Konu: | DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 76 |
Tarih: | 11.04.2025 |
CHP GRUBU ADINA MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Kayıplar Haftası ne anlama geliyor, onu ifade etmek isterim. 27 Mayıs 1995'te cumartesi insanları, Cumartesi Anneleri, zorla kaybedilen yakınları için o zamandan bu zamana yas tutuyorlar bir yas meydanı olan Galatasaray'da; tabii, yasaklandı, yok sayıldı. O zamandan bu zamana da mayıs ayının son iki haftası Kayıplar Haftası olarak anılıyor. Benim açımdan da bu hafta, gerçekten, birçok yakınını kaybetmiş dostum nedeniyle ağır bir hafta. "Niye?" diyeceksiniz. Zorla kaybedilme vakası sonuçta yakınlar bakımından tutulmamış bir yası ifade eder, kurulmamış bir taziyeyi ifade eder aynı zamanda ve yakınları bakımdan, geride kalanlar bakımından işkencedir; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de böyle tarif eder.
Şunu söyleyeyim: Mesela, en yakınlarımdan birisi olan Dilşah teyze şu anda 90 yaşındadır. Fikri Özgen, benim büroma her hafta gelirdi; 67 yaşında, Diyarbakır Bağlar semtinde, 1995'te Kulp'tan gelen Jandarma görevlisi tarafından gözaltına alındı ve bir daha kendisinden haber alınamadı. Bakın, otuz yıldır Dilşah teyze, Fikri amcanın bir kemiğini arar ki dua edebilsin; benden tek isteği buydu avukat olarak, tek isteği buydu. Diyarbakır Adliyesine gittim, biliyoruz orada olduğunu ama o zamanki cumhuriyet savcısını yanı başımızdaki JİTEM merkezine götüremedik. Fikri Amca otuz yıldır yok, bakın, çocukları yasını tutamıyor, taziyesi yok.
Silopi kayıpları -aklıma geleni söylüyorum- kaybedildikleri gün Diyarbakır'dan Silopi'ye gittik, cumhuriyet savcısı bize "Şırnak'a gidin, burada aramayın." dedi. Şırnak'a gittik, cumhuriyet başsavcısıyla görüştük, o cumhuriyet başsavcısı Sarı Levent'ten korktuğu için Jandarmaya gelemedi, sadece faksla sordu ve o zamandan bu zamana Silopi'deki 2 genç parti yöneticisi kayıp ve taziyeleri tutulamıyor, yasları da bitmiyor.
SIRRI SAKİK (Ağrı) - Asit kuyularında hepsi, asit kuyularında.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bakın, sizlere anlatabileceğimiz böyle birçok olay var. Sonuçta, bir süreç başladı, eğer bu süreç gerçek anlamıyla bir barışla sonuçlanacaksa "geçiş dönemi adaleti" dediğimiz bir dönemi de yaşamak zorundayız yani bu yurttaşlarımızla barışmak zorundayız.
Ben Adalet ve Kalkınma Partisi bakımdan şunu söyleyebilirim: Sizin döneminizde, evet, sistematik zorla kaybedilme vakaları olmadı. Diyebilirsiniz ki: "Bizim dönemimizden önce oldu."
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Devam edin.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Ama bunu bir avukat ve milletvekili olarak söylüyorum, sizin döneminizde açılan davaların tümü, bakın, Diyarbakır'dan, Hakkâri'den, Mardin'den sürgün edildi, Ankara'ya, İzmir'e sürgün edildi. Mesela, Kulp davası Ankara'ya geldi, Dicle davası İzmir'e gitti ve sizin katkılarınızla bütün o sanıklar, şüpheliler zaman aşımıyla beraat ettiler ve sonuçta hüküm kurulamadı. Zorla açılan davaları söylüyorum, zorla açılan davaları.
SIRRI SAKİK (Ağrı) - Vartinis davası...
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Vartinis davası, işte geldi, Kırıkkale'ye geldi, yanı başımıza geldi, Muş'tan buraya geldi ve bunlarda, o aklanmalarda sizin katkılarınız var, sorumluluğunuz var; bunları da bilmenizi isterim. Yani eğer gerçek bir döneme saygınız varsa gelin bu araştırma önergesini kabul edelim, en azından bir yerden başlayalım. Bakın, adım atmıyorsunuz, hiç olmazsa buradan bir adım atalım, bir adım daha atalım buradan.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayın Sayın Tanrıkulu.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Bir komisyon kurulsun, yürüyelim buradan. Hiç olmazsa bu sürecin hatırına yurttaşlarımıza bir güvence vermiş oluruz. Dolayısıyla, hani yasa yapmak zordur, süreç başlatmak zordur, komisyon kurmak zordur bir olaya özgü, müzakere edilmesi lazım ama herkesin ortaklaştığı bu konularda komisyon kurmak zor olmamalı. Adalet ve Kalkınma Partili milletvekillerini ben bu konuda vicdana davet ediyorum. Hiç olmazsa bu dönemde Meclis bir kez daha, bakın, bir kez daha kaybedilenleri araştıracak diyebilelim burada.
Siyaset yapmayalım, siyasetüstü bir tutum alalım diyorum, hepinize saygılarımı sunuyorum. (CHP ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)