GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AK PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:64
Tarih:11.03.2025

CHP GRUBU ADINA MURAT EMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

AKP, Meclis çalışmalarıyla ilgili bir grup önerisi verdiğine göre Meclis çalışmalarıyla ilgili birkaç noktanın altını bir kez daha tekraren çizmekte yarar var.

Değerli arkadaşlar, öncelikle bir isyanımızı buradan bir kez daha söylemek isterim: Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy hâlâ Kartalkaya Yangın Komisyonuna gelip sorulara cevap vermedi; bu, Bakanın hakkı da değildir, haddi de değildir. (CHP sıralarından alkışlar) İç Tüzük 105 çok açık, Komisyonun yetkisi var; "Komisyon çağırabilir." demiyor, "Komisyon yetkilidir." diyor. Komisyon kimi çağırırsa gelecek, sorulara cevap verecek; ihtiyari, takdiri bir durum değil bu. Eğer bu Meclisin saygınlığı varsa, bu Meclis araştırma komisyonları gerçekten gerçeğe ulaşacaksa, gerçekten orada 78 kişinin niye öldüğü ve neler yapılırsa bir daha bu ölümlerin olmayacağının sonuçları bulunacaksa bunun yolu başsorumlu Turizm Bakanının Komisyona gelmesidir. Herkes sorumlu, siz de sorumlusunuz. Bu Meclisin saygınlığını korumak Meclis Başkanından başlayarak her birimize düşüyor; her birinizi göreve çağırıyorum, bu sorumsuzluğa herkes karşı çıkmalıdır.

Değerli arkadaşlar, bir siber güvenlik yasası getiriyorsunuz, "Bu gece bitirelim." diyorsunuz; bitirelim, tamam, bitirelim. Bir 16'ncı madde var, veri sızıntısı olursa iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası. Peki, kim karar verecek bunun olup olmadığına? Ya gerçekten veri sızıntısı varsa ne olacak? Bakın, tekrar ediyorum, bu olacak bir şey değil. Zaten elinizde bir dezenformasyon yasası var, o yasa da aynı şekilde başlıyor "halkı endişe, korku, paniğe sevk eden" diye başlıyor. Zaten elinizde o yasa var, zaten adamı tutukluyorsunuz, zaten cezaevine koyuyorsunuz ama yok bir de burada bir korku salalım. Bir olay hatırlatayım size: Üç yıl önce gazeteci İbrahim Haskoloğlu "Veri sızıntısı var." dedi, "Yok." dediler, "Ya, var." dedi; Cumhurbaşkanının, İçişleri Bakanının kimliklerini açıkladı. "Vay sen misin bunu yapan?" deyip adamı hapse attılar, dört ay önce Ulaştırma Bakanı söyledi, "Evet, veri sızıntısı varmış." dedi. Yani neyin, ne zaman doğru olduğuna kim karar verecek? Sizin savcılarınız. "Alalım adamı, atalım, üç yıl, beş yıl beklesin, sonra gerçeği ispatlarız." Ya, gerçekten gerçeklerden bu kadar korkan bir iktidar olur mu? Böyle bir yasa teklifi olur mu? Böyle bir maddenin geldiği bir yerde muhalefet direnmez mi arkadaşlar? Tabii ki direneceğiz, sonuna kadar direneceğiz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MURAT EMİR (Devamla) - Sayın Başkan, hızlıca toparlıyorum; sabrınız için teşekkür ederim.

Bakın, iklim yasası getirmişsiniz. Ne var içinde? Bomboş 22 madde, bomboş. Ben bunu niye söylüyorum? Bakın, Meclis araştırma komisyonunun raporu var 860 sayfa; sadece 103 sayfa Cumhuriyet Halk Partisinin şerhi var, kocaman bakın. Bunda 76 sayfa boyunca öneriler var, öneriler ve o kanun teklifinin içerisinde buradaki önerilerin neredeyse hiçbiri yok. "İklim adaleti" diyorsunuz, tanımlamışsınız, altı boş; ne gelir adaleti var ne sosyal destek var ne eğitim var. "İklim adaleti" diyorsunuz, bir tanım var, içi bomboş. Ya, böyle yasa getirirseniz tabii ki direniriz; gelin, doğru dürüst yapın, biz de katkı verelim. Tabii ki Türkiye'nin çağdaş, Türkiye'yi 2053'te "sıfır emisyon" hedefine taşıyacak bir yasaya tabi ki ihtiyacı var ve çalışmış Meclis. Niye bunu raflarda tutuyorsunuz? Çalışacaksak böyle çalışalım.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)