GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti devletini itham eden haksız yaklaşımlara ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:88
Tarih:15.05.2025

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Sayın Başkan, muhterem milletvekilleri; dün Ankara'nın Lozan Meydanı'ndan emperyalizmin beslemelerine hak ettikleri cevabı Sayın Genel Başkanımız Müsavat Dervişoğlu'nun liderliğinde verdik. Uluslararası güçlerin besleyip büyüttüğü, onların korumalığından güç alarak palazlanan ve Türkiye Cumhuriyeti'ne meydan okuma cüretini gösterenler bilsinler ki Lozan, Türk milletinin esaret zincirlerini parçaladığı, emperyalizmin ayağını bu topraklardan bir daha ayak bastırmamacasına kestiği tapudur. Sizin "zindan" dediğiniz Lozan, Türk milletinin özgürlük senedidir. Ne diyorlar? "Kürt halkı soykırıma uğradı." İstediğiniz kadar Türk ve Kürt arasına nifak tohumlarını ekmeye çalışın. Bu ülkenin Kürt vatandaşları da tıpkı Türk vatandaşları gibi bu toprakların asli unsurudur ve hep birlikte eşit şartlara sahip Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarıdır. Cumhuriyet; Türk'üyle, Türkmen'iyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle bir bütündür. Kürt kardeşlerimiz sadece ve sadece bu milletin omurgasıdır, iddia ettiğiniz gibi eli kanlı terör örgütü PKK'nın değil. Cani örgütün yaptığı tek şey bu halkı kandırmak, temsil ettiğini iddia ettiği insanlara ölüm, acı ve yıkım getirmektir ve utanmadan bu devlete, bu Meclise, bu millete "gayrimeşru" diyorlar. Buradan haykırıyorum: Sizin gözünüzde meşru olmayan bu devlet, şehit kanıyla kurulmuş, halkın iradesiyle büyümüş ve alnı açık bir devlettir. Gayrimeşru olan sizsiniz, dağda cinayet işleyip şehirde manifesto yayınlayan sizlersiniz. Tarihi çarpıtan, cumhuriyeti küçümseyen, bir halkı temsilden değil, ekmeğini yediğiniz, suyunu içtiğiniz ülkeye ihanetten beslenen de sizsiniz. Bu ülkenin çocukları Türk'üyle, Kürt'üyle, Alevi'siyle, Sünni'siyle bin yıldır bir aradadır ve kardeştir; her türlü provokasyonu da boşa çıkarmış, istenilen kardeş kavgasına hiçbir zaman fırsat vermemiştir. Biz, ayrılığa değil birliğe inanırız. Biz, ırka değil vatandaşlığa inanırız. Biz, PKK'nın hayalini kurduğu etnik fitne düzenine değil Atatürk'ün tek millet ülküsüne bağlıyız. Şunu da herkes bilsin: Birileri bugün bu bildiriye sessiz kalıyorsa, "ama" "fakat" "ancak" diyerek meşrulaştırmaya çalışıyorsa, bu Mecliste dahi o zehirli dile ortak oluyorsa bu millet bu gafleti de asla unutmayacaktır. Lozan bizim şerefimizdir, cumhuriyet bizim namusumuzdur. Devletimiz meşrudur ve ebedidir ve PKK tarihin çöplüğünde bütün uzantılarıyla birlikte yok olmaya mahkûmdur.

Kürsüye çıkıp, haktan, barıştan söz edip bir terör örgütünün ağzıyla konuşanlara da sesleniyorum: Bu millet barışı da bilir, ihaneti de ve zamanı geldiğinde ihaneti susturacak iradeyi sandıkta da meydanda da dağda da gösterir. Biz bu cumhuriyeti kuranlara borçluyuz ve bu borcu ödemek için susmayacağız.

Efendim, 1985 yılında bölücü terör örgütünün katliamlarıyla başlayan terörle mücadelenin en önemli unsurlarından biri de geçici koruculardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - Tamamlayayım.

Tuncer Bakırhan'ın hadsizce ve hayâsızca genel korucularla ilgili, geçici köy korucularıyla alakalı sarf ettiği sözlerin muhatabı İçişleri Bakanıdır.

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Ne biçim konuşuyorsun ya! Hadsiz sensin.

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Devamla) - Ve üzerinden bir gün geçtiği hâlde köy korucularını aşağılayan, zımnen tehdit eden Tuncer Bakırhan'a karşı hâlen bir açıklama duyamadık. Şımarıklık belki de bu yüzden bu hadde ve bu seviyesizliğe ulaşmıştır. Bugüne kadar 1.850 korucumuz şehit olmuştur. Bugün korucular için sarf edilen bu sözleri yarın emniyet güçlerimiz, askerlerimiz, polislerimiz için de sarf edecektir bunlar. Ben, o yüzden, İçişleri Bakanına görevini hatırlatıyor; şehit korucularımızı rahmetle, minnetle, şükranla anıyorum.

Teşekkür ediyorum.