Konu: | Asgari ücrete, bayram ikramiyesine, işsizliğe, nepotizme, Cumhuriyet Halk Partili belediyelere ve düşman ceza hukukuna ilişkin açıklaması |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 92 |
Tarih: | 28.05.2025 |
MURAT EMİR (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ülkemizde asgari ücret temel ücret konumunda. Her 10 çalışandan 6'sı asgari ücret alıyor, kalan 4 kişinin de asgari ücrete göre maaşı belirleniyor. Dolayısıyla asgari ücret temel ücret ama 22.400 lira asgari ücretle geçinmek olanaksız. Açlık sınırı 24 bin lirayı geçmiş durumda ve şimdiden haziran enflasyonunu da katarsanız Merkez Bankasının, TÜİK'in rakamlarına göre enflasyon yüzde 15 yani 22.400 liralık asgari ücret şu anda 19 bin liraya düşmüş durumda. Dolayısıyla temmuzda mutlaka asgari ücrete zam yapılmalı, mutlaka enflasyon oranında düzeltme yapılmalı ve milyonların açlığa terk edilmesine son verilmelidir. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu konunun takipçisi olacağız; tüm toplumsal kesimlerle birlikte el ele, yan yana bu mücadeleyi büyüteceğiz. İktidar, nasıl seçimlerden önce "Gerektiğinde yılda 4 defa zam yapacağız." diyorsa aynı şekilde gelecek, en azından temmuz zammını vermek zorunda kalacak çünkü işçilerimizin, asgari ücretlilerimizin gerçekten bıçak kemiklerine dayanmış durumda.
Yine, 4 bin lira emekli ikramiyesini asla kabul etmiyoruz. Bayram ikramiyesi 4 bin lira olamaz. İlk verildiğinde bir koçun satın alınabildiği bir bayram ikramiyesinin bugün 2 kilo, 3 kilo et parası olmasını asla kabul etmiyoruz ve iktidarı hiç olmazsa emeklilerimizi bu bayramda güldürmeye davet ediyoruz.
Tabii, Türkiye'de bir de işsizlik sorunu var. Asgari ücret böylesine düşükken, böylesine insanlık dışı bir seviyede iken buna rağmen milyonlar iş bulmak için sokaklarda. Sağlık Bakanlığı "3.658 temizlik görevlisi alacağım." diye ilana çıkıyor ve 1,6 milyon kişi başvuruyor. Değerli arkadaşlar, 3.600'lük bir kadro için 1,6 milyon vatandaşımız, gencimiz, insanımız işe girmek üzere başvuruyor; bundan daha çarpıcı, daha öğretici ve Türkiye'deki milyonların nasıl işsizliğe ve açlığa mahkûm edildiğini ortaya koyabilecek başka bir rakam olduğunu, başka bir gösterge olduğunu düşünmüyorum. Duyarlı olmaya ve bu sorunları çözmeye davet ediyorum.
Tabii, işsizler, asgari ücretliler böylesine inim inim inlerken keyfi yerinde olanlar, tuzu kuru olanlar, yağlı ballı maaşlar alanlar, huzur hakkı alanlar da hiç bitmiyor ama her ne hikmetse bunların...
SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Karşı tarafa bakın, bize değil.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - "Bize bakmayın, karşıya bakın." diyor.
MURAT EMİR (Ankara) - Çok haklısınız ama onlar duymuyorlar.
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Orada kimse yok. Boş sıralara mı konuşsun Başkan?
MURAT EMİR (Ankara) - Onların kulakları kapalı, onların kalpleri kapalı, onların vicdanı kurumuş Sayın Başkan.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Koltukları da boş Sayın Başkan, onun için mi bize bakıyorsunuz?
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - 1, 2, 3, 4, 5 kişi.
MURAT EMİR (Ankara) - Biz beraber anlatalım diye size anlatıyorum ben bunları. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)
Bakınız, arpalık olarak kullandıkları Türk Hava Yolları genel kurul yapıyor, genel kurulda yönetim kuruluna 2 üye ayrılıyor; kim bunlar, kimmiş bunlar, kim olabilir? Birisi Fatmanur Altun -bildiğimiz Altunlardan- İletişim Başkanının eşi, diğeri de Hüseyin Keskin, eski Sultanbeyli AKP'li Belediye Başkanı; bunlar alınmışlar. Peki, yerine böyle siyasi kimliği olmayan, AKP'ye yakın olmayan vatan evlatları mı gelmiş diye bakıyorsunuz, ilgisi yok. Özgül Özkan Yavuz gelmiş, AKP'den 2019'da belediye başkan adayı olmuş; Gülden Nacar gelmiş, AKP il kadın kolları başkan yardımcısıymış yani sonuna kadar nepotizm. Ve demişler ki: "60 hukukçusu olan Türk Hava Yollarına dışarıdan hukuk danışmanlığı alalım. E, kimden alalım?" Karar vermişler, "Sezgin Tunç isimli avukattan alalım." demişler. Bu kişi de aynı zamanda Fatmanur Altun ve Fahrettin Altun'un avukatları olarak ortaya çıkıyor.
Yine, Türk Hava Yolları Genel Müdürü Bilal Ekşi'nin kardeşi Kemal Ekşi Türk Hava Yolları Kadıköy'de satış müdürü olmuş, oğlu Melih Ekşi de Türk Hava Yollarının şirketi olan TCI'da işe girmiş. Sonuna kadar yağlı ballı, sonuna kadar nepotizm, sonuna kadar liyakatsizlik ve sonuna kadar kayırmacılık ama işte AKP bu demek zaten, siz de o yüzden şaşırmıyorsunuz.
Değerli arkadaşlar, bir şeyi AKP yapınca sonuna kadar mübah; üstü örtülen yüzlerce soruşturma var, suç isnadı var, saysam şimdi sürem bitecek.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen Sayın Emir.
Buyurun.
MURAT EMİR (Ankara) - Ama aynı işi Cumhuriyet Halk Partili bir belediyenin bürokratı yaparsa büyük suç oluyor, tutuklama sebebi oluyor. Bakın, KİPTAŞ Genel Müdürü Ali Kurt şu anda cezaevinde, tutukladılar. Suçu ne? Bir şirket, MESA ASL, bir yüklenici firma, bu firmayla sözleşme yapılmış, iş karşılığında araç tahsisi de yapılmış ama aynı işlemi AKP'li belediye defalarca yapmış, aynı şirketle yapıldığı da var; onlar yapınca hiç sorun olmamış, dosyada da var ama Cumhuriyet Halk Partili bürokrata gelmişler "Sen bunu nasıl yaparsın?" cezaevine koymuşlar.
Yine, Ali Kurt, 2 emlakçı hakkında suç duyurusunda bulunmuş. Bu kişiler emlakçılık... İşte, suç işledikleri isnadı var. Bunlarla ilgili soruşturma yapılmış, üstü örtülmüş vesaire derken bu kişilerin iddialarıyla Ali Kurt şu anda tutuklu; olacak iş mi?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen, buyurun.
MURAT EMİR (Ankara) - Bu sizin vicdanınıza sığıyor mu? Bu kabul edilebilir bir durum mu?
Değerli arkadaşlar, bakın, belediyelerden belediye başkanlarınızı görevden aldınız, salya sümük oldular ama onların hiçbiri takibata uğramadı. Melih Gökçek'in 100'ün üzerinde, Kadir Topbaşın 40'ın üzerinde dosyası İçişleri Bakanlığı raflarında bekliyor; Zehra Taşkesenlioğlu'nun 213 suç duyurusunun soruşturması dahi yapılmadı, üstü kapatıldı.
TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Başkanım 214, 214'üncüyü de ben buradan yaptım.
MURAT EMİR (Ankara) - Tebrik ediyorum Sayın Çömez.
Kendi Bakanlığına dezenfektan satan Bakanı görevden aldınız ama soruşturmadınız. Ama bakın, sudan bahanelerle, olmayan delillerle, gizli tanıklarla; seçilmiş belediye başkanlarını, bürokratları cezaevinde tutuyorsunuz. Bu, düşman ceza hukukudur ve eninde sonunda bu silah sizi de vuracak ve kötülüğünüzde boğulacaksınız. (CHP sıralarından alkışlar)