GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:73
Tarih:08.04.2025

CHP GRUBU ADINA MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu konuşmayı yaparken ve biraz sonra bazı sözleri okurken çok zorlanacağımı ifade etmek istiyorum ama bunları yapacağım ki burada kayıtlara geçsin.

Değerli arkadaşlar, Çağlayan Adliyesine üç gün boyunca gittim ve gözaltından getirilen gençleri gördüm, onlarla bizzat temas ettim, avukatlarıyla görüştüm; kendi gözlemlerim ve kendi duygularım var. Şunu söyleyeyim: O tabloyu görünce arkamı döndüm, bir duvara uzaklaştım ve ağladım, bir milletvekili olarak, bir insan hakları savunucusu olarak ağladım ama hiçbirinizin umurunda değil, insanların ne yaşadığı da umurunuzda değil gerçekten. Benimle beraber birçok avukat arkadaş da orada ağladı, gördüklerinden ağladılar ama İçişleri Bakanınız çıkmış ya da Adalet Bakanınız çıkmış "Türkiye'de işkence yoktur, bunu söyleyenler haindir, vatan hainidir..." (CHP sıralarından alkışlar)

Size okuyorum, bakın, okuyorum, bunu okuyacağım; ilk ben paylaştım. AK PARTİ'li kadın milletvekilleri size okuyorum, AK PARTİ'li kadın milletvekilleri... "Saçımdan çekildim -bir kız, bir genç kadın- yerde sürüklendim. Kelepçe takılmaya götürülürken 'Seni dövmeyeceğim, tamam.' deyip ambulansın arkasına götürdü. Sakallı, bıyıklı, renkli gözlü ve uzun boylu, 185-190 boylarında olan erkek polis 'Senin göğüslerin mi var?' diyerek göğüslerime dokundu, ben de o esnada altıma kaçırdım." Değerli arkadaşlar, bu, sözün bittiği yerdir. Biraz, bakın, biraz utanma olsa, biraz vicdan olsa biraz, bu kürsüde konuştuktan sonra Adalet Bakanı "Böyle bir şey yoktur." demez, İçişleri Bakanı "Böyle bir şey yoktur." demez, en azından şüpheyle bakar, en azından. Ya, biz milletvekiliyiz, işkence, kötü muamele var dediğimizde en azından Bakan şu açıklamayı yapar: "Bizde işkence olmaması için çaba gösteriyoruz, iktidarımızdan bu yana 'sıfır tolerans' dedik ama bir milletvekili bunu söylemişse tabii ki soruşturma açacağız, bakacağız, yapan varsa gereğini yapacağız." Ne diyor? "İşkence yoktur, söyleyenler vatan hainidir." diyor. Peki, işkence yapan ya da kötü muamele yapan, bunu yapan güvenlik görevlisi arkasına Bakanı almışsa bir daha yapar mı, yapmaz mı? Sizin vicdanınıza soruyorum.

SIRRI SAKİK (Ağrı) - Onlar da alçaktır eğer...

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Soruyorum, soruyorum. Söyleyeyim bakın, ifade bu, polis ifadesi. Hâkimin ifadesini okuyayım size. Bakın, ben de avukatlarla beraber gittim 6'ncı kata, 7'nci kata, savcıya; dilekçe verecekler ya, kız sinir krizi geçiyor, sinir krizi, kriz geçiriyor ya! Avukatlar dilekçe yazmışlar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu, lütfen tamamlayın.

MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - 7'nci katta bankonun önünde savcıya ulaşamıyorlar, savcının kâtibiyle görüşüyorlar, kâtibiyle. Kâtip iki dakika sonra dönüyor "Dilekçenizi almıyoruz." diyor. Arkadaşlar, tablo bu, tablo bu, tablo bu. Bu tabloyu yarattınız ya, bu tabloyu yarattınız. Olağanüstü hâlde de sıkıyönetimde de kapısını çaldığımız savcılar vardı ya, gittiğimiz savcılar vardı. Savcının kâtibiyle görüşemiyorsunuz, kâtibiyle. Biraz vicdan ya biraz, biraz vicdan! Lanet olsun gerçekten, lanet olsun ya! İşkenceye izin verene de lanet olsun gerçekten ya! Hakikaten ya! Ayıp ya gerçekten! Bu kadar sessizlik olmaz ya! (CHP sıralarından alkışlar)