Konu: | Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 70 |
Tarih: | 25.03.2025 |
HİKMET YALIM HALICI (Isparta) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, yine bir torba kanunu konuşuyoruz, görüşüyoruz hep beraber. Aslında gençlerin, sporcuların ve emeklilerin yararına olacak konuşmalar yapmak isterdik bugün fakat 19 Martta hepinizin malumu olduğu üzere bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık. Şimdi, adı Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu; evet, kanun maddesinde olimpik, paralimpik, deaflimpik sporcular ve bunların giderlerinin karşılanması, ödül ve harcırahlarının artırılması var. Bu maddeyi olumlu buluyoruz bu anlamda. Hatta bu sporculara verilen, verilecek her desteğe biz de tam desteğiz; az buluruz, fazla bulmayız. Ülkemize örnek olan ve bizleri en güzel şekilde temsil eden bu sporcularımıza ne versek azdır. Fakat kanun maddesinin adında "gençler" geçiyor; siz, tabii, şu anda özgürlük mücadelesi içerisinde olan gençleri vandallar ve çapulcular olarak tanımlıyorsunuz. İşte, bu torba kanunlarla gençlere bir şey veremediğiniz için bu gençler sokaklarda haklarını arıyorlar. Olay, Cumhuriyet Halk Partisi ve Ekrem İmamoğlu meselesini aşmıştır. Gençler şu anda özgürlükleri için sokaktadır, gençler şu anda ülkeleri için sokaktadır. Gençler, adalet ve hukuk devleti için şu anda sokaktadır.
19 Mart, Türkiye açısından bir dönüm noktası olmuştur ama gençler bu haklarını muhafaza etmek için mücadeleye devam etmektedir. Ne oldu 19 Martta? 31 Mart seçimlerinin bedeli ödetilmeye çalışılıyor Cumhuriyet Halk Partisine ve Türkiye'deki muhalif kesimlere. 31 Marttan sonra yapılan kreşlerin mesela bedeli ödetilmeye çalışılıyor. Başka neyin bedeli ödetilmeye çalışılıyor? Kent lokantalarının bedeli ödetilmeye çalışılıyor. "Anne Kart"ların -İstanbul'da dağıtılan- bedeli ödetilmeye çalışılıyor. Öğrenci yurtlarının bedeli ödetilmeye çalışılıyor. Metro hatlarının bedeli ödetilmeye çalışılıyor. Evet, aslında tam olarak 19 Martta yapılmak istenen bu. Peki, ne oldu bu süreçten itibaren? Türkiye'de 25-30 milyar dolar para dövizi tutmak için yakıldı değil mi? Neden iki yıldır insanlara "Kemer sıkalım." diyordunuz peki? Neden vergilere bu kadar yüklendiniz, bu kadar zam yaptınız, arkasından da kaldırdınız, şimdi bu darbe girişimiyle insanları karşı karşıya bıraktınız?
Bakın, yaşananların ciddiyetinin ve sonuçlarının farkında mısınız acaba? Halk iradesi önünde kaybettiğini anlayanların koltuklarını korumak adına yargıyı, Emniyeti ve devleti alet ederek yaptıkları bu darbenin sosyal, siyasal ve ekonomik yıkımları olacak, şimdiden de olmaya başladı.
Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel geçtiğimiz günlerde bir konuşma yaptı, dedi ki: "Mafya liderlerine, uyuşturucu baronlarına, halkı soyan vergi kaçakçılarına, sınırdan elini kolunu sallayarak girenlere dokunmuyorsunuz ama halkın oylarıyla 4 kere seçilen Başkanımız Ekrem İmamoğlu'nu tutukluyorsunuz, gazetecileri avlıyorsunuz memlekette." Uyuşturucu baronları plazalarda kahve yudumlarken gazeteciler mahkeme kapılarında sürünüyor bu ülkede. Vergi kaçıranlar ödülle onurlandırılıyor, halkın seçtikleri kelepçeyle uğurlanıyor maalesef. Yolsuzluk yapanlar saygıdeğer iş insanı ama yolsuzluğu yazanlar baş belası. Hizmet edene darbe, yandaşa ihale. Ülkede gazeteciysen risk altındasın ama mafyaysan saygıdeğer iş adamı pozisyonundasın. Memlekette suç örgütü liderleri basın açıklaması yapıyor, gazeteciler savunma yapmak zorunda kalıyor maalesef.
Ne demişti Sayın Erdoğan 23 Nisan 1998'de Milliyet gazetesinde çıkan haberde?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.
HİKMET YALIM HALICI (Devamla) - "Maalesef son zamanlarda yargı kararlarının üzerine siyasetin gölgesinin düştüğü şeklinde bir izlenim kamu vicdanını yaralamıştır. Hâlbuki demokrasi aynı zamanda seçimin varlığı kadar yargı ve yargıç bağımsızlığı demektir." demiş. Bugün demokrasi var mı? Yok. Yargı bağımsızlığı var mı? O da yok. Yargıçlar bağımsız mı? Hayır. Tayyip Erdoğan 1998'de Saraçhane'nin mağduruydu, bugün görüyoruz ki 2025 yılında mağruru olmuş, mağruru. Siyasette mağdur doğdunuz ama öyle gözüküyor ki zorba oldunuz. Biz halkımızla birlikte başardık, yine direneceğiz. Ekrem İmamoğlu'nun yanındayız, adalet için omuz omuzayız çünkü "Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz." diyorum.
Saygılarımla selamlıyorum hepinizi. (CHP sıralarından alkışlar)