GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Silah bırakma tartışmasına, birkaç ay önce Millî Savunma Bakanına verdiği soru önergesine, umut hakkı tartışmasına, bu sabah Libya'dan aldığı mesaja, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü'ne ve lisanslı depoculuk problemine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:88
Tarih:15.05.2025

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Saygıdeğer milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Günlerdir konuşuyoruz, tartışıyoruz, bir silah bırakma tartışmasıdır gidiyor. Bir taraf diyor ki: "Aslında çiçeklerle böceklerle bu işi karşılamamız lazım." Bir taraf da bizler gibi: "Türkiye'de yaşanan bu süreci millet adına sorgulayalım, neyin ne olduğunu anlayalım." Pek çok kereler sorduk ama cevabını alamadık. İktidarın Grup Başkan Vekili buradayken bir kere daha teyiden kendisine soru yöneltmek istiyorum: Bakın, Sayın Erdoğan'ın kendi ifadesidir: "PKK ve bütün unsurları..." Bu "bütün unsurları"ndan murat nedir, kasıt nedir; bunun mutlaka ve mutlaka açıklanması lazım. 2016 yılında zamanın Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü, bugünün MİT Başkanı Sayın İbrahim Kalın'ın yaptığı bir değerlendirme var. Bugün baktım, hâlâ Cumhurbaşkanlığı sitesinde duruyor bu konuşma, ifade aynen şöyle: "PYD ve YPG'nin 2003 yılında doğrudan PKK'nın lideri Abdullah Öcalan'ın talimatıyla kurulduğu herkesin malumudur." Bunu söyleyen bugün MİT'in başında. Öte yandan, diyor ki: "PYD ve YPG'nin tüzüğüne, organizasyon yapısına, eylem biçimlerine baktığınız zaman bütün bunların PKK tarafından ve şu anda da Kandil üzerinden koordine edildiği herkes tarafından bilinmektedir."

Şimdi sorumuz şu: Acaba bu unsurlar; Suriye'nin kuzeyinde yıllarca emperyaller tarafından beslenmiş, desteklenmiş, eğitilmiş, donatılmış bu unsurlar silah bırakacaklar mı, bırakmayacaklar mı? Bu sorunun mutlaka ve mutlaka cevabının verilmesi lazım.

Öte yandan, birkaç ay önce Millî Savunma Bakanına bir soru önergesi verdim, dedim ki: Sayın Bakan, Türk Silahlı Kuvvetleri Suriye'nin kuzeyine müteaddit defalar operasyonlar gerçekleştirdi. Teker teker saydım operasyonları ve bu operasyonlar esnasında şehit olan askerlerimizi de dile getirdim. Bu operasyonlarda bu kadar sayıda askerimiz şehit oldu mu? Bunlar neden şehit oldu ve biz bu operasyonları hangi gerekçeyle yaptık? Her zaman olduğu gibi, Değerli Başkanım, Millî Savunma Bakanı cevap verme zahmetinde bile bulunmadı fakat bugün Sözcü gazetesinin manşetinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye'nin kuzeyine yapmış olduğu operasyonlarda hayatını kaybeden, şehit olan askerlerimizin sayısının 230'u bulduğu ifade edildi. Şimdi, bütün bunları yan yana koyduğumuzda, PKK'nın uzantısı niteliğinde kurulduğu bugünün MİT Başkanı tarafından ifade edilmiş bir terör örgütü silah bırakacak mı, bırakmayacak mı? Bunun mutlaka ve mutlaka cevabının verilmesi lazım. Öte yandan, yine sordum, yine cevap istiyorum: Cezaevlerinde bulunan PKK'lı teröristlere -bunların toplam sayısının 7 bin olduğu ifade ediliyor- bir af hazırlığı var mı, bununla ilgili herhangi bir çalışma yapıyor musunuz? Bir son sorum da umut hakkı tartışması. Teröristbaşı cezaevinden çıkacak mı ve çıkarsa buna hazırlamış olduğunuz bir konut ya da bir düzen var mı? Bunlarla ilgili toplumun ciddi manada kaygıları ve soru işaretleri var. Diğer kaygıları dün dile getirdiğim için bugün tekrar etmeyeceğim. Bununla ilgili kamuoyuna bir açıklama yapmanız icap eder; çiçekle, böcekle nutuk atarak bu süreci yürütmeye lütfen çalışmayın.

Az önce bir sayın milletvekili AKP iktidarı döneminde dış politikadaki başarılardan bahsetti, tam da bu esnada Libya'da ne kadar başarılı işler yaptığımızı söyledi. Fakat ben bu sabah Libya'dan bir mesaj aldım, şu anda Libya'da, orada birkaç şehirde bin civarında vatandaşımız mahsur kalmış çatışmalardan dolayı. Hani biz bütün Orta Doğu'yu yönetiyorduk ya, Suriye'nin Fatih'iydik ya, Libya'da ne istersek o oluyordu ya; şu anda bin vatandaşımızı Libya'dan tahliye edemiyoruz. Bir kısmının bende isimleri var, telefonları var, Dışişleri Bakanlığı hakikaten ilgilenecekse hepsinin detaylarını vereyim, otellerinin adreslerini de vereyim; lütfen orada mahsur kalmış, çıkamayan Türk vatandaşlarına sahip çıksınlar. Demek hakikaten çok güçlüler, Orta Doğu'nun Fatih'isiniz, Libya'da her şeye siz karar veriyorsunuz -bakın, size birçok kereler destek de olduk oraya gönderilecek olan askerî unsurlarla ilgili- madem bu konuda hakikaten o noktadasınız, lütfen vatandaşlarımıza sahip çıkın, hepsinin kaldığı otelleri ve adresleri bende mahfuz; ne olursunuz vatandaşlarımıza sahip çıkın.

Öte yandan, dün 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü'ydü ve çiftçilerimizin sorunları burada değişik şekilde ele alındı ve muhtelif milletvekillerimiz son derece saygın değerlendirmeler yaptılar. Tabii, çiftçilerimizin ne durumda olduğunu hepimiz biliyoruz. Bakın, AK PARTİ iktidarı döneminde çiftçi sayısında inanılmaz bir azalma söz konusu oldu. Şu anda gençler çiftçilik yapmıyor...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Çiftçi yaşı ortalama 58, hayvan yetiştiricisi yaşı ortalama 56 ve şu anda çiftçi sayısı yarıya düşmüş durumda. Köyler boşaldı ve -Balıkesir'i bildiğim için söylüyorum- arazilerin üçte 1'i sahibi belli olmayan şirketlere satılıyor. İstanbul'dan koltuğunun altında dosyaları alan geliyor ve Balıkesir'deki birçok arazi satıldı.

Bu arada çiftçi borçlarına baktım, rakamları vereyim. Bakın, geçen yılın mart ayında çiftçilerin bankalara olan borcu 651,6 milyar lira, bu yılın mart ayında aynı borç 970,1 milyar lira. Bakın, çiftçi borç batağı içerisinde, sebebi ne? Sebebi, çiftçinin girdi maliyeti inanılmaz bir şekilde arttı. İktidara geldiğiniz gibi ilk yaptığınız şey gübre fabrikalarını satmaktı. O dönemde nasıl itiraz ettiğimi bilenler, hatırlayanlar mutlaka çıkacaktır. Bugün gübre maliyet aldı başını gitti, mazot maliyeti ona keza, zirai mücadele ilaçlarının maliyeti aldı başını gitti. Yerli tohumla ilgili, ata tohumuyla ilgili hiç bir şey yapmadınız; sulamayla ilgili doğru bir adım atmadınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitireceğim Başkanım.

Şu anda çiftçi inim inim inliyor. Dolayısıyla çiftçinin meselesini ciddiye alın ve çiftçimizle ilgili yapmanız gerekenleri yapın.

Son olarak önemli bir konudan bahsedeceğim. Bakın, tarımda yaşanan önemli problemlerden bir tanesi de lisanslı depoculuk problemidir. Maalesef, AK PARTİ iktidarı döneminde lisanslı depoculuğa yeterince ehemmiyet ve önem verilmediği için çiftçimiz hâlâ sıkıntı yaşıyor. Geçen yıl yaşadığım bir olayı anlatacağım: Balıkesir'de çiftçimiz TMO'nun silolarına ürünlerini koyamadığı için on binlerce ton buğday toprağa gömüldü ve ben ne yaptım? Gittim, bu buğdayların yerini tespit ettim, fotoğraflarını, videolarını çektim, ilgili birimlerden bilgi almaya çalıştım ve bana ne dediler biliyor musunuz? "Çok miktarda buğdayımız maalesef çürüdü." Bir daha söylüyorum, çürüdü Türkiye'nin her yerinde ve ben bunu Türkiye'yle paylaştım. Bu ülkenin Tarım Bakanı kalkıp bana telefon edip "Sayın Vekil, bir şey söylüyorsunuz ama..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Bitirelim, hayırlı çalışmalar diliyorum.

Buyurun.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Bitireceğim Başkanım.

Evet, ben de herkese hayırlı çalışmalar diliyorum ve soru önergelerime hayırla cevap vermelerini bekliyorum iktidar cephesinin.

Bana cevap vermek yerine mahkemeye vermiş, benimle ilgili tam 46 sayfa bir şikâyet dilekçesi vermiş; buğdayları çürüten benmişim gibi, Türk tarımını çürüten benmişim gibi, Türk çiftçisini batıran benmişim gibi gitmiş, mahkemeye şikâyet etmiş. Allah'tan bu ülkede hâlâ hâkimler var da dün tokat gibi bir cevap vermiş ortaya koyduğum belgelerle, çok da iyi bir karar vermiş ve maalesef -daha doğrusu onlar için maalesef, Türk hukuk sistemi için hayırlı bir gelişme- bu reddedilmiş.

Son bir şey daha söyleyeceğim size, o çok önemli bir konu. Bakın, bundan bir süre önce Mardin'de, Kızıltepe'de -az önce bahsettiğim şekilde- lisanslı depolarda bir sahtekârlık tespit ettim ve kalktım bunu soru önergesi olarak verdim, dedim ki: "Lisanslı depolara milletin emanet edilmiş buğdayları çalınmış Sayın Bakan. 1 milyar liradan fazla buğday..."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Son bir cümlem, bitireceğim, söz veriyorum Başkanım. Lütfen, istirham ediyorum.

BAŞKAN - Tamamlayın.

TURHAN ÇÖMEZ (Balıkesir) - Lisanslı depolardan millet adına oralara toplanmış buğdaylar çalınmış ya, böyle bir şey olur mu? Tam 1,5 milyar liralık buğday çalınmış ve ben bunu ilan ettim, soru önergesi verdim, verdiğim soru önergesine her zaman olduğu gibi cevap yok ama Allah'tan yerel birimler, herhâlde Parlamentoda bu konu gündeme geldi, ciddi olabilir diye üzerine gitmişler ve neticede 9 kişi tutuklandı. Allah aşkına, bu memlekete sahip çıkın, bu ülkeye sahip çıkın, Türk çiftçisinin hiç olmazsa buğdayına sahip çıkın. Devlete emanet edilmiş buğday çalınıyorsa vay bizim hâlimize diyeceğim.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.