GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elâzığ, Bingöl ve Tunceli illeri ile Elâzığ'ın Karakoçan, Kovancılar ve Palu ilçelerinde meydana gelebilecek olası bir depremin yaratabileceği olumsuz etkilere ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:3
Birleşim:81
Tarih:29.04.2025

GÜRSEL EROL (Elâzığ) - Sayın Başkanım, sayın milletvekilleri; hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.

Deprem artık Türkiye'nin gerçeği olduğu gibi her an, her ilde, farklı illerimizde her gün alarm vermeye başladı. İşte geçtiğimiz günlerde İstanbul'da bir deprem yaşadık, yine ertesinde Elâzığ'da bir deprem yaşadık. Allah'tan can kaybı yok, mal kaybı yok, vatandaşlarımızın mülkiyet hakkıyla ilgili bir sorun yaşamadık ama deprem bu ülkenin bir gerçeği. Biz 2020 yılında bir deprem yaşadık ve 2020 yılında deprem sonrası -çoğu zaman- birkaç kez bu Meclis kürsüsünden bu konuşmaya benzer konuşmalar yaptım. 2020 yılında devlet Elâzığ'daydı. Yani "devlet" derken yalnızca bakanlıklar olarak değerlendirmeyin, siyasi parti ayrımı yapmaksızın bütün belediyeler geldi; CHP'li belediyeler, MHP'li belediyeler, AK PARTİ'li belediyeler, DEM PARTİ'li belediyeler, herkes Elâzığ'daydı, bakanlarımız Elâzığ'daydı ve Elâzığ'da çok başarılı bir deprem süreci yönetildi. Hemen müdahaleler yapıldı, önlemler alındı, hak sahiplerinin hak sahiplikleriyle ilgili tespitler yapıldı, TOKİ konutları hızlı bir şekilde yapıldı. 2020 depreminden sonra Elâzığ'da TOKİ 25 bin konut yaptı. 2023 yılında Kahramanmaraş merkezli depremden 11 il etkilendi ama Elâzığ'da daha önceden -2020 depremi sonrası- alınan tedbirlerden kaynaklı can ve mal kaybımız olmadı. Eğer 2020 yılında o tedbirler alınmasaydı 2023 yılında biz de Maraş gibi, Malatya gibi, Osmaniye gibi, Hatay gibi bir enkazla ve can kayıplarıyla karşılaşabilirdik.

Bunu niye anlatıyorum? Şimdi, Türkiye'de birçok ilimiz deprem riskine açık hâle geldi, bilim adamları her gün televizyon kanallarında ülkeyi uyarır hâldeler. Yani benim buradaki konuşmam yalnızca Elâzığ'a yönelik değil, aynı zamanda Yalova'da, aynı zamanda Bolu'da, Düzce'de, Kahramanmaraş'ta, Çanakkale'de, Balıkesir'de; bu illerde de deprem riski var, İstanbul'da da deprem riski var. Benim burada Meclise anlatmak istediğim, deprem öncesi tedbirler alınarak deprem sürecinde yaşanacak mağduriyetlerin giderilmesi lazım çünkü yine, Elâzığ'da yaşadık ve gördük, deprem öncesi alınan tedbirlerden kaynaklı devlete maliyet 1 liraysa deprem sonrası aynı mağduriyeti giderdiğiniz zaman devlete maliyeti 7 lira ile 10 lira arasında değişiyor yani 7 katı ile 10 katı arasında değişiyor. Onun için, depremin olmasını beklemek doğru değil. Deprem olmadan deprem riski olan tüm illerimizi, depremin etkilerini en az seviyeye düşürebilecek depreme hazırlıklı kentler hâline getirmek lazım. Bu anlamda tabii ki diğer illerin milletvekilleri de kendi illerindeki deprem riskleriyle, olası bir depremde yaşanacak sorunlarla ilgili bu Parlamentoyu zaman zaman bilgilendiriyorlar ama bizim kendi ilimize, Elâzığ'a gelecek olursam, bizim kendi ilimizde yaşanacak bir depremden ziyade çevre illerimizde yaşanacak bir depremin Elâzığ'a çok olumsuz etkileri olacak. Neresi bu iller? Tunceli ve Bingöl. Hatta geçtiğimiz günlerde biz 23 milletvekili Tunceli'yi ziyaret ettik. Hatta buradan da ifade ettim, Tunceli Valimiz çok başarılı işler yapmış. Arkasından Sayın Çevre Bakanımız Murat Kurum Bey'i ziyaret ettik. Bu ziyaretimiz sonucunda Tunceli'de de tedbirler alınmaya başlandı, konutlar yapılmaya başlandı ama benim anlatmak istediğim, bu, bire bir ilişkilerle olmamalı veya bu, yalnızca bir ile dönük de olmamalı; bu tedbirler, risklere göre, önceliğe göre Türkiye genelinde yaygınlaştırılmalı.

Tunceli ve Bingöl depreminin Elâzığ'da yaratacağı en büyük etki ve bizim kendi bölgemizde yaratacağı, ilçelerimizin etkileneceği alan -işte, Elâzığ milletvekillerimiz de burada- özellikle Karakoçan, Kovancılar ve Palu ilçelerimiz bundan çok olumsuz etkilenecektir. Onun için diyorum ki deprem olmadan önce Elâzığ'da yapılan çalışmalar aynı şekilde bu 3 ilçemizde de yapılmalı, deprem öncesi alınması gereken tedbirler alınmalı ve depremin olması beklenmemeli. Aynı zamanda, Tunceli ve Bingöl'de de -sayın Bingöl milletvekili de gündeme getirdi- bu 2 ilde de alınması gereken tedbirler alınmalı.

Bizim Elâzığ olarak olası bir depremde şu anlamda da olumsuz etkilenme durumumuz var. Aynı zamanda -depremden kaynaklı- Tunceli ve Bingöl'ün ticari ilişkileri, sosyal ilişkileri Elâzığ'la iç içe olduğu için deprem sonrası düzensiz bir göç de alacağız ve Elâzığ'ın altyapısı, Elâzığ'daki konut stokumuz bu düzensiz göçü de kaldıracak düzeyde değil. Onun için, yerinde çözüm üretilmeli, yerinde tedbir alınmalı. Artık deprem Türkiye için gündeme getirilecek bir konu değil, bir alarm meselesidir.

Bu anlamda Parlamentoyu bilgilendirir, hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)