Konu: | Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 86 |
Tarih: | 13.05.2025 |
CEVDET AKAY (Karabük) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Son bir aydır sürekli torba yasayı konuşuyoruz, görüşüyoruz; Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşüyoruz, arkasından Genel Kurulda görüşüyoruz tam bitmeden. 283 tane, Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği kanun hükmünde kararnamelerle düzenlenen madde var. Bugün görüşeceğimiz, Plan ve Bütçe Komisyonunda da bugün görüştüğümüz ve haftaya buraya gelecek olan maddelerle beraber 80 maddesini görüşmüş olacağız. Şimdi, bir: Anayasa'ya aykırılık yönünden önergeler veriyoruz, bu teklifte de Anayasa'ya aykırılık var; 7'nci madde Anayasa’nın 128'inci maddesine ve 7'nci maddesine aykırı, bu şekliyle geçerse yine Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilecek bir husus. Tali komisyonlarda görüşmeler olmuyor, onların görüşleri alınmıyor uzmanlık alanlarıyla ilgili. Yine böyle bir maddeyle beraberiz, kanun teklifiyle beraberiz. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu delik deşik edildi, inanın. Yani baktığımız zaman, bir sürü maddesinin değiştiğini görüyoruz. Torba teklife göre, Cumhurbaşkanlığı, bakanlıklar ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının teşkilatlanmalarına ilişkin Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle belirtilen hususlarla ilgili olarak burada düzenlemeler yapılıyor fakat 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na uyulmadan yani onların işe alımla ilgili, sınavlarıyla ilgili, yükselme dereceleriyle ilgili, ilerlemeyle ilgili -aklınıza ne gelirse- personel istihdamının önü açılıyor. Burada, hiçbir şekliyle liyakat kurallarına uyulmadan, gerekirse hak edenin ilgili yerlere yerleştirilmesinin önüne de geçilerek personel istihdamı devam ediyor. Bu uygulama hatalı bir uygulama, yabancı bir uygulama. Aynı zamanda, özel bilgi ve uzmanlık isteyen alanlarla alakalı da hem yerlilerin hem yabancıların istihdamının önü açılıyor. Şimdi, bir sürü işsiz var bu memlekette. Atıl işsizlik oranı yüzde 28,8'e çıktı, gerçek işsizlik rakamı bu. Şimdi, yabancı istihdam ediyorsunuz; zaten sığınmacı, göçmen sorunu ülkemiz için çok büyük bir problem, 105 milyar doların üzerinde bir ekonomik maliyeti oldu. Şimdi, vatandaşlarımız iş ararken özel bilgi ve uzmanlık ne gerektirir? Ülkemizde yetişen, kıymetli üniversitelerden mezun olan insanların istihdam edilmeyip yabancıların istihdam edileceği ne olabilir? Bir kere bunun açıklanması gerekiyor. Bunu sorduk Plan ve Bütçe Komisyonunda, açıklanmadı. Ve bununla da bağlantılı kalınmıyor, bu istihdam edilen kişiler sözleşmeli personel olarak istihdam ediliyor, 657 sayılı Kanun'a uyulmadan istihdam ediliyor ve sözleşmeli personel istihdamıyla ilgili ücretlerin de 5 katına kadar ücret tahsisi yapılabilecek. Yani bir kişi bir işi 1 liraya yaparken aynı işi aynı özelliklere sahip kişi 5 katına yapacak; zaten kaynaklar savurganca harcanıyor ve bu israfın önlenmesiyle ilgili 5 kat ücret Cumhurbaşkanı tarafından veya onun görevlendirdiği kişiler tarafından, kurumlar tarafından yapılabilecek. Bu, hatalı bir uygulama.
Yine, kurumların keyfiyetine bırakılan bir husus var: Üniversite mezuniyeti veya öğrenim durumu gereksinmeden, yabancı dil bilgisi istenmeden veya başka herhangi bir konuda yönetmelikle düzenleyip yine 657 sayılı Kanun'un dışına çıkıp keyfî atamalar söz konusu olacak.
Şimdi, bu kanunda en önemli hususlardan biri de -tabii, herkes bahsetti az önce- TRT'yle ilgili hususlar. TRT'nin kamu yararına yayın yapması lazım biliyorsunuz, 2954 sayılı TRT Kanunu'nun yayın esaslarını düzenleyen 5'inci madde var, bunlar kamu yayıncılığının gereği olarak olması gerekenler: "Ülkenin kurucu değerlerine sahip çıkmak; haberlerin toplanması, seçilmesi ve yayınlanmasında tarafsızlık, doğruluk ilkelerine bağlı kalmak; kamuoyunun sağlıklı ve serbestçe oluşabilmesi için kamuoyunu ilgilendirecek konularda yeterli yayın yapmak; tek yönlü, taraf tutan yayın yapmamak ve bir siyasi partinin, grubun, çıkar çevresinin inanç veya düşüncesinin menfaatlerine alet olmamak." Şimdi, böyle mi yayın yapıyor TRT? Maalesef böyle yayın yapmıyor, kamunun vicdanını sızlatıyor. TRT'nin yayıncılığını görüyoruz, belki iktidar baskısıyla bunu yapıyor olabilirler ama mutlaka tarafsız yayın yapmaları gerekir. İktidar partilerine yayınlarında geniş yer verirken Cumhuriyet Halk Partisi dâhil muhalefet partilerine çok çok az yer verdiklerini hep beraber görüyoruz. Bu da önümüzdeki seçimlerde veya girdiğimiz seçimlerde kamuoyunu oluşturma açısından daha başarısız kılınmasını sağlıyor, haksız rekabet oluşturuyor; bu uygulamadan mutlaka vazgeçilmesi lazım.
Bütçesel olarak baktığımız zaman da TRT'nin son yıllarda çok ciddi gelirler elde ettiğini görüyoruz. Yirmi yılda TRT'ye ödenen vergiler, bakın, 2024 ile 2023 yılı arasında bandrol ücretleri -görüyorsunuz burada- 43 milyar 866 milyon; yine, bunun dolar cinsinden değeri 6 milyar 60 milyon. Yine, elektrikte TRT payı vardı, 2022'nin Ocak ayında kalktı; buradan da ciddi gelir elde edilmiş, 12 milyar 84 milyon. Bu ikisinin toplamı 56 milyara yakın ediyor. Yine, dolar olarak da baktığımız zaman 10,8 milyar dolarlık bir gelirden bahsediyoruz TRT'nin gelirinden fakat bu gelirlerin harcanmasıyla ilgili şeffaflık maalesef yok, şeffaf hareket edilmiyor. Şimdi, yirmi yılda aşağı yukarı 10,8 milyarlık bir gelirden bahsediyoruz, bunun bugünkü kurdan parasal değeri 356 milyar yapıyor; devasa bir tutar.
Reklam gelirleri açısından baktığımız zaman, TRT'nin esasında ana faaliyet gelirinin reklam gelirleri olması lazım; öyle olmamış. Bandrol ücretleri mal ve hizmet fiyatlarının içerisinde gizlenmiş ve dolaylı vergi, biliyorsunuz. Bunlar hem fiyatların artmasına sebep teşkil ediyor hem enflasyonu körüklüyor; bir taraftan da TRT gelir fazlası veriyor, kâr elde ediyor ve bu elde ettiği gelir fazlasını da bankalarda mevduat olarak değerlendiriyor, devlet tahvili alıyor, hazine bonosu alıyor; bankalarda değerlendirilen tam 10,8 milyarlık böyle bir mevduattan, devlet tahvili ve hazine bonosu gelirinden bahsediyoruz.
Ya, biz bütçenin açık verdiğinden bahsediyoruz değil mi değerli vekiller? Bütçe bu yıl 1 trilyon 931 milyar açık verecek. Baktığımız zaman da aşağı yukarı mart sonu rakamını biliyoruz, 710 milyar ama nakit açığı da nisan sonu itibarıyla 1 trilyon 85 milyar; faiz gideri 685 milyar, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 107 artmış, dolar olarak 18,6 milyar dolara çıkmış; çok ciddi artış söz konusu ama bir taraftan da bu kamu kurumlarının gelirleri, böyle, öğrencinin cep telefonundan, kullandığı tabletten. "Vergi benzeri gelirler" diyoruz buna, dolaylı vergiyi alıyor, mal ve hizmet fiyatlarının artmasına sebep teşkil ediyor ama maalesef bu atıl gelirleri de bir taraftan bankalarda değerlendiriyor ve bu haksız uygulamaya da devam ediyor. Şimdi, buradan bir öneride bulunacağım bu konuyla ilgili. 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi var, bunun 546'ncı maddesi sermaye ve yedek akçelerle ilgili, kâr dağıtımıyla ilgili bir madde. Bu maddede değişiklik yaparak her kamu kurum ve kuruluşunun atıl paralarının bütçe açığının da giderilmesiyle ilgili bütçeye gelir kaydedilmesiyle ilgili bir düzenleme yapılması mutlaka faydalı olacaktır, yararlı olacaktır. Finansal durumuyla ilgili baktığımız zaman da 700 sayfalık bir faaliyet raporu var, bunun 3,5 sayfasını finansmana ayırmış. Dış yapımlar nedir? Reklam gelirleri nedir? "Geçmiş yıla göre şu kadar artmış." diyor ama o zaman neymiş belli değil. Bu konular açıklığa kavuşturulması gereken konular.
Bir taraftan da bakın, şöyle bir "tweet" paylaşılmıştı Murat Söylemez denen kişi tarafından; bu, TRT'de yayın yapan bir muhabir. TRT ve Dezenformasyonla Mücadele Merkezi bunu yalanladılar yani "Böyle bir kişi bizde istihdam edilmiyor." dediler fakat öyle mi? Öyle değil, öyle değil.
ÖZGÜR KARABAT (İstanbul) - Yalan mı konuşmuşlar?
CEVDET AKAY (Devamla) - İşte, burada, bakıyoruz; bakın, burada ne yazıyor? Murat Söylemez, TRT Haber.
MUSTAFA CANBEY (Balıkesir) - Kaşeli muhabir diye söylediler; kaşeli, kaşeli.
GÖKHAN GÜNAYDIN (İstanbul) - Dezenformasyonu önleme başkanlığı dezenformasyon mu yapmış?
CEVDET AKAY (Devamla) - Evet, evet, yazıyor ve ülkenin muhtelif bölgelerinde de yayın yapmış, çeşitli illerde yayın yapmış. (CHP sıralarından alkışlar) Yine aynı şahsın, burada, masasında görüyorsunuz, TRT Haber'le ilgili yayınları var. Şimdi, bu şahısla ilgili ne yapıldı? Bu şahıs tehditte bulunuyor yani zımni olarak çok ciddi tehditte bulundu. TRT yetkilileri ifade ettiler, açıkladılar, "Bizde çalışmıyor." dediler, kenara sıyrıldılar ama Adalet Bakanlığı ne yaptı bu konuyla ilgili? Bu konunun da takibi önemli çünkü hukuk kurallarıyla ilgili haksız yere, hukuksuz yere bir sürü uygulama yapılırken belediye başkanlarımız, gazeteciler, siyasetçiler içeride, tutuksuz yargılanması gerektiği hâlde tutuklu bir şekliyle içeride hayatlarını devam ettirmeye çalışırken...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz, tamamlayınız.
CEVDET AKAY (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım.
Bu hatalı uygulamalardan vazgeçilmesi, hukukun adil bir şekilde uygulanması gerekiyor; bunu da buradan ifade edelim.
Yine, TRT'nin alımlarıyla ilgili sıkıntılar var. Yurt içinde, yurt dışında şirket kurabiliyor, Kamu İhale Kanunu'na tabi değil, sözleşmelere tabi değil, keyfî alımlar yapıyor. Aynı zamanda, kurduğu bu şirketlerde de yöneticilerini istihdam ediyor. "2 maaşla ilgili sınırlama var." deniyor, bu bir aldatmaca. Yurt dışındaki şirkette... Kurdunuz, yurt dışı hukuk kurallarına göre kuruyorsunuz, oradaki ücretini buradan biz nasıl bileceğiz, nasıl anlayacağız? Aynı zamanda, yüzde 50'nin altında hissesi olduğu zaman bu sınırlamaya tabi değil, 3-4-5 yerden maaş alabilirler; bu konuların açıklığa kavuşturulması ve israfın önlenmesi gerekiyor. Bu vesileyle tekrar hatırlatıyoruz: Bütün kamu kurum ve kuruluşlarının, bakanlıkların tasarruf genelgelerine uyması, israfı önlemesi ve israftan kaçınması gerekiyor; TRT'nin de bütün kurumların da buna uyması gerekiyor.
Teşekkür ediyor, sevgiyle saygıyla selamlıyorum. (CHP ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)