GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:82
Tarih:30.04.2025

NEVROZ UYSAL ASLAN (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine birçok meselenin sarayda torbaya atıldığı, Mecliste boca edildiği "Hadi geçirin." dedikleri bir torba yasa teklifiyle karşı karşıyayız. Bu kanun yapma tekniğini yıllardır burada eleştirdik ve eleştirilerimizin haklılığı da Anayasa Mahkemesinin vermiş olduğu iptal kararlarıyla ispatlandı. Ancak buna rağmen bugün buraya getirilen 32 maddelik kanun teklifinin 30'u Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği için getirilmiş, aynı torbaya atılan önemli birçok madde yine aynı şekilde Anayasa ve hukuka aykırı düzenlemelere devam etmiş.

Üzerine söz aldığım torba yasa teklifinin 2'nci maddesi de bir idari düzenleme gibi görünen, aslında kamu denetim sisteminin tamamını iktidarın kontrol mekanizmasının altına dönüştürebilecek, altına düzenleyebilecek bir madde. Bu maddeyle uzman ve uzman yardımcılarına teftiş, inceleme, soruşturma yetkisi verilmiş, üstelik bu kişiler yalnızca kamu kurum ve kuruluşlarını değil kamuya yararlı dernekleri, özel kişileri, hatta gizli belgelerini dahi isteyip denetleyebilecek. Burada halkın değil iktidarın denetçileri olarak halkın üzerinde bir gözetim sistemi kurulması amaçlandığı açık.

Sayın milletvekilleri, bu düzenleme yalnızca bürokratik, idari değil aynı zamanda birçok hukuki temel sorunu da işaret ediyor. Anayasa Mahkemesi 7 Aralık 2023 tarihinde vermiş olduğu kararda kamuya ilişkin bu tür denetim yetkilerinin keyfî kullanılmaması için özellikle yetkin olmayan veya bağımlı konumda olan, özel atamalarla gelen kişilere verilmemesi konusunda açık bir uyarı getirdi. Ancak buna rağmen iktidar ne yapıyor? Bağımsız müfettiş sistemini tamamen baypas ederek -sadakat temelinde kurulmuş olan, görevlendirilen- kendi istedikleri şekilde ve yöntemle görevlendireceklerine teftiş yetkisi tanıyor; üstelik her kuruma, üstelik gizli belgeleri dâhil ederek. Çok açık ki bunun adı bir denetim değil; korku, itaat, tehdit sistemidir. AYM kararları çok açık; denetim mekanizmalarının siyasi iktidar kontrolünde olmasının çok açık, görünmez bir hukuksuzluk ve koruma zırhı sağladığını söylüyor. Kime karşı? Açıkça hukuka aykırılık, açıkça topluma karşı olduğuna. Bugün tam da bunu yapıyorsunuz; hukuksuzluğu görünmez kılmak için yetkilerini liyakate değil sadakat temelli... Burada bizi de alet ederek kanunlaştırmak istiyorsunuz. Peki, bu AYM'nin iptal ettiği maddeleri, torba yasaları tekrardan Meclise getirmek mahkeme kararlarını dolanmak değil mi? Hukukçuların bildiği ancak sizlerin de çok yabancı olmadığı bir kavram vardır: Kanuna karşı hile. Emredici hukuk kuralına karşı hukuken geçerli olan başka bir fiil, işlem ya da yöntemle gerçekleştirerek aynı sonuca ulaşmak. Siz de -hukuka aykırı olan- bir Anayasa Mahkemesi iptal kararını hukuka uygun görünümlü olan Meclis aracılığıyla hukuklaştırmak, kanunlaştırmak istiyorsunuz. Yani yasamaya karşı hile, Anayasa Mahkemesine karşı hile, hukukun temsil ettiği 81 milyon vatandaşa karşı açıkça hile yapıyorsunuz.

Peki, bu hile değilse, gerçekten iktidar, bu kanun teklifini getirenler Anayasa Mahkemesi kararlarını esas alıp bu kararlara uymak niyetindeyse, hile değil kararı, hukuku tanımak, yargı yetkisini tanımak istiyorsa o zaman bir hatırlatmayla başlayalım: Yarın 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı; tarihsel olarak bir anma mekânı, bir mücadele mekânı, bir bağlılık mekânı olan Taksim'e gidilmesi kararını tanıyın, yasakları kaldırın. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin DİSK'in yasaklanmasıyla ilgili 2017'de vermiş olduğu ifade ve örgütlenme özgürlüğünü ihlal kararı, Anayasa Mahkemesinin 2023 yılında verdiği ama hem 2014 hem 2015 Taksim yasaklama kararlarıyla ilgili örgütlenme özgürlüğü bulunan sendika ve örgütlerin yer seçme özgürlüğüne esas olarak vermiş olduğu kararları yerine getirin. Gerçekten niyetiniz hile değilse Anayasa Mahkemesi kararlarını eşit, ayrımcısız, demokratik ve özgürlük temelinde tanıyın.

Bizler 1 Mayısta alanlarda sadece fazla ücret için değil "Emek, eşitlik, yaşam hakkı!" "Emeğin cinsiyeti yoktur." sloganlarıyla bir arada olacağız; evde, tarlada, atölyede, fabrikada, büroda, her yerde hep birlikte hakça düzeni ve onurlu yaşamı haykıracağız.

Gelelim tekrar teklif maddesine. Bizler, sunduğumuz muhalefet şerhinde DEM PARTİ olarak bu düzenlemeye itiraz ediyor ve kabul etmiyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Uysal Aslan, lütfen tamamlayın.

NEVROZ UYSAL ASLAN (Devamla) - Anayasa'ya aykırı bu maddeye karşı muhalefet şerhinde belirtmiş olduğumuz önerileri tekrar hatırlatıyorum: Birincisi, teftiş yetkisi yalnızca liyakate dayalı, bağımsız, tarafsız müfettişlere özgü bir yetki olarak tanınmalı; uzman ve uzman yardımcılarına teftiş yetkisi verilecekse de atama süreçleri Anayasa Mahkemesinin ifade ettiği gibi liyakate, eşitlik ilkelerine uygun, şeffaf ve demokratik şekilde yapılmalı; teftiş yetkisinin tarafsızlığını sağlamak için bu görevleri siyasi baskılardan koruyacak net yasal koruma güvenceleri getirilmeli; son olarak da bu tür düzenlemeler yapılırken ilgili tüm paydaşların demokratik bir sürece katılımı sağlanmalı diyor, Genel Kurulu selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)