GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:85
Tarih:08.05.2025

MURAT ÇAN (Samsun) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hukuk tanımaz bir yaklaşımla yürürlüğe konulmak istenmiş, sonra da Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiş ve şimdi yeniden mevzuata eklenmeye çalışılan bir düzenlemeyi görüşüyoruz bu maddede. Anayasa Mahkemesi niye iptal etmiş? "Kurum personelinin mali ve sosyal haklarına ilişkin düzenleme mülkiyet hakkı kapsamındadır, asla KHK'yle düzenlenemez." demiş. İşte, bu nedenle şimdi de torba teklif marifetiyle kanunlaştırmaya çalışıyorsunuz. Yirmi üç yıldır kanun yapmayı, devleti yönetmeyi öğrenemediniz; Anayasa Mahkemesi size yol gösteriyor, nasıl yapılacağını tarif ediyor. Ama keyfîliği, kul hakkı yemeği herkesten, her yerden, her şeyden fazla öğrendiniz, ziyadesiyle yapıyorsunuz. Şimdi, bu düzenlemeyi yapınca, işi kitabına uydurunca ülkemizin hukuk devleti sıfatı pekişmiş mi olacak? Yapılan bütün hukuksuzluklar, pespayelikler, rezillikler yok mu olacak? Diploma hırsızlığı, mülkiyet hakkı, özgürlük ve millet iradesi gaspları tarihe mi karışacak?

Değerli milletvekilleri, iktidar her alanda hukuksuzluk batağına saplanmıştır ve devlete devlet vasfını kazandıran bütün erkleri ve kurumları da hukuksuzluklarına ortak etme telaşındadır. Millete, milletimizin iradesine kafa tutma hâli vardır bu iktidarda. Korkuyla, telaşla aynı anda bütün tuşlara basılıyor; demokratik hakkını kullanan gençler hiçbir hukuki dayanağı olmadan tutuklanıyor, traktörüyle iktidarı protesto etti diye Yozgat'ın köylüsü cezalandırılıyor, halkın 23 Nisanda kol kola girerek bayramını coşkuyla kutlaması engellenmek isteniyor, otobüs gözaltına alınıyor, emekçimiz ev hapsine alınıyor. Bunun bir adım ötesi şanzımana kayyum, tekerleğe kelepçe vurmaktır! (CHP sıralarından alkışlar)

Geliyoruz dün akşama. Beyazıt Meydanı hıncahınç dolmuş, herkes diplomasını almış gelmiş, diplomasız diploma hırsızına meydan okuyor Beyazıt Meydanı'nda. Yine meydanda karartma uygulanıyor, aydınlatma araçları meydana sokulmuyor. Bir şeyi eksik yaptınız, bunu söyleyeyim: Hazır 160 bin kişi diplomasıyla Beyazıt Meydanı'nı doldurmuş, hepsine el koymalıydınız, iptal etmeliydiniz ya da saraya götürmeliydiniz; kimse şaşırmayacaktı, sizden beklenen buydu.

Size soruyorum: Bu nasıl bir ruh hâlidir, nasıl bir panik hâlidir? Bu neyin korkusudur? Bakın, bu neyin korkusu biliyor musunuz? Bu, tıpkı geçmişte darbecilerin yaşadığı korkunun kopyasıdır. Onlar da milletin iradesini hedef aldı, hukuku ayaklar altına aldı, demokrasiyi rafa kaldırdı, devriiktidarlarının sonu yaklaşınca korkuları gün yüzüne çıktı; işledikleri suçların hesabını hem millete hem de hukuk önünde vermek zorunda kalacakları günlerin geldiğini gördüler. İşte o korku hâli bugün yeniden bazı gözlerde okunuyor, tavırlara yansıyor. 19 Mart darbecilerinin kimyası ne kadar bozulduysa artık iş sosyal medya hesabı erişim kısıtlamasına kadar vardı. Siyaset tarihinde bunun bir örneği yok, dünyada örneği yok, olamaz da zaten. Rakibinden korktuğu için, rakibini saf dışı bırakmak için aparatlaştırdığı yargıyı, devletin bütün kurumlarını pervasızca kullanan ikinci bir örnek yok bu hayatta. Sayın Ekrem İmamoğlu'nun cezaevinde olması zaten hukuksuzluk, sosyal medya hesabına erişim engeli getirmek katmerli hukuksuzluk. Birileri İstanbul'a çökecek, yağmalayacak; İstanbul halkının iradesini temsil eden, o şehrin hak ve hukukunu korumakla görevli kılınan kişi de bu rezilliğe göz yumacak, sesi kısılacak; istedikleri bu. Başarabiliyorlar mı? Hayır. Bu ülkenin hâlâ bir hukuk devleti olduğunu iddia edenler madem hukuka bu kadar vâkıflar, Sayın İmamoğlu'nun temel haklarının kısıtlı olmadığını, düşünce ve ifade özgürlüğünün kısıtlanamayacağını, düşüncesini ifade etme özgürlüğünün var olduğunu, yakınlarına mektup yazılabileceğini, X paylaşımı yapabileceğini bilmiyor mu? Pekâlâ biliyorlar, bunu kabul etmek işlerine gelmiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Çan, lütfen tamamlayın.

MURAT ÇAN (Devamla) - Ekrem Başkanının hesabına erişim engelinin gerekçesi neymiş? Attığı "tweet"ler suç işlemeye tahrik etmiş. "Bir avuç muhteris, hem millete hem de devlete büyük zarar veriyor. Şikâyetçi olun, susmayın ve sesinizi yükseltin." diyor Sayın İmamoğlu. "Biz susmayacağız." dedik ya, işte bu aklıevveller de böyle sustururuz sanmışlar. Suçluluk telaşı, korku, çaresizlik işte böyle bir şey, insana saçma sapan işler yaptırır, panikle her düğmeye bastırır.

Korkunun ecele faydası yok. O sandık eninde sonunda milletin önüne gelecek. Bütün bu hukuksuzluklara tevessül edenlere, talimatlandıranlara çanak tutanlara, bu hukuksuzluklara bel bağlayıp siyasal ikbalini şekillendirmeyi heveslenenlere cevabı bu millet verecek ve o güne kadar ne Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel ne de Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu susmayacak, susturamazsınız.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)