GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Meclis Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder’e, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 105'inci yıl dönümüne ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'na, Şerafettin Can Atalay'a, elindeki kartonda yazan ifadeye ve yaşanan zirai don felaketine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:78
Tarih:22.04.2025

MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Sayın Başkanım, teşekkür ederim.

Ben, sözlerime, Değerli Başkan Vekilimiz ve hepimizin değer ve kıymet verdiği Sayın Sırrı Süreyya Önder'e acil şifalar dileyerek başlamak istiyorum. Kendisi yalnızca fikirleriyle değil nezaketiyle, hoşgörüsüyle, zarif mizah anlayışıyla ve samimi insanlığıyla hepimiz için çok önemli bir örnekti. Kendisinin tedavisi devam ederken hastaneye devam eden ziyaretlerin, âdeta bir yağmura ve akına dönüşen ziyaretçilerin bizim için çok önemli iki şey söylediğini düşünüyorum. Birincisi, toplum, en önemli taşıyıcılarından biri olduğu terörsüz Türkiye hedefine vermiş olduğu desteği, isteği, arzuyu Sırrı Süreyya Önder'in sağlığına gösterdiği ilgiyle bir kere daha teyit etmiştir. İnşallah, kendisi de bir an önce bu çalışmalarına geri döner. İkincisi de burada zaman zaman söz aldığında ait olduğu toplumun kampına hitap eden, bölen, ötekileştiren ve bu şekilde popülarite elde etmeyi hedefleyen tüm siyasetçiler bilmelidir ki popüler olmak için sadece savaşmak, kavga etmek ve düşmanca sözler söylemek zorunda değilsiniz, herkesin kalbine dokunarak ve herkese iyi ve şifalı sözler dileyerek de popüler olabilirsiniz. Ben Sayın Sırrı Süreyya Önder'in bir oturumda yarım kalan şiirimi tamamladığı sözlerle sözlerimi tamamlamak istiyorum. Asaf Halet Çelebi'nin sözlerinden alınmıştı dizeler, şöyle demişti Sırrı Başkan: "Ben ki zamansız bahçeleri kucakladım/ güzeller bende kaldı/ İbrahim/ gönlümü put sanıp kıranlar kim?” Gerçekten İslam öğretisinde de insan kalbinin Kâbe'den dahi daha değerli olduğunu hatırlatarak sözlerimi tamamlamak istiyorum.

Sayın Başkan, yarın, milletimizin bağımsızlığına ve egemenliğine giden yolda atılan en büyük adımlardan birini yani Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışının 105'inci yıl dönümünü ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutlayacağız. Özellikle Millî Mücadele'nin lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ve Anadolu'nun dört bir yanından gelerek Birinci Meclise omuz veren tüm mebusları saygı ve rahmetle anıyorum. Çocuklarımız yılda bir bayramlarla anılmayı değil her gün insan onuruna yakışır bir şekilde yaşamayı hak ediyorlar. Bugünkü araştırma önergemizde de anlatacağımız gibi, TÜİK'in Çocuk Sağlığı ve Yoksunluğu 2024 Araştırması'na göre; yaklaşık 10 aileden 1'i çocuklarına yeni giysiler alamamakta, 4 aileden 1'i çocuklarına düzenli olarak et, tavuk ve balık tükettirememekte, yine 10 aileden 1'i meyve ve sebze sunamamakta, yılda bir 2 çift ayakkabı alamamakta, 5 aileden 1'i bir hafta sonu tatiline gidememekte ve yine 8 aileden 1'inin evinde oyuncak, 6 aileden 1'inin evinde ise kaykay ya da bisiklet gibi bir gereç bulunmamaktadır. Çocuklarımıza hayatı bayram etmeliyiz ve TÜİK verileri rakamları küçülterek dahi olsa bir gerçeği önümüze koyuyor. İktidarın ekonomik buhranda en çok zarar gören kadın ve çocuklara ilişkin politikalarını bu bayram vesilesiyle gözden geçirmeye davet ediyoruz.

Sayın Başkanım, "Millî Egemenlik ve Çocuk Bayramı" diyoruz, millî egemenliğin temsil edildiği yegâne merci burasıdır ve buraya gelen her 600 milletvekili milletimizin şerefli ve onurlu oylarıyla seçilerek gönderilmiştir ancak bu milletvekillerinden biri burada sürdürülen bir inat nedeniyle vazifesini yerine getirememektedir. Hatay Milletvekili Şerafettin Can Atalay'ın hukuki sürecini hepiniz çok iyi biliyorsunuz, bir kere daha hatırlatmaya niyetim yok. Ancak şunu ifade etmek istiyorum: Kendisi cezaevinde tutuklu iken ve dosyası Yargıtayda iken Meclis kütüğüne kaydı gerçekleştirilmiş idi. Daha sonra, 28 Eylül 2023 tarihinde dosyası Yargıtayda bizce usule aykırı bir şekilde onandı. 28 Eylül 2023 tarihinde onanan dosyasına dair karar 30 Ocak 2024 tarihinde burada okundu. Aradan geçen yaklaşık dört ay boyunca Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş takdire şayan bir şekilde Anayasa Mahkemesi kararını fiilen bekletmiş oldu. Peki, bu dört ay içerisinde Anayasa Mahkemesinin iki ayrı ihlal kararı ortadayken dört ay sonra okunmasını nasıl izah ediyoruz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Beş dakika doldu.

Buyurun, tamamlayın.

MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Sağ olun efendim.

Okunduktan sonra Anayasa Mahkemesinin verdiği yeni bir ihlal kararının gereğinin yerine getirilmemesini nasıl izah ediyoruz? Millî Egemenlik Bayramı'nda Meclis Başkanlığımıza yakışan, Şerafettin Can Atalay'ın bir an önce Meclis kütüğüne kaydının yapılarak, Anayasa Mahkemesi kararları doğrultusunda kendisinin tahliyesinin sağlanarak Mecliste gelip çalışmalara başlamasının sağlanmasıdır. Bu bir fırsattır, Meclis Başkanımızın bu sembolik fırsatı değerlendirmesini istirham ederiz, talep ederiz.

Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; bu elimde gördüğünüz kartondaki ifade dün bir vatandaşımızın tutuklanmasına sebebiyet verdi. Burada yazan söz "AK PARTİ sebep, enflasyon sonuçtur."

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Gerçekten, içinde bulunduğumuz büyük ekonomik buhranın en yıkıcı sonuçlarından biri olan enflasyonun AK PARTİ'nin ekonomi politikalarından bağımsız olduğunu mu düşünüyor acaba savcılar ve hâkimler? Yoksa bu sözün artık dokunulmaz kılınan, layüsel kılınan Sayın Cumhurbaşkanının huzurunda ifade edilmiş olmasını mı büyük bir suç, büyük bir günah olarak ifade ediyorlar?

2018 yılı başkanlık sistemiyle birlikte başlayan rezervlerimizin yakılması ve bununla birlikte enflasyon ve faiz sarmalı deneyinin ortaya konulmasının acı sonuçlarını yaşamıyor muyuz? Bugünkü enflasyonun sebebi AK PARTİ ve politikaları değilse, başkanlık sistemi değilse, Sayın Cumhurbaşkanının "Ben bir ekonomistim." deyip inisiyatifi ele alarak dünya tarihinde görülmemiş ekonomik deneyleri uygulaması değilse nedir?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sekizinci dakikadayız.

Buyurun, tamamlayın.

MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Çok teşekkür ediyorum nezaketiniz ve esnekliğiniz için Kıymetli Başkanım.

Bu vatandaşımızın bir an önce salıverilmesinin hukuk devletinin ve söz söyleme hakkının kaçınılmaz gereği olduğunu ifade ediyoruz.

Aslında bu konu bir tık uzun ama bir daha uzatma almayacağım için kısaca değinmek istiyorum. Zirai don felaketinin çiftçimizi nasıl perişan ettiği ortada. Burada vatandaşlarımız, desteklenmesine karar verilen ürün sayısı hakkında ve süreç hakkında endişe sahibi ama bizim endişeleri artıran başka bir durumumuz var. Tam iki aydır Mersin, Adana ve Antalya'yı felç eden zirai don felaketinin tespit sonuçları dahi kamuoyuna açıklanmış değil, krediler ertelenmiş değil, gerekli destekler sağlanmış değil; bu konuyu daha geniş bir bağlamda konuşmaya devam edeceğiz.

Teşekkür ediyorum.