| Konu: | YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 85 |
| Tarih: | 29.03.2012 |
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, yirmi altı yıl yaşamını eğitime vermiş bir öğretmen arkadaşınız olarak, ileri demokrasinizde bugün Kızılay'da üzerlerine gaz bombası atılan, göz yaşartıcı bomba atılan, tazyikli su sıkılan ileri demokrasinizi burada Türk milletine, Türk halkına şikâyet ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
KAMER GENÇ (Tunceli) - Arkasında bunlar var! Bunlar gazı atıyorlar, bunlar! Bunlar gaz atıyorlar!
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Sensin bunlar!
NAMIK HAVUTÇA (Devamla) - Şimdi, biz, sendikaları ilk kurduğumuzda da Kızılay meydanlarında üzerimize gaz bombaları atıldı ama Türkiye'nin demokrasisi, öğretmenlerin mücadelesiyle demokrasiyi sınıflarda öğrete öğrete bugünlere geldi.
Değerli arkadaşlarım, ünlü bir atasözüdür, bilirsiniz: "Bir yıl sonrasını düşünüyorsanız buğday ekin, on yıl sonrasını düşünüyorsanız ağaç ekin, yüz yıl sonrasını düşünüyorsanız insan yetiştirin, bin yıl sonrasını düşünüyorsanız sanatçı yetiştirin." Burada vurgulanan şudur: Yani bu ülkenin evlatları bilime, özgürlüğe, özgür düşünceye, üretime yönelik yetiştirilsin ve çağdaş dünya içerisinde diğer insanlarla yarışabilsin. Anayasa'mızın 2'nci maddesinde nasıl bir insan yetiştireceğimiz tanımlanmış. Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı, insan haklarına saygılı, demokratik, laik, sosyal, hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'nin bu niteliklerine uygun insan yetiştirmek zorundayız, Anayasa'mız böyle tanımlıyor ve biz yıllarca okullarımızda bu niteliklere uygun arkadaşlarımızı, öğrencilerimizi yetiştirdik. Dindarlar da, hoşgörülüler de, bilime saygılılar da bu okullarda yetişti, hepimiz bu okullarda yetiştik.
Bakın, biz, yıllarca öğretmenler odalarında sağcısı solcusu, inançlısı inançsızı tüm arkadaşlarımızla o öğretmenler masasının etrafında yan yana olabilmeyi başardık.
Yani hatırlayın, 12 Eylül 1980'den önce aynı köyden çıkmış biri sığırtmacın çocuğu, biri köylünün çocuğu birbirini yok etmedi mi bu ülkede, oluk oluk kan akmadı mı, Uğur Mumcu'lar, nice aydınlarımız ölmedi mi, sağdan soldan nice insanlarımızı kaybetmedik mi değerli arkadaşlarım? O nedenle, şimdi, biz diyoruz ki: Türkiye bu filmi daha önce seyretti. Bakın Çorum'da, Maraş'ta, Sivas'ta nice insanlarımız değişik ayrımlar yüzünden birbirlerine girdiler ve bu ülkenin insanlarını kaybettik. O nedenle, gelin, bu ülkede kinin değil barışın tohumlarını okullarımızda yeşertelim; özgürlüğün, bilimin, aydınlığın, dayanışmanın, hoşgörünün tohumlarını ekelim.
Değerli arkadaşlarım, Değerli Millî Eğitim Bakanına ben sormak istiyorum buradan: Öğretmenlerimiz sokaklara mı düştü, "4+4" diye sendikalar sokaklara mı düştü, veliler sokaklara mı düştü, öğrenciler sokaklara mı düştü; acelemiz ne? Evet, şu andaki kesintisiz eğitimin birtakım sakıncaları vardı, eksikleri vardı. Örneğin, köylerimizdeki okulların kapanması son derece eksiklikti, bunu gidermek zorundayız. Yine, sabahın erken saatlerinde o gencecik yavrularımız, beş yaşında servislere binip 30 kilometre mesafeye taşınıyor; bunu da düzeltmeliyiz. Ama bizim bunu bu şekilde yapmamız doğru değil ve bunun bir geçiş süreci olmalı. Daha dün Savaştepe'de 3 tane evladımızı kaybettik servis kazasında. Şimdi, bakın, beş yaşında Bandırma'nın 30 kilometre ötesindeki bir köyde sabah anne kalkacak, çocuğunu giydirecek ve 30 kilometre mesafeye çocuğunu derse gönderecek. Yapmayın arkadaşlar! Öğretmen arkadaşlarımızı dinleyin lütfen. Çok tehlikeli gidiyoruz, bunun bedelini kuşaklarımız veremez, veremezsiniz.
O nedenle, biz sizlerden? Evet, çoğunluğunuz var, her şeyi yapmaya muktedirsiniz. Hatta deniyor ya bu Meclisle ilgili: "Bu Meclis bir tek şey yapamaz: Kadını erkek, erkeği kadın yapamaz. Onun dışında her şeyi yapar." Doğrudur, ama demokrasilerde? Kral bile diyor: "Ben kral olmasına kralım ama aklımdan geçen her şeyi de yapamam ki."
Değerli arkadaşlarım, demokrasinin en önemli niteliklerinden bir tanesi elbette ki çoğulculuktur, çoğunluktur ama onun kriterlerini Fransız Devrimi'nden itibaren belirleyen kriterler vardır, bunları biz icat etmedik.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
NAMIK HAVUTÇA (Devamla) - Yapmayın, bu ülkenin geleceğine ihanet etmeyelim; barışa, sevgiye, onura, dayanışmaya gidelim.
Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.