| Konu: | Mersin'in yerel sorunlarına ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 91 |
| Tarih: | 27.05.2025 |
PERİHAN KOCA (Mersin) - Teşekkür ediyorum.
Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen değerli halkımızı bir kez daha Türkiye Büyük Millet Meclisinden saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Öncelikle, Mersin ve Adana'da ekmeği ve onuru için direnişe geçen, greve geçen Toros Tarım işçilerinin grevlerinin 7'nci gününde kendilerini buradan, Türkiye Büyük Millet Meclisinden saygıyla selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, Mersin ilinin sorunlarına dair söz aldım. Mersin ilimizin, kentimizin gerçekten çok derin, çok acil ve yakıcı sorun alanları var ama genel bir sorun alanı üzerinden ziyade, sadece Akdeniz Kazanlı'da yaşanan ekokırım gerçekliğine dair söz kurmak istiyorum izninizle.
Mersin, sahil şeridi boyunca bir ekokırıma uğruyor değerli arkadaşlar, sahilin her bir bölgesinde doğaya karşı işlenmiş farklı bir suç söz konusu ne yazık ki. Tabii, bunlar birtakım kendini bilmezlerin işi değil ya da kamu görevlilerinin ihmali sonucunda yaşadığımız gerçekler değil; ne yazık ki devlet ve sermaye el ele vermiş, Mersin'in her bir noktasının sermaye tarafından yağmalanmasına karar vermiş durumdalar; Mersin'de ne yazık ki tablo bu.
Aslında yalnızca Mersin sahil şeridi açısından değil, İskenderun Körfezi'nden başlayarak Mersin sahil şeridi boyunca kıyılar ve su kaynakları başta olmak üzere hava ve toprak tamamen şirketlerin kanalizasyon çukuruna dönüşmüş durumda. Nükleer santral bir taraftan, petrokimya tesisleri, katı atık depoları, termik santraller, taş ocakları, madenler bir taraftan, "kalkınma" adı altında bir coğrafya gözlerimizin önünde yok ediliyor, Mersin yok ediliyor. Bugün geldiğimiz aşamada, Akdeniz ilçesinde suyu temiz akan tek bir dere, tek bir nehir yok değerli arkadaşlar. Katı atık tesislerinin, petrol dolum tesislerinin, yağ fabrikalarının, Akdeniz sahil şeridi boyunca kıyıya yapışmış mikroplastiklerin sadece şimdiki kuşakların değil, önümüzdeki 5-10 kuşağın yaşamlarında ne yazık ki ölümcül etkileri olacak. Mersin Limanı'nın Genişletilmesi Projesi'yle -daha evvel de bu kürsüde ifade etmiştim- denizden çıkarılan 6 milyon tonluk asbestli atık yine denize boşaltılmış durumda ve Mersin, kelimenin tam anlamıyla sermayenin atık su çukuruna dönüştürülmüş vaziyette.
Bir sürü ekokırım suçu ne yazık ki aynı anda işleniyor. Bahsettiğim ekokırım suçlarından bir tanesi de bu aralar üst üste gelen bir şekilde Akdeniz ilçesinin Kazanlı Mahallesi'nde ne yazık ki yaşanıyor. Soda ve Kromsan Fabrikası'nın önündeki kıyıda, geçtiğimiz günlerde on binlerce ölü balık kıyıya vurdu, karaya vurdu değerli arkadaşlar. Denizin rengi sapsarıydı, oraya gittik, yerinde incelemeler yaptık, Kazanlı muhtarlarımızla görüştük, Kazanlı halkımızla bir dizi toplantılar yaptık ve sudan numuneler aldık. Numune sonuçlarını şu anda bekliyoruz ama balık ölümlerinden önce alınan numunelerin sonuçlarına göre, deniz suyu içerisinde ciddi seviyede krom (+6) maddesine rastlanmış durumda. Krom (+6) partikül olarak dağıldığı zaman kanserojen içeren bir madde değerli arkadaşlar. Zaten Akdeniz ilçesinin, özellikle de Kazanlı'nın sahil kirliliği yıllardır çözülemeyen bir sorun iken bu söz konusu maddenin varlığı daha ölümcül bir şekilde tehlike yaratıyor ama yalnızca insan odaklı bakmak hatalı olacak çünkü bahsettiğim bölge Akdeniz'de, Akdeniz sahilinde "caretta caretta"ların yuvalama alanı olan bir sit alanı, bir özel bölge ama ne yazık ki bu özel bölge korunmak yerine talan ediliyor, fabrika atıklarıyla, sermaye projeleriyle deniz ve ekosistem yok ediliyor.
Öte yandan, Kazanlı ne yazık ki bir petrol dolum tesisine dönüştürülmüş durumda. Hâlihazırdaki dolum tesislerin verdiği zarar yetmezmiş gibi, şimdilerde Kazanlı'da Kadıoğlu Petrolcülük AŞ'ye ait akaryakıt dolum ve depolama tesisinde kapasite artışı yapılmak isteniyor. Bununla ilgili geçtiğimiz günlerde bir ÇED toplantısı yapılmak istendi ama Kazanlı halkı bu kapasite artırımı girişimi karşısında önemli ve yaşamsal bir adım attı ve Mersin Çevre Platformuyla beraber "Zehir ve ölüm solumak istemiyoruz. Kazanlı yaşam istiyor, Kazanlı yaşamak istiyor." diyerek bu ÇED toplantısını iptal ettirdi, yaptırmadı çünkü değerli arkadaşlar, Kazanlı halkı uzun zamandır aslında zehir soluyor, ölüm soluyor, kanser oranları artmış durumda, genç ölümleri artmış durumda; böylesi bir ölüm gerçekliğiyle ve ölüm çemberiyle şu anda Kazanlı halkı sınanıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
PERİHAN KOCA (Devamla) - Kazanlı halkı bu ölüm çemberini kırmak için toprağına, suyuna, havasına, denizine, yaşamına ve geleceğine sahip çıkıyor.
Buradan tüm Kazanlı halkını ve Mersin Çevre Platformunu özel olarak selamlamak istiyorum, bu iradelerinden dolayı da tebriklerimi iletiyorum.
Ve son olarak, Kazanlı halkına, Kazanlı'nın kaplumbağalarına, Kazanlı'nın sahiline, Kazanlı'nın denizine, kumuna, doğal bitki örtüsüne, florasına düşmanlık etmekten vazgeçilmesi çağrısında bulunuyorum.
Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)