GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:81
Tarih:29.04.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA OSMAN CENGİZ ÇANDAR (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; huzurunuzda gazeteci kökenli bir milletvekili olarak konuşuyorum. Kırk yıl aralıksız gazetecilik yaptım, meslekle ilişkim kopmadı, elli yıl olmuş oluyor kırk yıldan sonra bugüne kadar yani yarım yüzyıl gazetecilikle iştigal ettiğim için basın özgürlüğünün darbe dönemlerinde nasıl kısıtlandığını gayet iyi bilirim. Mesela, 12 Eylül 1980 darbe döneminde, Anayasa referandumu sırasında mavi oy ret oyu anlamına geleceği için rejimin sahipleri tarafından "mavi" kelimesi gazetelerde yasaklanmıştı. Gazete mutfağında çalışırken gece sabaha kadar harıl harıl "mavi" kelimesi geçiyor mu diye aradık ve Yaşar Kemal'in "Gökyüzü Mavi Kaldı" romanının ilanını bulduk. Gazetenin kapanma tehlikesi vardı, derhâl o ilanı çıkarttık, Yaşar Kemal'in "Gökyüzü Mavi Kaldı" adlı kitabı yer alamadı gazetede.

28 Şubat postmodern darbe döneminde -ismin telif hakkı bendedir postmodern darbenin, 28 Şubatta- Andıç iftirasına maruz kaldık, yazılarım durdurulmuştu, nice zaman sonra yazıların tekrar başlaması kararı alındığı zaman "Bir şartla, aman, yazı yazacaksan iki şeyi yazmayacaksın, iki sözcük ve konu geçmeyecek." dediler. Nedir o? "Askerlerden söz etmeyeceksin, askerlere eleştiri yok." Ee, öbürü? "Kürt sorunu hakkında yazmayacaksın".

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Ne yazacaksın peki?

OSMAN CENGİZ ÇANDAR (Devamla) - Sansür... Yani 12 Eylül darbe dönemindeki sansür zihniyetinin bir başka tezahürü 28 Şubat dönemine aitti. Geldik son darbe dönemine. Diyeceksiniz ki: Darbe nereden çıktı? Cumhuriyet Halk Partisi "19 Mart darbesi." diyor, söz ediyor ama sadece Cumhuriyet Halk Partisi onu söylemiş olsa bir şey demeyecektim ama baktım Ali Babacan da öyle diyor. Ali Babacan AK PARTİ'nin kurucularından, 2 dönem Başbakan Yardımcılığı yapmış, Dışişleri Bakanlığı yapmış, bugünlerde iktidar olarak ekmeğini yemeğe devam ettiğiniz ekonomi başarılarının üstüne damgasını vurmuş bir şahsiyet; o diyor ki: "28 Şubat, 27 Nisan e-muhtırası ne demekse iktidarın 18 Marttan bu yana yaptıkları da bizim için o demek." Darbe diyor yani.

Şimdi, bu darbeyi biz basın alanında nereden anlıyoruz? RTÜK'ten anlıyoruz. Daha çok yakında, Çağdaş Gazeteciler Derneğinin ödül törenine gittik, Haber Dalında 1'incilik Ödülü Timur Soykan'a verilmişti fakat Timur Soykan o sabaha karşı gözaltına alındığı için ödül törenine, haber ödülünü almaya gelemedi.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OSMAN CENGİZ ÇANDAR (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sayın Çandar, lütfen tamamlayın.

OSMAN CENGİZ ÇANDAR (Devamla) - Şimdi, sonuç olarak, RTÜK ne yapıyor, ne ediyor, nasıl bir sansür ve yasak makinesi gibi çalışıyor verilen önergede uzun uzun ayrıntılarıyla anlatıldı. Ben sadece bir şeye işaret ederek tamamlayacağım: Dünyanın basın özgürlüğü ölçümü bakımından saygın bir kuruluşu sayılan Sınır Tanımayan Gazeteciler'in 2024 Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi'nde Türkiye 180'de 158'inci sırada. Pek iftihar edilecek bir durum değil ama geçen yıl 165'ti, yedi basamak yükselip 158 olmuş. Şimdi olsa -2025 daha çıkmadı- kim bilir ne hâle gelecek!

Son söz o ki basın özgürlüğü konusunda Türkiye'de maalesef Orta Çağ karanlığı yaşanıyor ve ülkenin en karanlık dönemlerini yaşadığı, az önce örnek verdiğim 80'lerde bile basın özgürlüğü üzerinde bu kadar geniş bir karartma yoktu.

Saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ, CHP ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)