GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:84
Tarih:07.05.2025

NURTEN YONTAR (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 200 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 6'ncı maddesi hakkında söz aldım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Dün, tam bağımsız bir Türkiye için hayatlarını feda eden Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan'ın idamlarının 53'üncü yıl dönümüydü. Üç fidanımızın bağımsızlık ve özgürlük ideallerinin takipçisi olacağımızı yineliyor, anıları önünde saygıyla eğiliyorum.

Geçtiğimiz hafta Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkan Vekili ve DEM PARTİ İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'i kaybettik. Kendisine Allah'tan rahmet, yakınlarına, sevenlerine ve DEM PARTİ ailesine başsağlığı ve sabır diliyorum. Çok üzgünüm, 28'inci Dönemde ikinci vekil arkadaşımızı kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyorum. Cenaze günü Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'e yapılan alçakça ve haince saldırıyı Genel Kurulumuzda bir kez daha lanetliyorum. Bu saldırıyı sadece Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanına değil demokrasimize ve millî iradeye yapılmış bir saldırı olarak görüyorum. Ülkemizi siyasi linç düzleminde teslim almak isteyenlere asla teslim olmayacağız. Bu saldırının arkasında kim ya da kimler varsa derhâl yargı önüne çıkarılmalıdır.

Değerli arkadaşlar, bahse konu maddeyle, 7/11/1985 tarihli ve 3238 sayılı Savunma Sanayii ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun'da düzenlemeler yapılmaktadır. Her zaman olduğu gibi, toplumun geniş kesimlerini yakından ilgilendiren önemli konuların komisyonlarda yeterince görüşülmeden; sivil toplum kuruluşlarının, sendikaların ve odaların görüşleri alınmadan torba kanun yöntemiyle kanunlaştırılmasından bıktık. Torbanın biri bitmeden diğer bir torba yasa geliyor.

19 Martta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu ve birçok kişi haksız yere gözaltına alındı; bu tarih, Türkiye demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçti. İstanbul'u 3 kere kazanan, 16 milyonu aşkın İstanbullunun seçtiği bir Belediye Başkanının önce diplomasını hukuku hiçe sayarak iptal edip şafak vakti gözaltına aldınız. Yaşanan olaylar baştan sona utanç verici. Atanmış hâkimlerle, seçilmiş savcılarla bu ülkenin en köklü partisini tehdit ederek siyasetin dışına atmaya çalışıyorsunuz ama nafile. Sayın Ekrem İmamoğlu "Kendimi millete emanet ediyorum." dediğinden beri millet ona sahip çıktı. Diplomayı iptal edeceksiniz, haksız yere gözaltına alacaksınız, belediye başkanlarını tutuklayacaksınız, İstanbul Üniversitesini ablukaya alacaksınız, o öğrenciler de susacak; susmadılar, susmayacaklar. Gençlik barikatları aşarak sadece meydanları değil siyasetin yönünü de değiştirdi. Gençler demokrasi, özgürlük, hak, hukuk ve adalet için alanlara indi.

Değerli arkadaşlar, iktidar sahipleri bürokrasiyi, medyayı, yargıyı ele geçirip rakiplerini cezaevlerine atabiliyor. Sayın Erdoğan'a rakip olabilecek 3 Cumhurbaşkanı adayı bugün hapiste, cezaevinde, bu darbe değil de nedir? Bu otokrasi değil midir? "Ülkemizde bağımsız yargı var." diyorsunuz ama Ankara'yı parsel parsel satan Melih Gökçek'i ifadeye çağırmıyorsunuz. Esnaf kan ağlıyor, bir bir dükkânlarını kapatıyor. Çiftçinin traktörüne, tarlasına, hayvanına haciz konulurken Bakanlığını yaptığı Ticaret Bakanlığına kendi şirketinden mal satan Ruhsar Pekcan'a ne yaptınız? Rüşvet alan bakanları, vatandaşlık verdiği mafyanın önüne yatanları, kilolarca altını ülkeye sokan üst düzey yöneticilerini sabaha karşı evlerinden alıp soruşturmaya tabi tuttunuz mu? Bunlardan hangisi cezaevinde? Eminim, varlıklarına varlık katmak için iş peşindedirler. 19 Mart sabahı millet iradesine yaptığınız darbenin ekonomiye maliyeti trilyonlarca lirayı buldu. Dün, Merkez Bankası Başkanı Merkez Bankasının faaliyetleri hakkında bir sunum yaptı ama 50 milyar dolar rezerv neden satıldı, nasıl satıldı, piyasalarda ne olduğuyla ilgili hiçbir açıklama yapamadı. Bu siyasi kumpasın sonunda, iki yılda biriktirdiğimiz döviz rezervlerini üç günde satmanın sonuçlarını hep beraber yaşıyoruz. Kaybettiğimiz bu rezervle keşke 20 milyonun üstündeki emekli, esnaf, çiftçi ve dar gelirli vatandaşlarımızı destekleseydik.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Yontar, lütfen tamamlayın.

NURTEN YONTAR (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bugün yaşadıklarımızın vicdanla, ahlakla ve insanlıkla açıklanabilir bir yanı yoktur. İşsizlik sorununun ortadan kalktığı, iş cinayetlerinin son bulduğu, kadın ve çocukların öldürülmediği, yoksulluk ve gelir dağılımındaki eşitsizliğin düzeltildiği, atanmayan öğretmenlerin atandığı ve tüm emekçi vatandaşlarımızın emeklerinin karşılıklarını alabildikleri; yağmanın, talanın, hırsızlığın son bulduğu ülkemizin ancak ve ancak Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında olacağını belirtiyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Yontar, teşekkür ediyorum.

NURTEN YONTAR (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım.