| Konu: | Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 85 |
| Tarih: | 08.05.2025 |
BURAK AKBURAK (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 15'inci maddesi üzerine söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Görüşmekte olduğumuz teklif, sadece teknik bir düzenleme gibi görünse de aslında çok daha derin bir soruna işaret ediyor. 2017 Anayasa değişikliğiyle yürütme organında köklü bir reform yapıldı ve müsteşarlık makamı kaldırıldı. Ancak bu değişiklik yapılırken Anayasa'da yer alan bazı ifadeler gözden kaçtı. İşte, bugün bu eksikliklerden kaynaklanan bir boşluğu doldurmak amacıyla bu düzenleme gündemimizde. Ne yazık ki geçmişte kanun yapım süreçlerinde gereken özen yeterince gösterilmedi. Bu teklifin özünde, geçmişte yapılan uyumsuzlukların bir sonucu olarak ortaya çıkan anayasal bir boşluğu kapatma amacı taşıdığı görülüyor. Ancak şunu belirtmeliyim ki HSK gibi adaletin temel taşı sayılabilecek bir kurumun üyeliği böyle çelişkili düzenlemelerle ele alınmamalıydı. Bu konuda daha özenli ve Anayasa'yla tam uyumlu adımlar atılması gerektiğini düşünüyoruz. Hukuk devleti hepimiz için ortak bir güvencedir. Konuştuğumuz konu sadece teknik bir mesele değil aynı zamanda yürütmenin anayasal sınırlar içinde kalmasının ve hukukun üstünlüğüne bağlı olmasının da bir göstergesi olmalı. Unutmayalım ki hukuk bir gün herkese lazım olacak.
Değerli milletvekilleri "hukukun üstünlüğü" ve "devlet ciddiyeti" demişken bir başka önemli konuya daha değinmek istiyorum. Yeşil pasaport uygulamasının amacını aşan, adaletsizlik yaratan ve uluslararası alanda Türkiye'nin itibarını zedeleyen bir noktaya gelmiş olmasını konuşacağım. Yeşil pasaport yalnızca asli kamu görevlilerine verilmekteydi biliyorsunuz. 2016 yılında ise ihracatçılar dış ticaretimizin geliştirilmesi ve Türkiye'nin dünya pazarındaki etkinliğinin artırılması için belirli koşullarla bu kapsama dâhil edildi. Bu düzenleme o dönemin şartları gereği doğru ve yerinde bir adımdı çünkü ihracatçılarımız ülkemize döviz kazandırıyor ve uluslararası rekabette Türkiye'nin temsilini sağlıyor. 2021 itibarıyla baroya kayıtlı en az on beş yıllık avukatlara da yeşil pasaport hakkı tanındı ve işte o noktadan sonra tüm dengeler bozuldu. Bugün geldiğimiz noktada, serbest muhasebeci mali müşavirler ve yeminli mali müşavirler için de yeşil pasaport verilmesi gündemde. Eczacılardan mühendislere, doktorlardan muhtarlara kadar pek çok meslek grubu bu kapsama alınmayı istemekte ve bu yönde girişimlerini yoğunlaştırmakta. Elbette bu mesleklerin her biri bizler için değerli, hepsinin yurt dışında gideceği mesleki gerekçeli toplantı ya da organizasyonlar olabilir. Kamu görevi ifa etmeyen, ülkemizin dış temsili veya dış ticaretine doğrudan katkı sunmayan meslek gruplarına bu ayrıcalığın tanınması ne kadar doğru? Yeşil pasaport bir hak değil kamusal görevin getirdiği bir kolaylık olmalıdır. Aksi takdirde, bu uygulama bir ayrıcalık yarışına dönüşür ve pasaportun uluslararası itibarı zedelenir.
Bordo pasaport sahibi milyonlarca insanımız var. Öğrencilerimiz, akademisyenlerimiz, sporcularımız, hatta iş insanlarımız vize alabilmek için aylarca randevu verilmesini bekliyor; bilimsel kongrelere, müsabakalara katılamıyor; işleri, kariyerleri sekteye uğruyor, aile ziyaretleri yapamıyor. Bu tabloyu değiştirmek zorundayız. Bizim görevimiz, herkesin yeşil pasaport sahibi olmasını sağlamak değil bordo pasaportlunun vize almasını kolaylaştırmak için gerekli adımları atmak olmalıdır. Vatandaşın vize almakta zorlandığı bir ortamda yeşil pasaportun amacını aşarak genişletilmesi kabul edilemez. Mesleki gruplara duyduğumuz saygı bakidir fakat yeşil pasaport, kamu hizmetiyle sınırlı ve kontrollü kalmalıdır. Devlet ciddiyetiyle bağdaşmayan her adım uzun vadede hem iç hukukta hem de uluslararası alanda başımıza iş açar.
Yeşil pasaport hakkının kamu hizmetiyle sınırlı ve kontrollü kalması gerektiğini tekrar ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)