GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:71
Tarih:26.03.2025

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Kocaeli) - Sevgili halkımızı sabaha karşı altı civarlarında selamlıyoruz ve AK PARTİ'li vekilleri onlara şikâyet ediyorum. Neden? Emeklilere şikâyet ediyorum, dirhem miktarında verdikleri artırımı, bin lirayı bile bayram öncesi emeklilere ulaştırmadılar, bayram sonrası alacaklar. Yani onu bile vermek istemiyorlarmış anlaşılan arkadaşlar ve maalesef emeklileri böyle üzdüler. Emeklileri üzdünüz, evet.

Şimdi, bakın, bir başka husus; gündüz de konuştuk, Sayın Akbaşoğlu hamaset dolu laflarla "Biz Filistinlileri çok severiz, onlar bizi sever." dedi ama size gerçeği söyleyeyim mi arkadaşlar? Acı bir gerçek söyleyeceğim size, bakın, bundan dört saat sonra İstanbul Çağlayan Adliyesine gidin, 9 genç yargılanacak orada TRT World programında Erdoğan'ı eleştirdikleri için İsrail konusunda samimiyetsiz politikaları nedeniyle, hakaret de etmemişlerdi, normal eleştiri cümleleriydi. O gençler kaç yıla kadar hapisle yargılanacak, biliyor musunuz? Üç yıla yakın.

Güya Filistin'in hamisiydiniz, değil mi? Filistin'deki soykırımı eleştiren, onu dünyaya duyuran, iktidarın ikiyüzlülüğünü tüm dünyaya duyuran gençleri üç yıllığına hapse koymayı düşünüyorsunuz; el insaf diyorum size ya! Daha nasıl böyle cümleler sarf edebiliyor Sayın Akbaşoğlu? İnanmak mümkün değil, böyle bir yargı var ya! Bir Cumhurbaşkanını sıradan bir cümleyle eleştir; sana üç yıl hapis, ona beş yıl hapis; bu nasıl ya, burası neresi ya? Allah aşkına, demokrasi istiyoruz, hak istiyoruz, adalet istiyoruz. İşte, o yüzden gençler Saraçhane'de.

Bakın, gençler ne diyor -genç zekâsıyla esprisiyle bir şey diyorlar- ne demiş gençler: "Beni Türk hâkimlerine emanet -ediniz değil- etmeyiniz." Böyle, zekâ ve espri dolu bir cümle ama haksızlar mı arkadaşlar? Ya, en ufak bir eleştiride bulunduklarında "sana üç yıl, sana beş yıl, on yıl..." Ya, böyle bir ülke olur mu arkadaşlar? Elinizi vicdanınıza koyun.

Bakın, gençler başka ne diyor: Hani, futbol maçlarında hakemlerden şikâyetçiyiz, değil mi, yabancı hakem istiyoruz; gençler de yabancı savcı istiyorlar, "Yabancı hâkim gelsin." diyorlar artık. Memleketin hâli bu 21'inci yüzyılda, 2025 yılında; ya, gülsek mi, ağlasak mı?

Evet, bakın, şimdi, gençler canhıraş bir şekilde gayret ediyor, çırpınıyor ve gençleri dinledim, bakın, ne diyorlar: "Biz sadece İmamoğlu için ayakta değiliz; hak istiyoruz, adalet istiyoruz, özgürlük istiyoruz." Bu çığlık dünyanın her yerinde durdurulamaz bir çığlıktır arkadaşlar.

Başka ne diyorlar? "Birikmiş bir öfkemiz var, geleceğimiz belirsiz." diyorlar. "Gelecekte protesto şansımız da kalmayabilir Ömer Bey." diyorlar. "Mecliste değil, sokakta protesto etme ihtiyacı hissettik çünkü sizin Meclisinizden de umudumuz kalmadı. Yürütme torba yasalar gönderiyor, AK PARTİ, MHP'li vekiller indir, kaldır... Böyle bir Meclis. Bizim oradan da umudumuz kalmadı." diyorlar. "Biz sadece öğrenciyiz, terörist değiliz." diyorlar ve "Kaybettiğimiz gençliğimizi geri istiyoruz." diyorlar. Ya, ne kadar masum istekler bunlar, bunlara ne yapıyorsunuz? Biber gazı, gözüne gözüne biber gazı, cop, tazyikli su. Ya, gençler bunu istiyor ya, böyle esprili, zekâ dolu sloganlarla bir şeyler istiyorlar, bir şeyler diyorlar. Milyarlarca dolar zarara uğrattınız, gençlerin bu isteğini... Hakaretlere uğrattığınız için...

Bakın, Berkay Gezgin, 22 yaşında, pırlanta gibi bir delikanlı. Ya, bunu tutukladınız ya! Bakın, şu gülen gözleri tutukladınız, hapse attınız ya! Allah'tan korkun ya!

Bakın, başka bir manzara, şu sabaha karşı sanırım hepinizin yüzü gülecek. Erkek, sevgilisine polis barikatının önünde evlilik teklif ediyor. Ya, gençler adalet istiyor, hak istiyor, özgürlük istiyor, mutluluk istiyor yahu! Onları niye mutsuz ediyorsunuz? Onlara niye zulmediyorsunuz?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, devam edin

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Bütün bunları söylemek isterken de gazeteciler onları çekiyor, o sırada gazetecileri de tutukluyorsunuz. Ya, hem ifadeyi engelliyorsunuz hem de ifadeleri kaydetmeye çalışan gazetecileri de zindanlara atıyorsunuz. Peki, bu sırada ne yapıyorsunuz? Gazetecilere, kadınlara çıplak arama yapıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gülüşmeler) Hakaretler ediyorsunuz, darbediyorsunuz, ondan sonra hiç utanmadan İstanbul Valisi Davut Gül kalkıyor, "Kötü muamele yapmadık, çıplak arama yapmadık." diyor. Allah'tan kork ya! Bugün zindandan Ekrem İmamoğlu da haykırdı, "Yanıma gençler geliyor, onlara çok kötü muamele yapılmış." dedi. Yahu, siz hangi söylemlerle, hangi güçle gerçeğin üstünü örtebileceksiniz?

KAYHAN TÜRKMENOĞLU (Van) - Ne bağırıyorsun? Ne bağırıyorsun?

ÖMER FARUK GERGERLİOĞLU (Devamla) - Gerçeğin üstünü -Arapça söyleyeyim- kefere edeceksiniz. Gerçeği örtene kâfir denir, değil mi Arapça'da? Arapça bileniniz varsa söyleyeyim. Gerçeği örtene... (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)