyük şehirde, Kahramanmaraş'ta ne stadyum var ne kapalı spor salonu var ne yüzme havuzu var; hiçbir şey yok. Bakan geliyor "yapacağız" "ceğiz" "cağız" bu sıralar da gelmiyorlar da. Bakan nerede diye araştırdım; görüyorsunuz, baklava yeme ve yedirme partisinde, Dubai'de. Gelse de Kahramanmaraş'ı da görse; baklava yeme ve yedirme partisi var, utanç verici. Neye benziyor biliyor musunuz? ANAP'ın son dönemindeki papatya partilerine çok benziyor. Kahramanmaraş bütün bunlara rağmen basketbolda 1. Lig'e çıktı, futbolda da 3. Lig'den 2. Lig'e çıktı. (YENİ YOL, İYİ Parti, CHP sıralarından alkışlar) Maraş'a bekliyoruz. Ben bütün zorluklara rağmen Millî Mücadele'den bu yana bu başarıyı gösteren şehrime, basketbol takımı Başkanı Hikmet Gümüşer'e, futbol takımı Başkanı Gaffar Akarca'ya teşekkür ediyorum. Bu arada da bütün bu şeyimizi paylaşmak için bekliyoruz Gençlik ve Spor Bakanını.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)