| Konu: | Alevilerin temel hak ve taleplerine ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 64 |
| Tarih: | 11.03.2025 |
DOĞAN DEMİR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Suriye'de Aleviler katlediliyor. Bugün burada sadece Türkiye'deki Alevilerin sorunlarını, haklarını değil aynı zamanda bölgemizde yaşanan insanlık dışı bir olayı da gündeme getirmek zorundayız. Suriye'nin kuzeyinde HTŞ tarafından Alevi topluluklarına yönelik korkunç bir katliam gerçekleştirilmektedir; kadın, çocuk, yaşlı demeden birçok insan canice katledilmektedir. Bu saldırı sadece bir mezhep çatışması değil doğrudan bir etnik temizlik girişimidir. "Esad'ın kalıntıları" söylemiyle, kadın çocuk demeden sivilleri öldürmek caniliktir. Esad'ın yaptıklarını tasvip etmediğimiz gibi bugün yaşananları da asla tasvip etmiyoruz. Zulüm kimden gelirse gelsin zulme karşı durmak hepimizin insani görevidir. Türkiye Cumhuriyeti olarak komşu ülkemizde yaşanan bu tür katliamlara sessiz kalamayız. Uluslararası hukuka aykırı olan bu vahşetin sorumluları derhâl hesap vermelidir. Hükûmetin ve Dışişleri yetkililerinin bu saldırıyı en sert şekilde kınaması, uluslararası platformlarda bu konunun gündeme getirilmesi ve saldırıyı düzenleyen terör gruplarına karşı çok net bir tavır alması gerekmektedir.
Öte yandan, ülkemizde yıllardır süren terör sorununun çözülmesi için adım atan, elini taşın altına koyan herkese buradan teşekkür ediyorum. Hazır bir barış süreci inşa ediliyorken Alevilerin sorunlarının da çözüme kavuşturulması için tüm siyasi partileri birlik, beraberlik içerisinde olmaya ve tarihî sorumluluk almaya davet ediyorum.
Ülkemizin kanayan yaralarından biri olan, Alevi yurttaşlarımızın yıllardır süregelen temel hak ve taleplerini, eşit yurttaşlık mücadelelerini ve kamu hizmetlerinden eşit yararlanma konusunda karşılaştıkları engelleri dile getirmek istiyorum. Aleviler bu toprakların öz evlatlarıdır; yüzyıllardır bu kadim coğrafyada barış içinde yaşayan, emeğiyle, sanatıyla, kültürüyle ülkemizin zenginleşmesine katkı sunanlardır fakat ne yazık ki geçmişten bu yana hak ettikleri eşit yurttaşlık talepleri karşılanmamaktadır. Anayasal olarak her bireyin din, mezhep ve inanç özgürlüğü güvence altına alınmış olmasına rağmen uygulamada Alevilere yönelik ayrımcılıklar maalesef sürmektedir. Alevilerin talepleri herhangi bir ayrıcalık talebi değil tamamen eşit yurttaşlık ekseninde, temelinde taleplerdir.
Bu talepleri ana hatlarıyla sıralayacak olursak... Alevilerin ibadethaneleri olan cemevleri hukuki statüye kavuşturulmamış ve bir türlü resmî ibadethane olarak kabul edilmemiştir, Anayasa Mahkemesinin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararlarına rağmen cemevleri hâlâ yasal olarak tanınmamaktadır. Alevi yurttaşlar vergileriyle devlete katkıda bulunmalarına rağmen devletin hizmetlerinden eşit şekilde yararlanmamaktadır. Alevi çocukları yıllardır zorunlu din derslerinde kendi inançlarını yok sayan, hatta Aleviliği yanlış ve ön yargılı bir şekilde anlatan müfredatla eğitim almak zorunda kalıyor. Aleviler, çocuklarının inançları doğrultusunda eğitim alabilmesini talep etmektedir. Türkiye'de kamu yönetimi içerisinde Alevilere yönelik sistematik bir dışlanma olduğu açıktır. Kamu kurumlarında özellikle valilik, kaymakamlık, emniyet müdürlüğü gibi üst düzey pozisyonlarda Alevilere yer verilmemektedir. Hatta, Alevi kimliği bilinen kişilerin kamuda yükselmesi neredeyse imkânsız hâle gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti'nin her vatandaşı etnik kimliği, dini veya mezhebi ne olursa olsun eşit fırsatlara sahip olmalıdır. Devletin liyakat esasına göre hareket etmesi ve mezhepçi ayrımcılıktan uzak durması gerekmektedir. Ülkemizin pek çok bölgesinde Alevi köylerinin yol, su, elektrik, internet gibi altyapı hizmetlerinden mahrum bırakıldığına şahit oluyoruz. Devlet kendi vatandaşları arasında böyle bir ayrım yapamaz. Kamu hizmetleri herkes için eşit bir şekilde sağlanmalıdır. Tarih boyunca Aleviler sadece haklarından mahrum bırakılmakla kalmamış, aynı zamanda büyük acılara da maruz kalmıştır. Maraş'ta, Çorum'da, Sivas'ta, Gazi Mahallesi'nde yaşadığımız acılar, Alevilere yönelik kitlesel katliam ve saldırılar en acı örnekleridir. Bu olayların failleri de ya hiç yargılanmamış ya da sembolik cezalarla korunmuştur.
Bugün burada dile getirdiğim sorunlar Türkiye'nin demokrasisi, hukukun üstünlüğü ve toplumsal barışı açısından hayati öneme sahiptir. Aleviler bu ülkenin asli unsurlarıdır ve hak ettikleri eşit yurttaşlık hakkına bir an önce kavuşmalıdır. Cemevleri resmî ibadethane olarak bir an önce tanınmalıdır. Alevi çocuklarına inançlarına uygun eğitim hakkı sağlanmalıdır. Kamu yönetiminde liyakat esas alınmalı ve Alevilere yönelik ayrımcılık son bulmalıdır. Alevi köylerinin yol ve altyapı sorunları bir an önce çözülmelidir diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)