Konu: | (2/2108) esas numaralı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’nin doğrudan gündeme alınmasına ilişkin önergesi (4/97) münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 70 |
Tarih: | 25.03.2025 |
ADALET KAYA (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Kars) - Sayın Başkanım, çok gürültü var, duyamıyoruz.
ADALET KAYA (Devamla) - Geçtiğimiz hafta Kürt halkı için direniş ve mücadele günü olarak sembol olmuş "Nevroz"u ve tüm Orta Doğu halkları için baharın müjdecisi "Nevroz"u tüm kentlerde milyonlarca katılımla ve büyük bir coşkuyla kutladık.
Ben bütün meydanlarda...
(Uğultular)
BAŞKAN - Bir dakika Sayın Milletvekili, baştan alacağım.
Değerli milletvekilleri, hatibin konuşmasını dinleyemiyoruz. Konuşmak isteyenler kulise çıksınlar arkadaşlar.
Buyurun Sayın Kaya.
ADALET KAYA (Devamla) - Geçtiğimiz hafta Kürt halkı için direniş ve mücadele anlamında sembolleşmiş olan "Nevroz"u ve tüm Orta Doğu halkları için baharın müjdecisi olan "Nevroz"u bütün kentlerde milyonların katılımıyla ve büyük bir coşkuyla kutladık. Ben meydanları doldurarak asrın çağrısına sahip çıkma iradesi gösteren bütün yurttaşları saygıyla selamlıyorum.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 Mart gününü resmî tatil ilan edebileceklerini ve bunun için Cumhur İttifakı olarak kanun teklifi vermeye hazır olduklarını söyledi. Biz de diyoruz ki: Bunun için zahmet etmelerine gerek yok çünkü DEM PARTİ milletvekillerinin verdiği kanun teklifleri hazır ve mevcut, biz bir günde bu konuyu görüşerek kanunu kabul edebiliriz.
Evet, "Nevroz" gibi kadınların hak mücadelesi, özgürlük ve eşitlik mücadelesinin günü olan 8 Martın da resmî tatil ilan edilmesini talep ediyoruz. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar) Çünkü hâlâ daha kadınlar cinsiyetlerinden kaynaklı, sadece kadın oldukları için ayrımcılığa ve şiddete maruz kalıyorlar, ayrımcılığa ve şiddete uğruyorlar.
Daha bugün düşen bir haber, Eskişehir'de evli olduğu Elena Samsanova'yı öldüren katile Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi haksız tahrik indirimi uyguladı. Haksız tahrik indiriminin kadın dosyalarında, kadına yönelik şiddet dosyalarında, kadın cinayeti dosyalarında uygulanmasını kabul etmiyoruz.
Şimdi, bu özel günlerin resmî tatil ilan edilmesini talep ediyoruz çünkü toplumsal farkındalık oluşturmak için gerekli ancak anlamlarından koparılmasını da istemiyoruz. Örneğin, 80 darbesiyle yasaklanan 1 Mayıs, 2009'da "Emek ve Dayanışma Günü" olarak resmî tatil ilan edilmiş olmasına rağmen 1 Mayısla özdeşleşen Taksim Meydanı'nda 2013'ten beri işçilerin eylem yapması yasak, işçilerin grev yapmaları yasak, diledikleri sendikaya üye olmaları yasak yani resmî olarak, evet, böyle bir hak var ama fiilen yasak. Benzer şekilde, biz Dünya Kadınlar Günü'nün de kadınlara çiçek gönderilen, şirketlerin yalandan indirimlerle tüketimi teşvik ettiği kapitalizmi besleme günü olarak çevrilmesini istemiyoruz.
Bugün 25 Mart, yani 25 Mart 1911'de New York'ta Triangle Gömlek Fabrikasında çıkan yangının yıl dönümü aynı zamanda. Çoğunluğu genç ve göçmen kadınlardan oluşan 146 kadının yaşamını yitirdiği o yangın aynı zamanda kadın işçi hareketinin fitilini ateşlemişti. Kadınlar tam bir yüzyıldır yaşam hakları, siyasal, ekonomik, sosyal alanlarda var olabilme hakları için mücadele ediyorlar, çalışma hakları için mücadele ediyorlar, eşit işe eşit ücret için mücadele ediyorlar. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nün de bir mücadele günü olarak hafızalara kazınmasını istiyoruz ancak ne yazık ki 8 Mart bizim hafızamızda her sene polis şiddetiyle hafızalara kazınmış durumda, böyle hatırlıyoruz. Nasıl ki 1 Mayıs denince ilk akla gelen Taksim Meydanı ise 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü dendiğinde de Beyoğlu İstiklal Caddesi geliyor akla ve kaç yıldır İstiklal'de kadınların yürümesi kolluk tarafından, Valilik tarafından engelleniyor. Bu sene gece yürüyüşünde 136 kişi gösteri ve yürüyüş haklarını kullanmak istedikleri için gözaltına alındı. Kadınları, gençleri, kayyum darbesine karşı sokağa çıkanları kriminalize etme çabasına artık son vermelisiniz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu'na yapılan operasyonu protesto etmek isteyenlere, protesto edenlere yönelik polis şiddetini her ne kadar yandaş medya gizlemeye çalışsa da halk farkında, görüyor ve buna itiraz ediyor. İçerisinde EŞİK Platformu, Kırkyama, Feminist Gündem, Kadın Dayanışması, Kadın Savunma Ağı gibi kadın platformlarının da olduğu yüzlerce sosyal medya hesabı erişime engellendi. Bu hesaplar kadınların haklarından haberdar olması, yaşadıkları sorunların duyulması gibi pek çok kamusal sorumluluk üstlenen kişi ve kurumlara ait. Kimi, neyi, nasıl cezalandırıyorsunuz? Yapılan hukuksuzluğun üstünü böyle mi örteceğinizi sanıyorsunuz?
Halkın seçme hakkını, demokrasiyi, hukuku hiçe sayan kararlar almak yurttaşları ve ülkeyi düşünmemektir, gençlerin geleceğini düşünmemektir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ADALET KAYA (Devamla) - Bitiriyorum.
BAŞKAN - Buyurun.
ADALET KAYA (Devamla) - Ayrıştırıcı söylemlerle, antidemokratik uygulamalarla yurttaşları içine sıkıştıkları sefaletten çıkaramayız, ülkenin yarısından fazlası sefalet içerisinde yaşıyor. Biz, DEM PARTİ olarak hukukun yerle yeksan edilmesine, kayyum darbesine, kolluk şiddetine, medya sansürüne karşı kararlılıkla mücadelemizi ve karşı duruşumuzu sürdüreceğiz.
Konuşmamı altı yıl önce bugün, Sayın Abdullah Öcalan'a uygulanan tecridi protesto etmek için yaşamına son veren Medya Çınar'ı anarak tamamlamak istiyorum. Kırk yıldır süren bu savaş artık son bulmalı; yeterince insanımızı kaybettik, binlerce ailenin evine ateş düştü. Şimdi kayıpları artırmadan, çoğaltmadan onurlu bir barışı inşa etmenin zamanıdır; herkesin bunun için mücadele etmesinin zamanıdır.
Saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)