| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 31 |
| Tarih: | 08.12.2011 |
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
HASİP KAPLAN (Şırnak) - Genel Kuruldan özür dilemesi gerekir. Yani, her isteyen suç işleyemez.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - 2012 bütçesinin Türkiye'mize ve milletimize hayırlar getirmesini temenni ediyor?
KAMER GENÇ (Tunceli) - Efendim, Hükûmet adına bir kişi konuşur Sayın Başkan. Nereden çıktı bu?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - ?önümüzdeki süreçte Türkiye'nin ilerlemesinin devamını Allah'tan temenni ediyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Hayır, bir kişi konuşur Hükûmet adına, iki kişi konuşmaz ki.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Sayın Başkanım, benden önce konuşan Değerli Başbakan Yardımcımız ve grup adına konuşan sözcülerimiz?
KAMER GENÇ (Tunceli) - Böyle olmaz ya! Hükûmet adına bir kişi konuşur.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) -?2012 bütçesiyle ilgili partimizin görüşlerini, Hükûmetimizin görüşlerini, grubumuzun görüşlerini aktardılar.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Nereden çıkarıyorsunuz bunu? Konuşturmayın bunu canım.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Ben burada, adalet politikalarına dair birtakım eleştirileri cevaplamak ve?
KAMER GENÇ (Tunceli) - Hayır, Hükûmet adına bir kişi konuşur.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - ?Genel Kurulumuzu ve izleyenleri bir miktar doğru enforme etmek üzere söz aldım.
BAŞKAN - Sayın Ergin, bir saniye?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Süremi tutarsanız Sayın Başkanım.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Hayır, Hükûmet adına bir kişi konuşur.
BAŞKAN - Bir saniye Sayın Genç.
Lütfen, Danışma Kurulu önerisini bir okuyun Sayın Genç.
Buyurun Sayın Bakanım.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Sayın Başkan, Danışma Kurulu böyle bir karar veremez.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Ama, Danışma Kurulu Tüzük'ü değiştiremez ki.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Sayın Başkanım, umarım bu müdahaleleri süreme eklersiniz.
Teşekkür ediyorum.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Hükûmeti bölemez yani.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Sayın Kılıçdaroğlu, bu kürsüden partisinin görüşlerini ifade ederken kadın cinayetlerinin yüzde 1.400 arttığına değindi. 2002-2009 yılları arasında bir soru önergesine verilen cevaplara göre?
KEMAL KILIÇDAROĞLU (İstanbul) - Şiddet o, şiddet.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - ?Sayın Kılıçdaroğlu'nun belirttiği rakam doğrudur, ona itirazım yok.
MUHARREM İNCE (Yalova) - Şiddet, şiddet; cinayet değil.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Ancak ben burada 2002-2009 arasındaki verilerin sağlıklı olmadığına dönük bir tespitimi paylaşmak için ifade ediyorum: Türkiye'de 135 ağır ceza merkezi var. Bu ağır ceza merkezlerimiz aşama aşama UYAP sistemine dâhil oldular. 2004 yılında 4 merkezimiz UYAP'a dâhil olmuştu, 2005'te 16 merkezimiz dâhil oldu, 2006'da 86 merkezimiz dâhil oldu, 2007'de 24 merkez, 2008'de 4 merkez ve 2009'da son 1 merkez kalmıştı, bununla beraber tamamlandı. Dolayısıyla, süreç içerisinde illerden gelen veriler hep eksik geliyordu. 2009 rakamları ile 2002 rakamları arasında uçurum olmasının sebebi, ağır ceza merkezlerinden gelen verilerin eksik gelmesine dayalıdır. Türkiye'de kadın cinayetlerine karşı duyarlılık artmıştır.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Cinayet değil Sayın Bakan, cinayet değil!
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Bu sevindiricidir. Bununla mücadele noktasında kadın ve aileden sorumlu Bakanlığımız ile müşterek çalışmalarımız devam etmektedir.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Sayın Bakan, cinayet demedik; şiddet dedik, şiddet!
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Sayın Kılıçdaroğlu, bir tespitini de şöyle paylaştı: "Dünyanın hangi ülkesinde iktidarı eleştirdiği için bir milletvekili hakkında fezleke düzenlenir?" dedi ve Sayın İnce hakkında düzenlenen fezlekeye atıfta bulundu.
Değerli milletvekilleri, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Hakkındaki Yasa'ya muhalefetten birçok milletvekili için fezleke düzenleniyor. Sayın İnce'ye ilişkin düzenlenen fezleke de burada. Bu fezlekede de Sayın İnce'nin 298 sayılı Yasa'nın 50 ve 156'ncı maddelerine muhalefetten kaynaklı bir fezleke olduğunu ifade etmiştir.
MUHARREM İNCE (Yalova) - "Hükûmeti eleştirdi." diyor, Sayın Bakan!
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Aynı maddelerden hakkında fezleke düzenlenen milletvekillerimiz var. Başta benimle ilgili fezleke düzenlenmiştir. İktidar partisinin 6 milletvekiliyle ilgili, benzer maddelerden fezleke düzenlenmiştir. Muhalefet partileri içerisinde MHP'den, BDP'den çok sayıda milletvekili arkadaşımızla ilgili, aynı Kanun'a muhalefetten fezleke düzenlenmiştir. Bu düzenleme, seçim yasalarının?
MUHARREM İNCE (Yalova) - Sayın Bakan, "Hükûmeti eleştirmek" yazıyor orada, eleştirmek!
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Seçim öncesindeki dönemde seçim kurullarının almış olduğu kararlara aykırı eylemlerden, ihlallerden kaynaklı fezlekelerdir.
MUHARREM İNCE (Yalova) - Elitaş kabul etti zaten.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Dolayısıyla, bunu Hükûmeti eleştirmeyle irtibatlandırmanın doğru olmadığını ifade etmek istiyorum.
Bir diğer konu: Hükûmetler dönemlerine göre yetki kanunlarına dönük eleştiriler yapıldı.
MUHARREM İNCE (Yalova) - Sayın Bakan, hangi fezlekede "iktidarı eleştirmek" diye var? Şu ana kadar Türkiye Cumhuriyeti'nde var mı böyle bir şey?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Deniz Fenerinde niye hiç çalışmadı? Niye hep milletvekillerine hukuk var? Deniz Fenerinde hukuk nerede?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - AK PARTİ hükûmetleri döneminde KHK'lar çıkarıldı ama AK PARTİ İktidarından önce var olan iktidarlar döneminde, bakınız, bizden önceki dönemde 51 adet KHK çıkarılmış, DSP-MHP-ANAP döneminde. DYP-SHP döneminde 14 tane KHK çıkarılmış, rahmetli Bülent Ecevit'in 80 öncesindeki iktidarı döneminde 21 tane KHK çıkarılmış.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Savcıları niye görevden aldın Sadullah! Sadullah, savcıları niye görevden aldın! Deniz Feneri savcılarını niye görevden aldın Sadullah!
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Ayrıca, tutuklu gazeteciler konusunda Sayın Kılıçdaroğlu'nun bahsetmiş olduğu? Türkiye'de 70 gazeteciyle ilgili, tutuklu bulunmasından kaynaklı birtakım tespitlerde bulundu.
Değerli arkadaşlar, bu konu çokça istismar ediliyor. Bu konuyla ilgili birtakım gerçekleri sizinle paylaşmak istiyorum. Bu "70 gazeteci" tabiri Türkiye Gazeteciler Sendikasının yayınlamış olduğu listeden kaynaklandı, "72 gazeteci" olarak yayınladılar. Bu 3 kişi, 72'nin 3'ü hiç cezaevine girmemiş, kayıtları yok. Geriye kalan 69'un 6 tanesi tahliye olmuş, 63 kişi var.
Değerli milletvekilleri, bu 63 kişiyi gazeteci olarak tanımlayabilecekseniz, ben şimdi size birkaç örnek vereceğim, hiçbir itirazım yok.
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Siz mi karar veriyorsunuz?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - "63 tane gazeteci" denilen isme ait olarak 48 tanesi bölücü terör örgütü ile Türkiye'nin ve Avrupa'nın terör örgütü listesinde saymış olduğu değişik silahlı terör örgütlerine mensup olmaktan? İsimler var. Bir tanesini, ilk birinci sıradakini söylüyorum: Polis memurundan gasbettiği silahla bir kişiyi öldürmek, polisle çatışmaya girerek ateş açmak.
AHMET YENİ (Samsun) - Bunu mu müdafaa ediyorsunuz? Muhalefet bunu mu müdafaa ediyor?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Bu fiillerden dolayı müebbet ağır hapse mahkûm olmuş, dosyası temyizden de onanmış. Şimdi, bunu "gazeteci" diye önümüze koyuyorlar, bir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayın Bakan, Nedim Şener kimi öldürdü?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - İki: İkinci sıradaki isim, bir kişinin kaçırılarak örgüt evine götürülmesi eylemine katılmak, eylem sırasında tabanca ve sahte polis kimliği kullanmak, TEM şubesinde görevli polismiş gibi davranmak, yasa dışı örgüt üyeliğine mensubiyet. Bunun da yargısı bitmiş, bunun da müebbet hapsine hükmedilmiş, cezası kesinleşmiş, bu da gazeteci olarak önümüze getiriliyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MUHARREM İNCE (Yalova) - İhaleye fesat karıştırmak, rüşvet, zimmet, bu dosyası olan milletvekilleri var mı burada? Onlar var mı? (AK PARTİ sıralarından "dinle dinle" sesleri)
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Üçüncü sıradaki ismi söylüyorum: Yasadışı silahlı Devrimci Yol isimli terör örgütünün üst yöneticisi olmak, polis aracına silahlı saldırı yapmak, örgüt adına banka soymak?
MUHARREM İNCE (Yalova) - Resmî bilet de kalpazanlık var mı? Evrakta sahtecilik var mı? İhaleye fesat karıştırmaktan sanık milletvekili var mı?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, örgüt adına banka soymak ve polis aracına silahlı saldırı yapmaktan yargılanmış sekiz yıl dokuz ay ağır hapse mahkûm olmuş cezası kesinleşmiş.
MUHARREM İNCE (Yalova) - Evrakta sahtecilik var mı? Resmî bilette kalpazanlık var mı?
BAŞKAN - Sayın İnce, terör örgütünden bahsedince niye rahatsız oluyorsun? Lütfen ama? Doğru değil yaptığınız.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Bütün bunlar gazeteci olarak önümüze getiriliyor ve "Türkiye'de gazeteciler hapishanede" deniliyor. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MUHARREM İNCE (Yalova) - Nedim Şener kimi öldürdü? Ahmet Şık kimi öldürdü?
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Nedim Şener kimi öldürdü? Ahmet Şık kimi öldürdü?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Bir başkası: Tehlikeli madde bulundurmak, ruhsatsız silah bulundurmak, resmî belgede sahtecilik ama isminin önünde gazeteci unvanı var. Bunlar bize gazeteci olarak getiriliyor ve Türkiye, yurt içinde ve yurt dışında gazetecilerini cezaevine koyan bir ülke olarak takdim ediliyor.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Öylesiniz?
MUHARREM İNCE (Yalova) - Bırak gazetecisini, milletvekili hapse koyan bir ülke Türkiye! Ne gazetecisi? Milletvekilleri hapiste daha ne konuşuyorsun?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Burada gazetecilik faaliyetinden dolayı cezaevinde bulunanlar var ise onlara da haksızlıktır bu Gazeteciler Sendikasının yaptığı sıralama.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Türk siyasi tarihinde kara bir nokta olarak? Zavallı gazetecileri içeri attınız, sadece Türkiye'deki gerçekleri yazdılar.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, burada Sayın Kılıçdaroğlu?
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Ergin, yüzümüze bak yüzümüze, AKP sıralarına bakıyorsun korkudan.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - ?HSYK seçimlerinde yapılanlara ilişkin, HSYK'nın oluşumuna ilişkin çok sayıda eleştirilerde bulundu.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Niye ağzınız kurudu Sayın Bakan?
KAMER GENÇ (Tunceli) - Hatay'daki ihaleleri kim verdi size? Hatay'daki ihalelerin hesabını ver. O ihaleleri sen vermedin mi?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Ben şunu ifade ediyorum: Sayın Kılıçdaroğlu, HSYK'nın bu hâle gelmesinin baş sorumlusu Cumhuriyet Halk Partisinin Anayasa Mahkemesine yapmış olduğu başvurudur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AYTUĞ ATICI (Mersin) - Atamaları kim yaptı, atamaları?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Şu gördüğünüz Milliyet gazetesindeki bir kupür, fotoğraf, bu fotoğrafta CHP grup yönetim kurulu odasında Anayasa Mahkemesine başvuru hazırlandığına dair bir haber yapılmış, Milliyet gazetesi de davet edilerek bu görüntü haberleştirilmiş. Burada YARSAV'ın dönemin genel sekreteri ile grup başkan vekili dönemin gene Cumhuriyet Halk Partisinden bir değerli milletvekilimiz var. Bu müracaat ile bizim Anayasa'da düzenlemiş olduğumuz 159'uncu maddede her seçmenin tek oy kullanma hükmü vardı. Bununla şunu amaçlamıştık: Çoğulcu bir yapı oluşsun HSYK'da, çoğunlukçu bir tablo çıkmasın diye bunu düzenledik. Bunu Anayasa Komisyonundaki görüşmelerde ifade ettik, bu kürsüden çok ifade ettik ama o gün nasıl olsa örgütlü bir yargı kuruluşu var, bütün üyeleri alırız diye mi düşündüler, nasıl değerlendirdiler, Anayasa Mahkemesine iptal için gidildi. Anayasa Mahkemesinin iptal ettiği günün akşamında bütün televizyon kanallarında şunu ifade ettim: "Çoğulculuğu iptal etti Anayasa Mahkemesi, çoğunlukçu bir yapıyı getirdi. Umarım, bunu iptal ettirenler, yarın bir gün bundan şikâyet etmezler." demiştim. Maalesef itirazlar, şikâyetler gelmeye başladı. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Anayasa Mahkemesine giderek neyi niçin iptal ettirdiğini öngöremeyen bir yapıyla Türkiye nereye gidecek Allah aşkına? (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Ben, sizinle bunları paylaşmak istiyorum.
Değerli milletvekilleri, çok sayıda cevabım var ancak sürem çok sınırlı. Burada El Maktum olayıyla ilgili Sayın Kılıçdaroğlu'nun bir tespiti oldu.
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) - Sen söyleyeceğini söyledin!
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Burada, bu El Maktum meselesiyle ilgili olarak, değerli milletvekilleri, konunun Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluyla en ufak bir alakası yoktur.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - 12 Eylülün yapmadığını yaptın sen!
BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) - Söyleyeceğini söyledin sen "63 gazeteci teröristtir." dedin.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Konu, İstanbul Başsavcılığında başsavcı yardımcılarının sayısının 6'dan 10'a çıkartılmasıyla ilgilidir. 6 tane başsavcı yardımcısı 10'a çıkartılınca görev dağılımları yeniden yapılmıştır. Bunun ötesinde herhangi bir kasıt söz konusu değildir. Kaldı ki o meselede idare mahkemesi ihalenin yürütmesini durdurduğu için Büyükşehir Belediyesi herhangi bir adım atamamıştır. İhaleyi alan firma da 1/5.000'lik plan iptali için dava açıldığından ihalenin ve yürütmeyi durdurmanın sonucunu beklemiştir.
Burada, değerli milletvekilleri, en son idari yargı kararından sonra, Büyükşehir Belediyesi, ilgili firmaya süresini vermiş, firma getirip sözleşmeyi yapmadığı için de 34,5 milyon civarındaki teminat paraya çevrilerek Büyükşehir kasasına girmiştir, onuncu ay itibarıyla.
Dolayısıyla, Sayın Kılıçdaroğlu, o teminatlar belediyeye irat olarak kaydedilmiştir. Bunu da tavzih etmek istiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, son olarak, burada yeni seçilen 160 Yargıtay üyesine Sayın Kılıçdaroğlu, İzmir'de "militan" ifadesini kullandı, ne yazık ki bu kürsüden bu ifadesini tekrar etti, gerekçe olarak da Yargıtayda bu seçilmiş olanların boş oy kullandığını söyledi, bunun yargıyı militanlaştırmak olduğunu ifade etti ve onların kendisinden özür dilemesini beklediğini söyledi.
Sayın Kılıçdaroğlu, Yargıtay 250 üyeli iken yani bu yeni üyeler seçilmemiş iken Yargıtayda boş oy kullanma geleneği var dersem ne dersiniz bana? 2000 yılı ile 2010 yılı arasında Ceylani Tuğrul 1. Ceza Dairesi Başkanının seçiminde 68 oy boş, 60 oy boş, 62 oy boş.
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Kendi hemşehrinizi siz HSYK Daire Başkanı yaptınız mı, yapmadınız mı?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Bakınız, Fahri Yıldız, 8. Hukuk Dairesi Başkanının seçiminde 81 oy boş, 74 oy boş, 73 oy boş, şunların hepsi boş oy kullanma. Bu şu anlama mı geliyor Sayın Kılıçdaroğlu: Hasan Gerçeker Başkanlığındaki 250 üyeli Yargıtay döneminde de acaba militan mıydı Yargıtay üyeleri? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Gene, Sayın Kılıçdaroğlu, tamamı birinci sınıf hâkim ve savcılar arasından seçilen ve birçoğu ağır ceza mahkemesi başkanı, Yargıtay Başsavcısı, ticaret mahkemesi başkanı olan 160 Yargıtay üyesine "militan" şeklinde hitap ederek açıkça hakaret ve iftira ettiniz. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı olmak size bu şekilde bir hakaret ve iftirada bulunma hakkı vermez. Bu 160 üyenin hiçbir tanesi AK PARTİ döneminde mesleğe alınmış değildir, en genç olanı on sekiz yıl önce mesleğe başlamıştır.
KAMER GENÇ (Tunceli) - On sekiz yıl Yargıtay üyeliği için çok erken. Sen daha bilmiyorsun, senin daha ağzın süt kokuyor.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Maalesef önce konuşup sonra düşünen-lerden oldunuz. Yanı başınızda oturan Değerli Grup Başkan Vekilinize bir sorunuz, HSYK'nın Yargıtay ve Danıştaya seçmiş olduğu üyeler içerisinde YARSAV Dönem Başkanı Sayın Emine Ülker Tarhan'ın 7 kişilik Yönetim Kurulundan 2 tane Yönetim Kurulu üyesi Yargıtay ve Danıştaya üye seçilmiştir. Ayrıca, 19 tane YARSAV üyesi de Yargıtay ve Danıştaya üye seçilmiştir. 21 kişi. Soruyorum Sayın Kılıçdaroğlu: Bu 21 kişi de bu militanların içerisine giriyor mu? (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Şayet giriyor ise lütfen Grup Başkan Vekilinize sorun ve deyin ki: "Niçin militanları yanı başınızda istihdam ettiniz, YARSAV'a üye yaptınız?" Sayın Kılıçdaroğlu, çok büyük bir gaf işlediniz. Özür dilemek sizi küçültmez, büyütür. Ama siz bundan da kaçtınız.
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) -Sen kendine bak! Sen milletten özür dile. İhaleye fesat karıştırdın, milletten özür dile.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sen önce Ali Dibo'nun hesabını ver! Sen yolsuzluk yapmışsın, Adalet Bakanısın!
GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Ali Dibo, Ali Dibo!
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Uzun, meşakkatli ve onurlu bir meslek yaşamından sonra bileğinin hakkıyla yüksek mahkemelere üye olmuş ve fedakârca mevcut iş yükünü eritmek için gece gündüz demeden çalışan yüksek yargıçlara yaptığınız iftiradan dönünüz ve özür dileyiniz Sayın Kılıçdaroğlu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu üyeler ki, Yargıtayın çok ağır iş yükü altına girdiler. Yılda Yargıtaya 650 bin dosya geliyor. Bir önceki yıldan devreden 650 binle beraber 1 milyon 300 bin dosya var Yargıtayda her yıl. Yıllık çıkan iş sayısı 550 bin. Bu şu demek: Her yıl 100 bin yeni dosya yükün üstüne geliyor idi. Ayrıca, Yargıtaya gelen, Başsavcılığa gelen dosyalar altı ay kapakları bile açılamadan, poşetleri bile açılamadan bekletiliyor ve ön inceleme yapılması mümkün olamıyordu.
AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Ankara'daki kömür yolsuzluğu üç yıldır? Ne oldu! Kömür yolsuzluğu? Üç yıldır, üç yıldır?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Bugün itibarıyla alınan tedbirlerle beraber Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gelen dosyalar aynı gün kayda geçmekte ve derhâl ön incelemeleri yapılmaktadır. Bu kapsamda tutukluluk süreleri dahi incelenememiş olan 100 bin dosya tüm personel seferber edilerek hafta sonları çalışılmış, on beş gün içerisinde bu dosyalar kayıt altına alınmıştır. Daha önceden Yargıtay Başsavcılığında bekleyen dosyalar hakkında ilgililere hiçbir bilgi verilmezken, yeni dönemde dosyalar hakkında verilebilecek bilgiler İnternet ortamında vatandaşın erişimine açılmıştır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Bakan, lütfen sözlerinizi tamamlayınız. Bir dakika süre veriyorum.
Buyurun.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Hemen bitiriyorum Başkanım.
Bütün bu çabaların sonunda ilk defa Yargıtaya gelen dosyalardan daha fazla dosya karara bağlanarak gönderilmeye başlanmıştır. Bu da şu demektir; depolarda bekleyen, stoklarda bekleyen dosyalar erimeye başlamıştır ilk kez. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
Değerli milletvekilleri, Yargıtay Başkanlar Kurulunun yapmış olduğu toplantı ile Yargıtayda hukuk dairelerinde bekleyen dosyaların iki sene içerisinde, ceza dairelerinde bekleyen dosyaların üç yıl içerisinde sıfırlanması, tüketilmesi planlanmıştır. Bu gerçekleştiği anda, taşradan gelen dosyalar iki ila üç ay içerisinde karara bağlanacak ve milletimizin uzun yıllardan beri beklediği, özlediği güven veren adalet gerçekleşecektir inşallah. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Sizin gözünüzde biten yargı bugün ayağa kalkıyor. Bu memlekette biten şey yargı değil, bekleyen dosya yığınlarıdır, yargıda vesayet sistemidir, üstünlerin hukuku anlayışıdır, şapkadan tavşan çıkarma hadisesidir, yüzde 47 oy almış partiyi kapatma garabetinden başka bir şey değildir. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, 2012 bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.