GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Filistin meselesine, "terörsüz Türkiye" konusundaki çağrılarına ve Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır'ın yaptığı açıklamasındaki bazı ifadelerine ilişkin açıklaması
Yasama Yılı:3
Birleşim:74
Tarih:09.04.2025

ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, gündemimiz ne olursa olsun bugün, dünyada insanlığı ve merhameti taşıyan herkes için en birinci gündem Gazze'de, Filistin'de yaşanan bir soykırım. İsrail'in ortaya koymuş olduğu 7 Ekimden beri iki yıldır devam eden bu soykırımda 18 binin üzerinde çocuk hayatını kaybetti. Kadınların, yaşlıların, ibadethanelerin, kiliselerin, camilerin bombalandığı, okulların bombalandığı, son geçtiğimiz gün de gazetecilerin de olduğu onlarca insanın yine hayatını kaybettiği büyük bir insanlık dramı, büyük bir soykırım devam etmektedir. Filistin meselesi sadece Filistin'in değil, sadece Orta Doğu'nun, İslam âleminin değil esasında bütün insanlığın ortak meselesidir. Bir kalbi taşıyan, kalbinde merhamet taşıyan herkesin hangi inanca mensup olursa olsun bugün üniversitelerde, dünyanın birçok başkentinde Filistin'in yanında olan herkesi görmek de ayrıca insanlık adına bizi mutlu ediyor, bizi gelecek adına da elbette ümitlendiriyor. Buradan, Gazi Meclisten bir kez daha sesleniyoruz ve söylüyoruz ki Türkiye her zaman her platformda Filistin'in haklı davasının yanında olmaya devam edecektir. Filistin'in özgürleşeceği, Filistin'in bağımsız devletini kurarak Kudüs'ün başkent olduğu bir Filistin devleti kuruluncaya kadar haklı mücadelesinde Türkiye yanında olacaktır. Gazi Meclisten Filistin'e, Filistin için, özgürlükleri için mücadele eden çocuklara, gençlere, kadınlara buradan selamlarımızı bir kez daha iletiyoruz.

Değerli milletvekilleri, dünyanın artık tek kutuplu bir dünyadan çok kutuplu ve çoklu krizlerle karşı karşıya kaldığı bir dönemi yaşıyoruz. Türkiye'nin ve bütün ülkelerin de meydan okumalar ve yeni sınamalarla karşı karşıya olduğu, bölgesel krizlerin küresel krizlere evrildiği bir dönemde, Türkiye, duruşu itibarıyla, Türkiye varlığı itibarıyla her zaman yine doğru tarafta durmayı başaran, doğru tarafta, hakkın yanında duran bir ülke olarak yine konumunu, mevcudiyetini güçlü bir şekilde korumaya devam ediyor. Türkiye ne kadar güçlü ve büyük olursa mazlumlar için, bütün insanlık için, barış için bu kadar güvencedir, emniyet supabıdır. Bu anlamda, özellikle Türkiye'nin kronik, yıllarca, burada, özellikle tek parti döneminde CHP'nin de yapmış olduğu, inancından dolayı, dininden dolayı, dilinden dolayı, dindar diye, ötekileştirilen, Kürt diye ötekileştirilen, reddedilen, inkâr edilen, Alevi diye yer yer ötekileştirilen bütün politikalarla, toplumsal fay hatlarıyla, bölünmelerle ve krizlerle gelen bir tarihî bazı evreler maalesef yaşadık ama tüm bunlarla beraber, Türkiye artık tüm bu meselelerini çözerek hem bölgesel hem küresel anlamdaki sorunlara... Türkiye'nin içerisi ne kadar huzurlu olursa, terörsüz bir Türkiye ne kadar güçlü olursa dünya barışı için de dünya için de insanlık için de o kadar önemlidir, buna inanıyoruz. Bu çerçevede, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konudaki çağrıları çok önemli ve kıymetlidir. Ülkemiz, Hükûmetimiz, ilgili kurumlarımız bu konuda, terörsüz Türkiye konusunda çok titiz ve hassas bir şekilde çalışmalarını sürdürmektedirler. Yine Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli'nin de bu konudaki çağrıları ayrıca siyasetimiz ve ülkemiz adına çok değerlidir.

Ben inanıyorum ki Türkiye'nin Malazgirt'ten beri devam eden kardeşlik ruhunu koruyacak, Türkiye'yi, içeride ve dışarıda Türkiye'nin birliğini, beraberliğini tehdit eden bütün unsurlardan koruyacak şekilde kendi evimizi... Türkiye bizim evimiz, isimlerimiz ne olursa olsun Türkiye hepimizin soy ismi, Türkiye hepimizin ortak evi. Türkiye'yi hiç kimsenin tehdit edemeyeceği, içeriden ve dışarıdan tehdit edemeyeceği bir geleceği hep beraber inşa edeceğiz. Bundan rahatsız olanları -bu sürecin başarıya ulaşmaması için- içeride ve dışarıda rahatsız olanları da biliyoruz. Ama onlar ne yaparsa yapsın, biz Türkiye'de yirmi üç yıldır nasıl kavgaları, kardeş kavgalarını, ret politikalarını bitirdiysek bu konuda da terörsüz Türkiye hususunda inanıyoruz ki en önemli neticeleri alacağız. Bu hususta toplumsal sözleşmemiz olan yeni anayasayla bunun taçlanması... Yani Türk'ün de, Kürt'ün de, Alevi'nin de, Sünni'nin de, 85 milyonun "Evet, bu benim anayasam ve kıyamete kadar bu coğrafyada -burası benim vatanım- doğduğum yerde asli vatandaşım, birinci sınıf vatandaşım ve bu anayasa da toplumsal olarak ortak irademi, ortak geleceğimi sembolize eden, garanti altına alan, teminat altına alan bir hukuki metindir." diye bakacağı bir sürece evrilmesi lazım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Gül, lütfen tamamlayın.

ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Bu konuda da tüm siyasi partilere de ortak görev düşüyor.

Hiçbir partinin tek başına bir anayasası olmaz, anayasalar milletin anayasasıdır; bu da çoğulculukla, uzlaşarak, ortaklaşarak yapılır. Bu hususta ben inanıyorum ki siyasi partiler de Sayın Cumhurbaşkanımızın bu çağrısına yine destek vererek Türkiye'nin önündeki yeni anayasasını, Siyasi Partiler ve Seçim Kanunu'nu ve Meclis İçtüzüğü'nü daha demokratikleştirerek, siyasetin önünü daha da açarak, daha doğrusu, milletin önünü açarak yoluna devam edecektir. Ben, terörsüz Türkiye konusunda Türkiye'nin önemli neticeler alacağına inanıyorum. Ülkemiz için daha güzel gelecekler inşallah inşa edilecektir. Bu çerçevede, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde terörsüz Türkiye, inşallah ülkemiz için yeni bir kapının, yeni bir dönemin açılacağı dönem olacaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Gül, lütfen tamamlayın.

ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Tamamlıyorum Başkanım.

Son olarak, CHP Grup Başkan Vekili Sayın Ali Mahir Başarır Bey'in de bazı ifadeleri oldu, ona da temas etmek isterim.

Öncelikle, biz kişilerle asla uğraşmıyoruz. Bizim uğraştığımız, tarihsel gerçeklikte yaşanmış hadiseler, demokrasiye, siyasete bakış açısı, siyasetin önünün birtakım bürokratik aygıtlarla nasıl kesilmeye çalışıldığı, milletin iradesinin nasıl kesilmeye çalışıldığı ve CHP'nin bu anlamdaki tarihsel misyonunu hatırlatan bir yaklaşım içerisindeyiz. Yoksa İsmet İnönü'nün yapmış oldukları, tarihsel şeyde elbette herkesin malumudur. Yani Atatürk'ün isminin paralardan kaldırılması, fotoğraflarının kaldırılması bunlar en başta Atatürk'ün kurduğu bir parti olan CHP'yi de rahatsız eder, edebilir. Ama biz tarihsel anlamda Türkiye'nin çok partili hayata geçtiği günden itibaren Cumhuriyet Halk Partisinin bu anlayışını eleştiriyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Gül, son kez uzatıyorum, lütfen tamamlayın.

ABDULHAMİT GÜL (Gaziantep) - Siyasete, çok partili hayata, çoğulculuğa yönelik Cumhuriyet Halk Partisinin bu anlamdaki reflekslerini hatırlatıyoruz yoksa -bizim için kişiler değil- kişileri tarihler ve yaşanmışlıklar elbette yargılar.

Son olarak, ülkemizi yöneten hükûmetlerimiz büyük bir kararlılıkla, ciddiyetle, devlet ciddiyetiyle yönetmektedirler. Ülkemizdeki herkesin kişisel güvenlikleri de yine devletin bu anlamda mahremiyetiyle, titizliğiyle korunmaktadır. Hakan Fidan Bey de hem daha önce yapmış olduğu görevleri itibarıyla hem şu an bulunduğu görev itibarıyla devlet ciddiyetiyle, hassasiyetle görevini yapmıştır, yapmaya devam etmektedir. Devletimiz bu konuda milletimiz lehine olan her türlü çalışmayı yapıyor. Biz, AK PARTİ olarak, devlet partisi değiliz; biz, millet partisiyiz, milletin partisiyiz; milletin sözcüsü olmaya, milletin iradesini taşımaya devam edeceğiz.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)