| Konu: | Gençlik ve Spor Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 70 |
| Tarih: | 25.03.2025 |
YENİ YOL GRUBU ADINA SADULLAH KISACIK (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bu kanun teklifinde ana madde olarak emekli ikramiyesinin 3 bin TL'den 4 bin TL'ye çıkarılmasını içeren bir düzenleme söz konusu. Kendi adıma söyleyeyim, bir Türkiye Büyük Millet Meclisi üyesi olarak böyle bir miktar ikramiyenin Meclis çatısı altında görüşülmesinden utanç duyuyorum. Yani bu Meclis olarak biz emeklilere 4 bin TL ikramiyeyi hak görüyorsak, bayram ikramiyesi olarak bahşediyorsak bize yazıklar olsun.
Değerli arkadaşlar, şu anda 4 bin liraya emeklimiz birkaç kilo şeker alıp ancak evine koyabilir. Bırakın harçlık vermeyi, evinde birine uğramayı, torunlarına harçlık vermeyi sadece ve sadece şeker alabilir, şeker. Yani emeklilerimizi fitreye muhtaç ettik ya; işte, şimdi onun sebeplerini anlatacağım, niye bugünlere geldik. Şimdi, emeklilerimize bayram ikramiyesi ilk defa 2018 yılında verilmeye başlandı. 14 Haziran 2018 bayram arifesi günü 1 dolar 4 lira 66 kuruştu ve 1.000 TL olarak verilen bayram ikramiyesi 214 dolardı. Bugün dolar 38 TL, 4 bin TL'ye yükselteceğimiz emekli ikramiyesi sadece 105 dolar. Şimdi, tabii, doları konuşunca bu sefer diyorsunuz ki: "Her şey dolar mı?" Bir de cumhuriyet altını tarafından bakalım. Şimdi, diyeceksiniz ki: "Altına da mı bakalım?" Değerli milletvekilleri, cumhuriyet altını bizim atalarımız, dedelerimiz, ninelerimiz için önemlidir. Akrabasından birisi doğum yapar, altın takar; sünnete gider, altın takar; görünmeye gider, altın takar. Bu anlamda, her yaşlımızın yastığının altında 1-2 tane cumhuriyet altını olursa mutluluk duyar. Peki, bu kanunun ilk çıktığı zaman, 14 Haziran 2018 Ramazan Bayramı arifesinde çeyrek altın ne kadarmış? 320 TL. Emekli ikramiyesiyle 3 tane çeyrek altın alıyormuşuz. Peki, bugün 4 bin TL'ye yükselteceğimiz emekli ikramiyesiyle ne kadar altın alabiliyoruz? 0,66 yani yarım çeyrek altın bile alamıyoruz. Bakın, emeklimizin geldiği duruma bakın, "ikramiye" dediğimiz şeyin durumuna bakın. Şimdi diyeceksiniz ki: "Sadullah Kısacık, sen şimdi bırak doları, altını kardeşim, bunlarla kıyaslama." Tamam, asgari ücrete göre kıyaslayalım; zaten ezilmiş, erimiş asgari ücrete göre kıyaslayalım. 1.000 TL bayram ikramiyesi o zamanki asgari ücretin yüzde 62,4'üne tekabül ediyordu, bugün ikramiyenin artırılmış hâli olan 4 bin TL asgari ücretin sadece yüzde 18'ine karşılık geliyor. Bakın, eğer bayram ikramiyesini asgari ücrete oranla bugüne oranlasak bayram ikramiyesinin 13.788 TL olması lazım bugün ama bakıyorsunuz, şu anda biz 4 bin TL'yi konuşuyoruz, 4 bin TL'yi. Bakın, değerli arkadaşlar, bunun adı "bayram ikramiyesi" değil yani bu harçlık emeklimize vereceğimiz bir harçlık, bunun adı "ikramiye" olamaz. İnanın, kanuna bu kadar zaman harcamamıza bile yazık yani. Onun için, gelin, bunu bir şeye sabitleyelim, bir sabit olsun; adam gibi olsun, bari bayramda emeklimiz gerçekten de bunu aldığı zaman "Bir ikramiye aldım." desin. Bu oranlara baktığımız zaman paramız pul olmuş ve bu oranlara baktığımız zaman, işte, sizin emekliye verdiğiniz değerin göstergesi bu oranlar; emekliye verdiğiniz değer, atalarımıza, dedelerimize verdiğiniz değer bu.
Bakın, değerli milletvekilleri, tüm emeklilerimize verdiğimiz her 1.000 TL'nin bütçeye yükü 28,4 milyar TL yani her emekliye verdiğimiz, toplam tüm emeklilere vereceğimiz yük 28,4 milyar TL. Faize ayırdığınız rant 1 trilyon 950 milyar. Sadece geçen hafta 26 milyar dolar yaktınız yani 988 trilyon yaktınız ama emekliye 28,4'ü zül görüyorsunuz.
Kanun teklifinde diğer bir madde olarak doğum yardımlarını yeniden düzenleyen bir madde bulunuyor. 2001 yılında 2,38 olan doğurganlık hızı yirmi iki yıldır sürekli düşerek 2023 yılında 1,51'e düşmüştür. Bu oran nedir biliyor musunuz değerli arkadaşlar? 2,10 olan nüfusun yenilenme seviyesinin altındadır; bakın, nüfusun yenilenme seviyesi 2,10. Biz kaça düşmüşüz? 1,51. Bakın, 2001'de 2,38; her yıl gittikçe düşmüş, gittikçe düşmüş hatta 2008'den itibaren artık 2,10'un da altına düşmüş. Arkadaşlar, bu ülke yönetilmiyor mu ya? 2025 yılına kadar neredesiniz siz ya? Türkiye yaşlanıyor, doğurganlık hızı düşüyor, doğurganlık oranı düşüyor; ya, siz neredesiniz? Yıl olmuş 2025. "Ne yapalım?" "2025'te Aile Yılı ilan edelim." Peki, bugüne kadar doğum yardımı ne kadardı? Daha bugüne kadar -işte, bu kanun teklifiyle değiştireceğiz- 1'inci çocuk için 300 TL, 2'nci çocuk için 400 TL, 3'üncü çocuk için 600 TL. Değerli arkadaşlar, kim 300 TL için bu dünyaya çocuk getirir? Siz 300 TL vererek aileleri çocuk yapmaya teşvik mi edebiliyorsunuz? Bu, samimiyetsizlik; bu, milletle dalga geçmek; bu, aile kurumuyla alay etmek. Bakın, alay etmeyin. Şimdi, bugün gelmiş diyorsunuz ki "Yıl 2025, Aile Yılı ilan edelim." Zaten tüm Türkiye diyor ki: "Allah bu yıl ailemizi korusun." Çünkü geçen yıl emekliler yılıydı, anlattım; işte, emeklilerin hâli perperişan; inşallah, 2025'in sonuna kadar aile kurumu kazasız, belasız, başına bir iş gelmeden bu seneyi tamamlayabilir, inşallah bu 2025'i çıkarırız.
MEHMET EMİN EKMEN (Mersin) - Gündüz kuşağı programları izin verirse Aile Yılı olacak.
SADULLAH KISACIK (Devamla) - Evet.
Bakın, biz burada kanun görüşmelerini gerçekleştiriyoruz, Meclisin geldiği duruma da bakın. Zaten Sayın Cumhurbaşkanı ocak ayında müjdeyi vermiş, demiş ki: "2025 Aile Yılı, biz 1'inci çocuğa her ay 1.500, 2'nci çocuğa her ay 1.500, 3'üncü çocuğa aylık 5 bin lira vereceğiz." Cumhurbaşkanı ocakta açıklamış, rakamları vermiş, millet kuyruk olmuş. Doğum yapan herkes Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne gidiyor, diyor ki: "Bak, Cumhurbaşkanı dedi ki 'Ayda 1.500 lira vereceğim, 5 bin lira vereceğim.' Benim param nerede?" Müdürlük "Hayırdır kardeşim, daha şu anda öyle bir şey yok." diyor. Martın sonuna gelmişiz, biz şu anda kanunu çıkarıyoruz. Asıl diğer acınacak tarafımız; Cumhurbaşkanı ilan etmiş oranı, Meclis süs ya, biz Plan ve Bütçe Komisyonunda hiç tartışmadan, konuşmadan yani bir madde bile değişmeden oranları kabul ettik, ocak ayında açıklanan oranı biz bugün Genel Kurulda konuşup oylayacağız; bunu da değerli milletvekillerinin takdirine bırakıyorum.
Şimdi, ben fikrimi söyleyeyim: Yapılan doğum yardımlarının çocuk sahibi olma kararlarında hiçbir etkisinin olmadığına inanıyorum. Ya, millete değil 1.500 lira 15 bin lira verin, Türkiye'nin bugünkü hâlinde insanlar çocuk yaparken 50 kere düşünür; kira ayrı bir dert, evlilik ayrı bir dert, hamilelerimizin muayenelerinin ücreti ayrı bir dert. Bakın, mesela, şu anda özellikle benim seçim bölgem olan Adana'da devlet doğum hastanesinin biri olduğu gibi zaten Suriyelilere hizmet veriyoruz yani girdiğiniz zaman siz muayene bile olamıyorsunuz, mecburen özele gitmek zorundasınız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
SADULLAH KISACIK (Devamla) - Sizden ricam, şu özel muayenelere bir bakın bakayım, özel kadın doğum muayenelerinin fiyatı ne kadar şu anda. Gerçekten ebeveynler bu konuda çok çaresiz; ben birçok aile biliyorum ki şu andaki kazandığının yarısını sadece kadın doğum doktorlarına, muayenelerine harcıyorlar. Hele zaten çocuk doğduktan sonra Allah ailelerin yardımcısı olsun. Şu bebek marketlerini bir gidin, bez kaç lira, mama kaç lira; ondan sonra gelin deyin ki: "Ya, biz aileye 1.500 lira yardım veriyoruz." Ya, 1.500 lira ne? Bence bunu hiç vermeyin, bari kasada kalsın yani bu 1.500 lira kimseyi teşvik edecek bir rakam değil, net söylüyorum. Eğer ki siz doğurganlık oranını artırmak istiyorsanız, adaletin mülkün temeli olduğu; hayat pahalılığının, işsizliğin olmadığı, ekonomik ve sosyal refahı yüksek bir Türkiye inşa etmeniz lazım.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SADULLAH KISACIK (Devamla) - Yoksa 1.500 lira değil 150 bin lira da verseniz kimse böyle bir ülkede artık çocuk sahibi olmak istemiyor.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)