GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:71
Tarih:26.03.2025

MELİH MERİÇ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle sizlerin ve tüm halkımızın mübarek Kadir Gecesi'ni tebrik ediyorum, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Yargı bağımsızlığından, hukukun üstünlüğü ilkesinden, haktan, hukuktan, adaletten yana tavır gösteren tüm milletvekillerimizi saygıyla selamlıyorum.

19 Mart darbe girişimine karşı meydanlarda, Saraçhane'de, Kızılay'da, İzmir'de, Gaziantep'te, Türkiye'nin tüm şehirlerinde ses yükselten, direnen halkımızı heyecanla selamlıyorum.

"Geleceğimizden başka kaybedecek bir şeyimiz yok." diye haykırıp 86 milyona umut aşılayan gençlerimizi coşkuyla selamlıyorum ve hepsinden öte, millet iradesi yok sayılarak kumpas kurulan, uydurma gerekçelerle Silivri zindanlarına kapatılan, İstanbul'un ve Türkiye'nin umudu, göz bebeği Ekrem Başkanımızı buradan, yüce Meclisten selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

2019'dan bu yana kibir kuleleri defalarca yıkılmış, rantçıları yenmiş Ekrem İmamoğlu halkın sesi olmanın bedelini ödüyor. Halkın sesi, iradesi, aynası olmak Ekrem Başkanımız için, bizim için, Cumhuriyet Halk Partililer için ve Türk milleti için bir şereftir. Özellikle AKP'liler çok iyi bilmelidir ki Ekrem İmamoğlu İstanbul'u parsel parsel satsaydı, kent lokantası açmak yerine vatandaşı iki paket makarnaya muhtaç etseydi, halkın vergilerini ayakkabı kutularına tıkıp evde saklasaydı, kura usulü atama programında yeğenini devlet büyüklerine takdim etseydi, gençleri yurt yapmak yerine cemaatlerin, tarikatların insafına bıraksaydı, torunundan dedesine tüm ailesini devlet kademesine doldursaydı, kul hakkı nedir bilmeseydi, haram nedir görmeseydi, Allah'tan korkmayıp kuldan utanmasaydı bugün aramızda olacaktı ve tutuklanmayacaktı çünkü bu saydıklarım AKP'nin Türkiye Yüzyılı'nda örnek vatandaş olunması için gereken şartlardır. Allah'a şükürler olsun ki Ekrem Başkan bunların hiçbirini yapmadı, ne bizim ne 16 milyon İstanbullunun ne de 86 milyon vatandaşımızın başını öne eğmedi.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye, 19 Mart 2025 itibarıyla adı konulmamış bir sıkıyönetim rejimine ulaşmıştır. Artık, bu memlekette bırakın siyasi başarı sağlamayı, siyasi başarı ihtimaliniz olsa bile hapse atılacaksınız. Böyle adalet, böyle hukuk olur mu? Kabile devletlerinde bile işlenen suç en azından kılıfına uydurulur. "Ekrem İmamoğlu, geleceğin Cumhurbaşkanının diplomasını iptal edelim." Hangi kanuna, yönetmeliğe göre bunu yapıyorsunuz belli değil. İntikam isteyen, kinden gözü kararmış olanlar bununla da yetinmiyor, Ergenekon, Balyoz gibi kumpas davalarında hukukun üstüne utanç verici şekilde indirilen bu balyoz gibi gizli tanık komedisi tekrar sahneleniyor. Tüm hayatını kamuoyunun gözü önünde, hatta kamuoyunun içinde yaşayan bir insanın evine tabancalı, tüfekli polisler gönderiyorsunuz. Neden? İtibarını sarsmak için. Yahu Ekrem İmamoğlu'nun itibarını siz mi verdiniz ki siz geri alacaksınız? Ekrem İmamoğlu'na, Cumhuriyet Halk Partisine itibarını millet verdi, hem de defalarca. Kendinizi en güçlü hissettiğiniz an Trabzon'un Akçaabat ilçesinden bir Anadolu çocuğu çıktı; rantınızı, hırsızlığınızı, yolsuzluğunuzu yerle yeksan etti; karın ağrınız da bundan zaten. Yok öyle bir düzen değerli arkadaşlar.

Şimdi, yapıcı muhalefet yaparak suçlamanız gerekenleri tek tek sayayım: Bir, Ekrem Başkanın aday adaylığına bile tahammülü olmayanları, gece uykuları kaçanları suçlayacaksınız; iki, güç bela biriktirilen döviz rezervlerinden 20 milyar doları birkaç saatte buharlaştıran iradeyi suçlayacaksınız; üç, doları beş dakika içinde 37 liradan 41 liraya çıkaranları suçlayacaksınız; dört, Sayın Cumhurbaşkanının merhum annesine saygısızlık yapanları hep beraber kınıyoruz, bunu asla tasvip etmiyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MELİH MERİÇ (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.

Annelere yapılan saygısızlıkta ayrıma gitmeyeceksiniz, Dilek İmamoğlu'na en adice cümlelerle saldıran meczupları, haysiyet fukaralarını da kınayacaksınız; kınamak yetmez, bu konuda da yasal süreçleri jet hızıyla devreye sokacaksınız.

Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; nasıl ki çıkan diş macunu tüpe geri sokulmazsa, şişeden çıkan cin geri girmezse, nasıl ki güneş batıdan doğmazsa, nehirler yukarı doğru akmazsa hak, hukuk, adalet mücadelemizi durdurmak aynı ölçüde mümkün değil.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)