| Konu: | 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümüne, İsrail'i kınadıklarına, Kobani'de iki gün önce hayatını kaybedenlerin isimlerine, 16 Mart Halepçe'nin yıl dönümüne, 16 Mart 1978'de İstanbul Üniversitesinde yaşananlara, Erzincan İliç'te yaşanan maden faciasının dünkü duruşmasına ve bugün görüşmelerine başlanacak olan torba yasa teklifinde yer alan emeklilerin bayram ikramiyesine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 18.03.2025 |
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi'nin yıl dönümü. Sadece zaferi konuşmak yetmez, Çanakkale Zaferi'nden önceki yıllara bakmak gerekir. Nasıl oldu da Birinci Dünya Savaşı'na bu ülke sürüklendi? O günkü iktidar aklını anlamak gerekir, o büyük yıkıma neden olan anlayışı bilmek gerekir, bilmek gerekir ki bugünü doğru anlayabilelim. 18 Mart 1915 Çanakkale Zaferi sonrasına bakmak gerekir, sonrasında ortaya çıkan kurucu aklın hangi ittifaklar üzerinden yükseldiğini anlamak gerekir; 1920 Meclisine, 21 Anayasası'na bakmak gerekir ki o kurucu aklın, o büyük ittifakın, Türk-Kürt ittifakının ve bütün halkların nasıl bir mücadele içinde olduğunu bize göstersin. Evet, Çanakkale'yi o gün anlayamayanlar, ondan sonra bu akıldan sapanlar, bugün aslında yaşadığımız birçok acının da müsebbibidir.
Evet, bugün İsrail'i kınıyoruz. Evet, tam da bu sabah Filistin'de, Gazze'de 330 masum insan katledildi, bunda hiç mi sorumluluğumuz yok? Yine Meclise bir yazı gelecek, hep birlikte kınayacağız ama ölümler devam edecek, tıpkı iki gün önce Kobani'de yitip giden 9 can gibi; bombalandılar, katledildiler. İsimlerini okuyacağım, isimlerini okuyacağım ki kayda geçsin, kayda geçsin ki bir gün adalet, gerçek anlamda adalet söz konusu olduğunda bu suçu işleyenler yargılanabilsin. Evet, kimdi katledilenler? Ahin Osman Ebdo, Dijle Osman Ebdo, Dilovan Osman Ebdo, Yasir Osman Ebdo, Eziz Osman Ebdo, Saliha Osman Ebdo, Avesta Osman Ebdo, Osman Berkel Ebdo ve Hezal Osman Ebdo. Bu 9 kişiden 7'si çocuktu.
Evet, Ortadoğu bu katliamlarla anılan bir coğrafya. Buna son verebiliriz, buna son verme iradesini var etmekle mükellefiz. İşte o zaman Çanakkale 1915'i anlamak mümkündür. Çünkü o Çanakkale'de yitip gidenlerin arasında Kürtler, Türkler, Kobanililer, Filistinliler var. Emperyalizme karşı direniş böyle olur, ancak böyle bir ittifakla mümkün olabilir. Bu ittifakı var etmediğiniz sürece ırkçı yaklaşımlarla hâlâ kalkıp SDG'yi ya da hâlâ Suriye'yi başka bir yerden yorumladığınız sürece barış ne Orta Doğu'ya gelir ne bu topraklara gelir. O yüzden, bizim barışımız Orta Doğu barışıdır, Orta Doğu'nun barışı bizim iç barışımızdır. Bu ilişkiyi koparmadan ancak yol alabiliriz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, tamamlayalım lütfen.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 16 Mart Halepçe'nin yıl dönümüydü. Evet, Baas rejiminin Kürt düşmanlığının belki de en vahim katliamlarından, soykırımlarından biri Halepçe'de yaşanmıştı.
Yine, 16 Mart 1978 İstanbul Üniversitesinde yaşanan katliam. Dolayısıyla, maalesef, katliamları anmakla, dile getirmekle üzüntülere, acılara değinmiş oluyoruz. Ama hakikatle yüzleşmeden, bu gerçeklerle yüzleşmeden aslında bu acıları dindirmek de çok mümkün değil. "Acılar" deyince dün Erzincan İliç'te yaşanan maden faciasının davası vardı ve bu davada bir baba, evladını maden faciasında yitiren bir baba şunu sordu: "Bir evlat kaç para eder?" Çünkü yitirilenler için bir bedel belirlenmiş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, bitirelim lütfen.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - Bu bedel sunuluyor. Oysa bakın, orada bizzat maden yetkililerinin açıklaması var, diyorlar ki: "Buradaki madende atılan artığın yüksekliği en fazla 150 metre olur, 255 metreye çıkmıştı bu rakam; facianın nedeni budur." Bu 255 metreye çıkma iznini kim vermiş? Bakanlık vermiş. Yani işte, İliç'teki madenden tutun da bugün bu ülkede yaşanan bütün bu afetlerin arkasında böyle bir anlayış saklı. O yüzden de bunun sorumlularının ortaya çıkması, yargı önünde bu konuda hesap vermesi büyük önem taşıyor.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hep sermayeden yana, iş adamlarından yana bir siyaseti var ettiğiniz sürece ister istemez bu faciaları yaşıyorsunuz ama günlük hayatımızda da bu tür facialar yaşanıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, bitirelim, son kez uzatıyorum.
SEZAİ TEMELLİ (Muş) - İşte, bugün görüşmeye başlayacağımız torba yasa teklifindeki emekli ikramiyeleri. Emekli ikramiyeleri bin lira arttırıldı, daha fazla artırılamayacağına dair işte ha bire mazeretler üretiliyor iktidar tarafından. Bakın, sadece 8 tane şirketin silinen vergi borcu emeklilere verilen ikramiyenin 3 katı. Dolayısıyla bu bir tercih, bu tercih böyle olduğu sürece bu yoksulluktan kurtulmak mümkün değil. Bütçe açığının iki ayda geldiği rakam 400 milyarın üzerinde ve bu denli büyük bütçe açığının verilmesinin nedeni emekliler değil, emekçiler değil, sizin sermayeden, işverenden yana olan tercihinizdir.
Teşekkür ederim.