GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Siber Güvenlik Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:63
Tarih:05.03.2025

CEM AVŞAR (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle şunun bir kez daha üstünden geçmek lazım: Siber güvenlik nedir, başka ülkelerde nasıl uygulanır, getirilen kanunun içeriği ile güvenlik hassasiyetlerini kapsayan başlık ne kadar ilişkilidir? Siber güvenlik, ülkeler içindeki stratejik ve kritik altyapılar, savunma sistemleri, kamu hizmetleri ve ekonomiler artık dijital sistemler üzerine kurulu olduğundan, bunlara karşı saldırılara savunmasız hâlde yakalanmamak için savunma mekanizmaları geliştirme durumudur. Savunma sistemleri, askerî iletişim ağları, istihbarat sistemlerinin hepsinin siber tehditlerin doğrudan hedefi olduğunu, düşman devletler ya da terör örgütlerinin kritik altyapılara sızarak kaos yaratabileceğini, enerji santralleri, barajlar, ulaşım sistemleri, sağlık hizmetleri gibi, bankacılıktan finansa, ticari sırlardan kamu-özel sektör verilerinin siber saldırılardan korunmasına kadar vatandaşların verilerini yabancı ülkelere veya şirketlere karşı koruma konusunda çalışılması gerektiğini öngörür siber güvenlik. Bunun için ülkeler ulusal siber güvenlik stratejileri oluşturur, uluslararası düzeyde siber güvenlik anlaşmaları ve iş birlikleri yapar, siber tatbikatlar düzenler, altyapısının güçlendirilmesi gibi çalışmalar yapar. Yani öncelikle, bunlardan da anlayacağımız gibi, siber güvenlik dışarıdan gelecek tehditlere odaklanır, içeride gerçekleşme riski taşıyan siber tehditlere karşıysa önlem alır. Getirilen kanun teklifinin içeriği bunun tam tersi düzenlemeler içeriyor yani dış saldırılardan çok içeriğe odaklanan, kendi vatandaşının bireysel özgürlük ve veri güvenliği alanını ihlal eden, kişisel veri peşinde koşan, Anayasa'ya aykırı denetim ve uygulama yetkileri veren bir düzenleme. Dünyada örnekleri var, Rusya, Çin, Amerika, İngiltere, Avrupa Birliği gibi birçok ülkede benzer kurum ve kuruluşlar var ama bu kurum ve kuruluşlar ikiye ayrılıyor; birileri aynı bu kanunun içeriği gibi içeriğe odaklanıyor, bir kısmıysa dış güvenlik tehditlerine odaklanıyor. Bakalım; bu mevcut hâliyle "algı operasyonu" "yanıltıcı bilgi yayma" "dezenformasyon" gibi ucu açık, muğlak ve istenilen her yere çekilebilecek ifadeler üzerinden yeni bir suç tanımı inşa edilebiliyor. Bu kanun bir susturma aracı hâline getirme riski taşıyor. Rusya ve Çin'deki uygulamalara büyük benzerlik gösterdiğiyse açık. Rusya'da "yabancı ajanlık" "aşırıcılık" ve "kamu düzenini" bozma gibi kavramlar nasıl muhalifleri ve sivil toplum örgütlerini kriminalize etmek için kullanılıyorsa Türkiye de bu mevcut modeldeki kavramlar üzerinden cezai yaptırımlar öngörmekte. Bu durum içe dönük tedbirler bakımından bizi hızla otoriter rejimlere yaklaştırır. Oysa Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Almanya ve Avrupa Birliğinin dijital düzenleme modelleri çok paydaşlı, şeffaf, sivil denetime açık ve ifade özgürlüğünü korumaya öncelik veren bir yaklaşımı esas almakta bunlardan farklı olarak. Bu ülkelerde dijital içerik düzenlemeleri bağımsız yargı denetimi ve sivil toplumun aktif katılımıyla şekillenirken bizim mevcut kanunda kişisel verileri Başkanlıkla paylaşmayan kamu kurum temsilcilerine hapis cezası dahi öngörülmektedir. Bu hâli, siber güvenlik için, ülkemize bir kalkan değil özgürlükleri kısıtlayan bir gözetim duvarıdır. Kanunlaşması hâlinde ifade özgürlüğü üzerindeki baskının artması, yargı denetimi olmaksızın geniş veri toplama yetkisinin kişisel mahremiyeti zedelemesi... En önemlisi ise -dünyada trend- dijital haklar meselesi. Bireylerin özel hayatını koruyan, ifade özgürlüğünü savunan, küresel ve insan hakları meselesine dönüşmüş, gelecekte çok daha kritik hâle gelecek bu dijital haklar meselesi. Bu alanda hesapsızca atılan adımlar devleti ağır uluslararası yaptırımlarla karşı karşıya bırakma ve ciddi kamu zararına yol açma riskleri taşımaktadır.

Sonuç olarak, kanun aşırı yetkili mevcut hâliyle ambalajı ve içeriği açısından çelişkilidir. Bu kanunun dış kaynaklı saldırıları önceleyen, başlığıyla uyumlu bir şekilde, yeniden düzenlenmesi için geri çekilmesi gerektiğini vurguluyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)