GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:84
Tarih:07.05.2025

ÖZNUR BARTİN (Hakkâri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; demokrasi, özgürlük ve barış için, halkların kardeşliği için, yaşamının son anına kadar mücadeleyi büyütmek için bu mücadeleyi bize miras bırakan değerli, kıymetli yol arkadaşımız, ağabeyimiz Sırrı Süreyya Önder'i huzurlarınızda saygıyla, minnetle anıyorum.

Sevgili arkadaşlar, 22 Nisan 2025 tarihinde Van-Hakkâri kara yolunda meydana gelen elim trafik kazasında 8 yurttaşımız hayatını kaybetti, 11 yurttaşımız ise yaralanmıştı. Yine, 3 Mayısta Hakkâri Yüksekova Gürkavak köyünde meydana gelen iş cinayetinde de -ki orada yol çalışması yapılıyordu- 2 emekçi hayatını kaybetti, 3 emekçi ise yaralanmıştı. Her iki kazada hayatını kaybeden yurttaşlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine başsağlığı diliyorum. Ayrıca, yaralananlara ise acil şifalar diliyorum. Bu can kayıpları elbette ki kader değil, yıllardır alınmayan önlemlerin, ihmal edilen altyapı çalışmalarının ve denetimsizliklerin doğrudan sonucudur.

Yine, Hakkâri'de yaşayan 55 yaşındaki Feleknaz Keskin 9 Nisandan bu yana kayıp. Günler geçti, haftalar geçti ne bir iz var ne bir haber ne de bir açıklama yapıldı; tıpkı beş yıldır kayıp olan Gülistan Doku gibi, tıpkı şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden Rojin Kabaiş gibi. Bu ülkede kadınlar kayboluyor, bu ülkede kadınlar susturuluyor, yok sayılıyor, öldürülüyor ve buradan soruyoruz: Feleknaz nerede, Gülistan nerede, Rojin için adalet nerede?

Değerli milletvekilleri, bu torba kanunun 9'uncu maddesi, halkın adalet duygusuna, hukuk devletine ve Anayasa'ya karşı girişilmiş açık bir saldırıdır. Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği bir düzenlemeyi torba yasa aracılığıyla tekrar yürürlüğe koymaya çalışıyorsunuz yani hukukun üstüne Meclis iradesiyle beton dökmeye çalışıyorsunuz. Soruyorum size: Anayasa Mahkemesi kararlarına saygı duymayan bir iktidar, hangi hukuk devletinden söz edebilir, hangi demokratik ilkeden, hangi adaletten bahsedebilir? Bu maddeyle sadece bir kanunu değil, halkın adalet talebini de yok sayıyorsunuz. Yargı kararlarının etkisizleştirildiği, Meclisin yürütmenin iradesine tabi kılındığı bir ülkede artık ne adaletten ne de demokrasiden söz edilebilir. Bu düzenlemenin özeti şudur: "Mahkemeler hoşumuza gitmeyen kararlar mı veriyor, o hâlde o kararları yok sayar, yeni bir yasa çıkarırız." Bu anlayış hukuku araçsallaştırmaktır, iktidarın kendi iradesini yasaların önüne koyduğu her düzenleme otoriter bir rejimin yolunu açmaktadır. Bu, aynı zamanda yolsuzluklara, kamu zararına ve görev suistimallerine karşı halkın hak arama yollarını da kapatmaktadır. Denetimsiz bir bürokrasi, hukuk dışı bir yönetim anlayışı yaratır. Bu da halkın ödediği vergilerin nerede, nasıl harcandığının sorgulanmasını engeller. Bu düzenleme halkın sesini kesmeye, hukukun etkinliğini zayıflatmaya ve demokratik siyaseti yok saymaya yönelik bir adımdır. Aynı zamanda, Anayasa'yı Hükûmetin çıkarları doğrultusunda yorumlama yetkisini kendinde görebilen bir iktidarın hukukun üstünlüğüne olan saygısını ve kurumsal sorumluluğunu ne denli aşındırdığını da ortaya koymaktadır.

Anayasa Mahkemesi kararları sadece hukukçular için değil, tüm yurttaşlar için bir güvencedir. Bu kararlar halkın temel hak ve özgürlüklerini güvence altına alır. Eğer iktidar Anayasa Mahkemesi kararlarını yok sayar, görmezden gelir, hatta bunları hükümsüz kılmak için yeni düzenlemeler yaparsa bu halk hangi mahkemeye güvenecek? Hangi yurttaş hakkını aramak için yargıya başvurma cesareti gösterecek? Burada halkın iradesini yok sayan bir siyasi anlayışla karşı karşıyayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Bartin, lütfen tamamlayın.

ÖZNUR BARTİN (Devamla) - Torba yasa yöntemiyle kamuoyundan gizli, denetimden uzak, tartışılmadan geçirilen bu düzenleme demokrasiyi boğan bir anlayış ürünüdür. Bu yöntem iktidarın otoriterliğini tahkim etmekten başka bir işe yaramıyor.

Bakın, bu ülkenin batısında da doğusunda da yoksulların adalete erişimi zaten zor. Hakkâri'de, Şırnak'ta Ankara'da yargı bağımsızlığı yalnızca kâğıt üstünde kalıyor. Şimdi, siz elinizdeki son yargı mekanizmasını da iktidar sopasına dönüştürmek istiyorsunuz ama unutmayın, adalet bir gün herkese lazım olur. Meclis Anayasa Mahkemesi kararlarına karşı sopa kaldıramaz, tam tersine o kararların gereğini yerine getirmelidir. Meclis yürütmenin noter makamı değildir, halkın kürsüsüdür. Biz bu kürsüde halklarımız için adaleti, özgürlüğü ve demokratik cumhuriyeti savunmaya devam edeceğiz.

Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)