GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Kanunlar ile 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:82
Tarih:30.04.2025

CHP GRUBU ADINA CEVDET AKAY (Karabük) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına birinci bölümün geneli üzerinde söz almış bulunmaktayım. Yürütme ve yürürlükle beraber 32 maddeden oluşuyor, bunların 29 tanesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği için tekrar kanunla düzenleniyor. 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle beraber yetki kanunuyla verilen bazı düzenlemeler var -biliyorsunuz, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmesiyle- ama yetki kanununda olmayan ve Anayasa'ya aykırı olan hususlar nedeniyle maalesef bu maddeleri tekrar önümüzdeki kanun teklifiyle görüşmek zorunda kalıyoruz ve hem Plan ve Bütçe Komisyonunda torba yasa teklifi şeklinde olduğu için hem de Genel Kurulun mesaisini alıp daha nitelikli kanun yapma imkânımızı da ortadan kaldırmakta... Tam 13 kanunda ve 1 kanun hükmünde kararnamede değişiklik yapıyor. 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yle ilgili Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği 283 tane madde var. Biz yine bu maddeleri görüşmeye devam edeceğiz. Tahmin ediyorum, 120 civarında madde daha gelecek. Önümüzdeki hafta yine 19 maddelik bir torba yasa daha gelecek. Görüşmeler esnasında, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşürken tali komisyonlarda görüşülmesi talebimiz... Görüşülmesi gereken konular tali komisyonlarda görüşülmedi. Adalet Komisyonu ve Anayasa Komisyonunda görüşülmesi gereken hususlar vardı; Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda da görüşülecek maddeler vardı, orada da bu maddeler görüşülmedi. Yine, Anayasa'ya aykırılık önergemiz vardı, bu önergemiz dikkate alınmadı. Meclis İçtüzüğü'nün 38'inci maddesine göre kanun teklifi görüşülmeye geçilmeden önce Anayasa'ya aykırılık açısından hem metin hem de ruhen aykırılık var mı yok mu diye görüşülmesi gerekirdi, Komisyonda dikkate alınmadı. Bir önergemiz var; bu kanunun 24'üncü maddesi Anayasa’nın 128'inci maddesine aykırılık teşkil ediyor, bu yüzden o maddeye de karşı olduğumuzu ifade ettik.

Şimdi, maddeler olarak bakarsak, bakanlıklarda bakana müşavir atama yetkisi var, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun dışında bir atama söz konusu. Yani atama usulleri var biliyorsunuz; sınava girme, atanma, derece yükselmesi gibi hususlar ilerlemeyle ilgili, bunların dışında atamalar yapılabiliyor ve bakanın görev süresiyle de sınırlı. Yine, aynı şekliyle, kamu kurum ve kuruluşlarında üst düzey yöneticilerde de 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun işe alım koşullarına uyulmadan keyfî atamalar söz konusu olacak, liyakate dayalı atamalar olmayacak. Burada liyakat çok çok önemli, inisiyatif atanan kişinin elinde değil yani sınavda başarılı da olsa atanmayacak, bakanın ve ilgililerin yetkisinde olacak.

Benim seçim bölgem Karabük. Karabük'te de muhtelif zamanlarda ziyaretlerde bulunuyoruz, bu liyakat dışı atamalara ve oradaki bazı sorunlu atamalara bölgemizde de rastlıyoruz Türkiye genelinde olduğu gibi. Bu ziyaretimde İl Başkanlığımız ve örgütümüzle ziyaret yaparken de... Bir camide imam vekilliği yapan kişi sınava girmiş, Antalya'da girmiş, 94 almış ama mülakatta onu da elemişler. İl özel idaresi alım yapıyor, beden işçisi alacak; iktidar partisinin, siyasi parti temsilcilerinin eş, dost, akrabalarının alındığını görüyoruz; nepotizm uygulanıyor. Bu uygulamalardan vazgeçilmesi gerekir. Atamalarda, görevlendirmelerde liyakatli kişilerin ilgili yerlere atanması hususuna dikkat edilmesi mutlaka zaruridir.

Şimdi, bir 5'inci madde var burada; 5'inci madde Cumhurbaşkanlığı Merkez Teşkilatı, Cumhurbaşkanı Yardımcılıkları, Politika Kurulları, Devlet Denetleme Kurulu, İletişim Başkanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı gibi, Savunma Sanayii Başkanlığı gibi birimlerle alakalı alımlarda 6 tane kanundan muaf yani Harcırah Kanunu'ndan muaf, Taşıt Kanunu'ndan muaf, Konut Kanunu'ndan muaf, Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'ndan, Devlet İhale Kanunu'ndan muaf. Yani ilgili mal ve hizmet alımları ve ihtiyaç duyulan hususlarda bunların dışında serbestlik var, keyfe göre alım var, istediği şekliyle alım yapılabiliyor; bu, tasarruf tedbirlerine aykırı, tasarruf genelgelerine aykırı çünkü Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçmeden önce aynı hususlarda bakanlıklar bu kurallara uyuyordu, Başbakan da uyuyordu, herkes de uyuyordu. Baştan bu kurallara uyulması gerekir çünkü tasarruf tedbirlerinin uygulanması zaruri. Bütçe açığı 2025 yılında 1 trilyon 931 milyar tahmin ediliyor; ilk üç ayda 710 milyarlık bir bütçe açığı oluşmuş, şimdiden yıllık açığın yüzde 37'sine tekabül ediyor; bunun yüzde 65'i de faiz gideri, 463 milyar. Faiz gideri geçen yılın aynı dönemine göre yani 2024 Mart sonu ve 2025 Mart sonu karşılaştırıldığında, yüzde 82 artmış. Siz faiz giderlerini aşağı çekmek, bütçe açığını gidermek için kaynakları verimli kullanmak zorundasınız, israftan kaçınmak zorundasınız, yolsuzluk ve usulsüzlükleri önlemek ve işi yönetenleri basiretli kişilerden, liyakatli kişilerden atamak zorundasınız. Bu kanun teklifinde bunlarla ilgili hususlara da uyulmadığını özellikle görüyoruz, ifade ediyoruz.

Bir 7'nci madde var, 7'nci madde de Gençlik ve Spor Bakanlığıyla ilgili bir madde; gençlik ve spor il müdürlükleri de dâhil bunların gelirleriyle ilgili bir durum söz konusu. Şimdi, biliyorsunuz, Bakanlık bütçesi var, 2025 yılı için 231 milyardı. Burada bir özel gelir söz konusu. Bu özel gelir il müdürlüklerinin yurt kiralama ücretleri, kantin ücretleri vesaire vesaire; buradan bir gelir elde ediliyor, bu gelir tahmin ediliyor ama bu tahmin edilen gelirin üstünde bir gelir elde edilmesi söz konusu. 2024 yılında 4,5 milyarlık bir fazlalık var, 2025'te de tahmin edilen 5,8 milyar. Bu, özel bir hesapta tutuluyor, bu özel hesaptan da -Bakanlıktaki bir ilgili kuruluşta, merkez muhasebe birimindeki bir özel hesap bu- keyfî harcamalar söz konusu; denetime tabi değil, nereye harcandığını bilmiyoruz. Örneğin, yurt yapılıyor, bu yurt yapımında ihale nasıl yapılıyor? Mal ve hizmet alımı yapılıyor, hangi şartlarda yapılıyor? Kimlere burs veriliyor, kimlere kredi veriliyor? Bu açık değil. Bunun açıkça denetime tabi bir şekilde olması lazım ve Sayıştay bu konuyu da incelemiş, tenkit etmiş raporlarında. Özellikle taşra kısmında bu gelirlerin bir kısmı tahakkuk etmeden direkt gelir kaydediliyor, bir kısmı da tahakkuk edip kaydediliyor, yeknesaklık yok. Buradaki hususları ben Plan ve Bütçe Komisyonunda da sormuştum, tekrar soruyorum. Buradaki ödenek üstü harcamalar ki Bakanlık bütçesinin yüzde 10'una tekabül eder, biz bunu Mecliste denetleyemiyoruz. Bunların nasıl harcandığıyla ilgili, nerelere harcandığıyla ilgili soru sormuştum, cevabını alamadım; burada da bu cevabın verilmesini özellikle istirham ediyorum.

Yine, 10'uncu madde var sendikalarla ilgili. Sendikalar konusunda da bir kısım Cumhurbaşkanlığı birimleri sendikalaşabiliyor, sendika kurabiliyor, sendikaya üye olabiliyor ama bazı bağlı kuruluşlar sendikaya üye olamıyor, sendika kuramıyor; örneğin Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ve diğer bağlı kuruluşlar. Burada da Anayasa'ya, uluslararası sözleşmelere aykırı bir durum var. Buradaki sendika kurma serbestisi ve üye serbestisi mutlaka yerine getirilmeli, bu madde buna göre tekrar düzenlenmeli.

Yine, Adalet Bakanlığıyla ilgili, Anayasa'dan kaynaklanan müsteşar atanması -biliyorsunuz- söz konusu. Adalet Bakanlığı Müsteşarlığı tekrar bu kanunla getiriliyor fakat müsteşar atanıncaya kadar ilgili bir bakan yardımcısı görevi yürütecek. Şimdi, bir bakan yardımcısı bu görevi yürütüyor. 2 tane daire var biliyorsunuz, 1 no.lu dairede görev alıyor. Şimdi, müsteşar ne zaman atanacak, bu belli değil. Atanmadığı zaman bu görevi yine bir bakan yardımcısı yürütebilir ve dışarıdan başka bir bakan yardımcısı atanıp bu bakan yardımcısı HSK'de görev alabilir yani bir köprü vazifesiyle, geçiş göreviyle beraber farklı bir kişinin orada bakan yardımcısı olarak görev yapması mümkün olabilir. Bu da etik ve doğru değil, daha net ve düzgün bir şekilde ifade edilmesi gerekirdi.

Acil çağrı olayını -112 Acil Çağrı Merkezi aranmasını- genel olarak anlamlı buluyoruz. İşte, çok yoğun arayan, meşgul eden için 1.500 TL, diğerleri için 15 bin TL, tekerrürü hâlinde de 2 katı ceza uygulaması söz konusu. Fakat burada ilgili yer ihbar edildi, bir sıkıntıdan bahsedildi, oraya gidinceye kadar hastaysa hasta yerini terk etmiş olabilir, hırsızsa hırsız kaçmış olabilir. Buradaki tutanak tutulurken neye göre tutulmasının gerektiği mutlaka tespit edilmeli. Burada, bu hususla ilgili, örneğin güvenlik kamerasına mı bakılacak, bir şahit mi olacak? Buradaki durum, eğer cezalar haksız yere kesilirse ihbarlar ortadan kalkar, ciddi bir yangını ihbar etmeyebilir, hasta ise hastayı ihbar etmeyebilir, çekinebilir, o zaman bir anlamı kalmaz.

Sayın Mustafa Kalaycı da az önceki konuşmasında belirtti, tamamen katılıyorum; uzman ve uzman yardımcılarının teftiş, inceleme, soruşturmayla ilgili, görevleriyle ilgili...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Akay, lütfen tamamlayın.

CEVDET AKAY (Devamla) - Teftiş ve soruşturma olayı ayrıcalıklı bir olay. Uzman yardımcıları, uzmanlar kendi konularında uzmandır, analiz yapabilir, inceleyebilir ama soruşturma ve teftiş yetkisini yapmamaları gerekir, uygulamada bu sıkıntılar doğuracaktır. Bu maddenin mutlaka burada revize edilmesi lazım. Cumhur İttifakı ortağı Sayın Mustafa Kalaycı, MHP Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu Sözcüsü olarak bunu dile getiriyorsa muhalefet partisi, Cumhuriyet Halk Partisi olarak da biz de dile getiriyoruz. Bu düzenlemenin mutlaka burada yapılması gerekir.

Bir de son olarak şunu söylemek istiyorum: Önümüzdeki hafta 19 maddelik tekrar bir torba yasa geliyor, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nu delik deşik ediyor. Burada uzman ve özellikli yerlerde yurt dışı vatandaşlarının da istihdamı söz konusu. Burada yurt içi vatandaşların istihdam edilmesi lazım, işsizlik had safhada, yüzde 28,6'ya çıktı diyor; bu konuların dikkate alınmasını istiyor ve hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)