Konu: | Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 90 |
Tarih: | 21.05.2025 |
MURAT ÇAN (Samsun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, millet iradesini yok sayan; hukuku, Anayasa'yı ayaklar altına almayı artık alışkanlık hâline getirmiş bir anlayış yüzünden Meclis mesai yapmayı sürdürüyor. İşte şimdi görüştüğümüz teklif de üzerine söz aldığım madde de bunun yeni bir örneği. Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından yürütülen projelerdeki iş ve işlemler hakkında 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle Başkanlığa bazı yetkiler verilmiş ancak bunlar Anayasa değişikliğine uyum sağlaması amacıyla çıkarılan yetki kanununa uymadığı için Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş, şimdi de kanun hükmü olarak yeniden düzenlenmek isteniyor. İktidarın niyeti de yolu da belli; hukuk devletini guguk devletine benzetmek, çevirmek. Bunun için her şeyi yapıyor, görüyoruz. Yasama yetkisi kâğıt üstünde Mecliste, fiiliyatta sarayda. Bu Meclis milletin ihtiyaç ve beklentileriyle değil sarayın direktifleriyle hareket eden bir mekanizmaya dönüştürüldü. Zaten milletimiz de böyle bir mekanizmadan millet için yasa yapmasını beklemiyor. Buna dönük umudunu çoktan yitirdi ama inancını yitirmedi, 23 Mart darbe girişimine verdiği tepki bu inancın en belirgin örneğiydi. 23 Martta, millet, iradesine sahip çıkarken, siz iradenizi de idrak yeteneğinizi de kaybettiniz; korkuyla her geçen gün daha da saçmalıyorsunuz, daha da batıyorsunuz.
Değerli milletvekilleri, bu iktidarın kanun yapma anlayışı toplumu susturmak, muhalefeti baskı altına almak ve tek adam rejimini kalıcı hâle getirmektir. Yasaları kamu yararı gözeterek değil siyasi çıkarlar doğrultusunda hazırlıyor. Tıpkı şimdi yapmaya çalıştığı gibi, Anayasa'ya, hukuk devleti ilkesine aykırı bulunmuş düzenlemeleri bu Meclis eliyle kanunlaştırmaya çalışıyor; biz ise hukukun üstünlüğünü değil üstünlerin hukukunu savunan bu anlayışa karşı mücadele ediyoruz. Üstünlerin hukukunda ne var? Milletin iradesine darbe var, darbe; yalan var, devletin televizyonu eliyle yapılmış kuyruklu yalanlar var; iftira var. FETÖ taktikleriyle yargıyı araçsallaştırma var. Diploma hırsızlığı var, diploma; ilk defa karşılaşıldı. Devletin kurumlarını, resmî makamları yalanlara, iftiralara ortak etme çabası var; korku var, panik var burada.
Pusulası şaşmış bir iktidar her çılgınlığı yapar, buna biz şaşırmıyoruz. Fakat bizden bu ülkeyi ve milletimizi felaketlere sürüklemelerine göz yummamızı bekleyenler hayal görmeye devam etsinler.
Daha iki gün önce ilk adımın 106'ncı yılını görkemli bir şekilde kutladık. İşte yüz altı yıl önceki kararlılıkla meydanlardayız, her geçen gün daha da büyüyoruz. Ulu Önder'imiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk yedi düveli dize getirdi; biz de milletimize güveniyor, milletimizle birlikte bu karanlıktan çıkacağımıza inanıyoruz, ne Silivri tehditleri ne kumpas mahkemeleri bizi yolumuzdan alıkoyamaz. Yaklaşık 20 milyon yurttaşımız "Adayımızı özgür bırakın." diye imza verdi. Hukuksuzluk ve vicdansızlık karşısında dimdik duran milyonlara hangi çılgın zincir vuracak şaşıyoruz. Millete sırt çeviren, milletin derdini unutup kendi çıkarının peşinden koşturan her türlü hukuksuzluğu kendisi için meşru gören bu anlayışı, milletimizle birlikte ve demokratik yollarla göndermenin zamanı gelmiştir. Çözüm bellidir, sandık derhâl milletin önüne getirilmelidir. Milletin hakemliğinden daha fazla kaçılamaz. Milletimiz bir an önce sandığı önünde, adayını yanında görmek istiyor. Milletimiz, iktidarın hukuk tanımaz eylemlerinin notunu bir an önce vermek istiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Çan, tamamlayın.
MURAT ÇAN (Devamla) - Teşekkür ediyorum.
Çünkü milletimiz yeniden hukukun üstün kılınmasını, yargı bağımsızlığını ve temel hak ve özgürlüklerinin güvence altında olmasını istiyor. Bu iktidar bunların hepsini çaldı, şimdi yeniden yerine koymanın vakti gelmiştir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)