GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YENİ YOL Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:91
Tarih:27.05.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA ÖZGÜL SAKİ (İstanbul) - Değerli milletvekilleri, YENİ YOL Grubu tarafından sunulan Türkiye'de aile yapısındaki sosyoekonomik ve kültürel dönüşümün araştırılması konulu bu önergeyi dikkatle inceledik. Önergenin istatistiki tespitlerine katılmakla birlikte, değerlendirme çerçevesini eksik bulduğumuzu belirtmek isterim.

Görüşmekte olduğumuz araştırma önergesi, ilk bakışta aile yapısındaki dönüşümleri anlamaya ve bu bağlamda kapsayıcı sosyal politika üretmeye dönük bir çaba ama ne yazık ki temel dayanağını aile kurumunun zayıfladığı yönündeki muhafazakâr bir varsayımdan alıyor. Önerge, bu sözde çözülmenin nedenlerini tespit etmeye çalışıyor ama bu çözülmenin ardındaki gerçek toplumsal dinamikleri aslında görünmez kılıyor.

Ne demek istiyoruz? Ailede bakım emeğinin krize dönüşmesi, boşanma oranlarının artması, tek ebeveynli ailelerin yaygınlaşması gibi olguları yalnızca aile değerlerinin erozyonu olarak tanımlamak, meseleyi bireysel tercihlere indirgemek ve toplumdaki yapısal eşitsizlikleri örtmek anlamına gelir. Eğer bu dönüşümü gerçekten konuşacaksak önce kadınların ve LGBTİ+'ların aile içinde ne yaşadığını konuşmak zorundayız. Kadınlar, şiddete maruz kaldıkları, emeklerinin sömürüldüğü, erkek egemenliğinin yeniden üretildiği hanelerde kalmayı değil kendi hayatları hakkında özgürce karar almayı seçiyor. LGBTİ+ bireyler saklanarak yaşamak istemiyor. Varlıklarını inkâr eden, şiddet üreten aile yapılarından çıkmak, kendi kimlikleriyle özgürce yaşamak istiyor. Durum bu hâldeyken bizim çözüm olarak önümüze koyacağımız şey aileyi korumak değil 6284 sayılı Yasa'nın etkin uygulanmasıdır mesela, İstanbul Sözleşmesi'ne geri dönmektir mesela, kadın sığınaklarının ve kamusal kreşlerin yaygınlaştırılmasıdır, kadınların ve LGBTİ+'ların yükselen özgürlük mücadelesinin tanınmasıdır.

Bugün Türkiye'de kadınların sırtındaki bakım yükü, derinleşen yoksullukla birlikte her geçen gün artıyor. Kadınlar barınamıyor; yaşlı bakımı, çocuk bakımı kadınların omuzlarında ama kamusal ücretsiz kreşler yok, kamusal yaşlı bakım merkezleri yok. TÜİK verilerine göre hanelerin yüzde 66'sının ev içi bakım yükünü yalnızca kadınlar taşıyor. Kadınların sadece yüzde 34'ü istihdamda ama bunun büyük bir çoğunluğu da güvencesiz işlerde. 3 yaş altı çocuklar için kamusal kreş erişimi yalnızca yüzde 5. 0-5 yaş grubundaki çocukların yüzde 90'ından fazlasına kamusal kreş hizmeti yok. Bu tablo, bakım krizinin kadınlar aleyhine nasıl bir yapısal eşitsizliğe dönüştüğünü çok açık şekilde gösteriyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Saki.

Buyurun.

ÖZGÜL SAKİ (Devamla) - Dolayısıyla burada yapılması gerekenler aslında kadınların taleplerine kulak vermek, sadaka gibi verilen sosyal destekler değil hak temelli kadın yoksulluğuyla mücadele, kadınların eşitlik talebini gören politikalardır ancak iktidar bunun yerine ne yapıyor? Kadınları âdeta aile içinde -tırnak içinde- hizmet veren bireyler olarak tanımlıyor, kaç çocuk doğuracağına karar vermek istiyor, sezaryen mi vajinal doğum mu yapacağına devlet karar vermek istiyor. Oysa bunlar, kadına yönelik şiddeti ve ayrımcılığı artıran şeyler. Siz önce kadın yoksulluğunu, kadın cinayetlerini engelleyin, kadınların eşit şekilde toplumsal yaşama katılımı konusunda sosyal politikalar üretin, kadınlar kendi bedenleri hakkında kendileri karar versinler diyorum ve teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)