GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:71
Tarih:26.03.2025

VEZİR COŞKUN PARLAK (Hakkâri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, değerli halklarımız; üzerinde konuşmakta olduğumuz 7'nci madde Cumhurbaşkanlarının emekli aylığını düzenliyor. Cumhurbaşkanlığı düzeyinde görev yapmış kimselerin emeklilik aylıklarının iyileştirilmesi makul bir öneri olarak görülebilir fakat aynı kanun teklifi içerisinde emeklilere verilen bayram ikramiyelerin artırılmasıyla ilgili trajikomik bir düzenleme de var. "Trajikomik" diyorum çünkü emeklilerin ikramiyesine yapılan zam, neredeyse bir günlük yemek masrafını dahi karşılamıyor. Dünden beri bu kürsüden emeklilerin bayram ikramiyelerine dair önemli ve değerli yorumlar yapıldı, çeşitli karşılaştırma yöntemleriyle ikramiyelerin yıllar içinde nasıl eridiği birçok kez ortaya konuldu. Tekrara düşmeye gerek yok, sadece şunu söyleyeyim: Keşke bu iktidar Cumhurbaşkanı emeklisine verdiği kıymeti 16 milyon emeklinin tamamına da vermiş olsaydı çünkü bir ülkenin refah seviyesini görmek istiyorsanız o ülkenin emeklilerine verilen değere ve haklarına bakacaksınız. Birçok uluslararası kuruluşun raporları da gösteriyor ki Türkiye, emeklilerine değer veren, onlara insanca yaşam olanaklarını sunan bir ülke değil. İnsan onuruna yakışır bir yaşam sürebilmeleri için ve kuşaklar arası dayanışmanın bir gereği olarak emeklilerin koşullarının mutlaka iyileştirilmesi gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, bu kürsüden çokça konuşulan ve günlerdir ülke gündemini belirleyen önemli konulardan biri de İstanbul Büyükşehir Belediyesine, ilçe belediyelerine ve başta Sayın Ekrem İmamoğlu olmak üzere belediye başkanlarına yönelik yapılan operasyonlar ve tutuklamalardır. 31 Mart 2024 yerel seçimlerinden iki ay sonra Hakkâri Belediyemize kayyum atandı. Belediye Eş Başkanımız Mehmet Sıddık Akış âdeta bir yargı tuzağı kurularak tutuklandı ve on aydır cezaevinde tutuluyor. Seçilmiş eş başkanlarımız ve belediye meclis üyelerimiz görevden alındı, yerlerine atanmış memurlar getirildi. Yani Hakkâri halkı siyasi irade gasbıyla seçme ve seçilme hakkının ortadan kaldırılmasının ne anlama geldiğini çok iyi bilir. Hakkâri'de başlayan antidemokratik uygulamalar sonunda Saraçhane'ye ulaştı. Damdan düşenin hâlinden en iyi, damdan düşen anlarmış; biz de yıllarca ağır hukuksuzluklara maruz kalmış bir halk olarak ve siyasi parti olarak mevcut haksızlıkları çok iyi anlıyoruz ve karşısında durduğumuzu tekrardan belirtiyoruz.

Değerli milletvekilleri, değerli halklarımız; iktidarın muhalefete karşı dört koldan başlattığı yargı saldırısı onlarca insanın haksız şekilde cezalandırılmasına yol açmakla kalmıyor, aynı zamanda Türkiye halklarının barış umudunu da ortadan kaldırıyor. Kırk yıldır süregelen çatışmaların bitme ihtimalini ve barışın olanaklarını konuştuğumuz bugünlerde böyle bir hukuksuzluk yaşıyor olmak insanların umudunu kırıyor, güven duygusunu zedeliyor.

Hepiniz biliyorsunuz, 27 Şubatta Sayın Öcalan'dan tarihî bir çağrı geldi. Bu çağrı sadece kendi örgütüne yaptığı yöntemsel bir çağrı değildir. Bu çağrı, devlete, topluma ve bütün kesimlere yapılmış bir çağrıdır. Bu çağrı, yüzyıldır emperyalist müdahaleyle despotluk sarkacında gidip gelen Orta Doğu coğrafyasında barışı ve bir arada yaşamı inşa etme çağrısıdır. Barış ve demokratik toplum çağrısına laf olsun diye "asrın çağrısı" demiyoruz çünkü bu çağrı yüzyılın en büyük barış hamlesidir. Bu büyük barış hamlesi günlük siyasi çıkarlara, kariyer planlarına kurban edilmemelidir. Kürt halkı ve Türkiye halkları barışa olan desteğini milyonlar olup "Nevroz" alanlarına akarak göstermiş oldu. Barış ve demokratik toplum çağrısının Türkiye'nin batısında da ciddi bir karşılık bulduğunu hepimiz gördük ve biliyoruz. Çünkü şunu da biliyoruz: Çatışma ve savaş sadece Kürtlerin değil, aynı zamanda bu topraklarda yaşayan bütün halkların sorunudur. Bu çağrı, ayrıştıran değil birleştiren; bölünmeye değil ortak geleceğe davet eden bir çağrıdır. Sayın Öcalan tarihsel sorumluluğunu bir kez daha yerine getirdi; şimdi sorumluluk alma sırası siyasi iktidardadır.

Değerli milletvekilleri, halkın temsilcilerine, seçilmiş yöneticilerine yargı kumpasları birileri için siyasal mühendislik araçları olabilir, birileri bunu kendi çıkarları için faydalı bulup diğer etkilerini görmezden gelebilir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, devam edin.

VEZİR COŞKUN PARLAK (Devamla) - Oysa bu siyasi darbeler günün sonunda halkın farklı kesimleri arasındaki duygusal uçurumu derinleştirmekten başka bir işe yaramaz. Bu işin sonu ekonomik ve toplumsal yıkımdır.

Sonuç olarak, Hakkâri'den İstanbul'a kadar bir an önce bütün hukuksuzluklar ve siyasi darbeler son bulmalıdır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)