| Konu: | TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÛMETİ İLE AVUSTRALYA HÜKÛMETİ ARASINDA HAVA ULAŞTIRMA ANLAŞMASININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 07.12.2011 |
OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ile Avusturalya Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı ve Dışişleri Komisyonu Raporu üzerinde söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Elbette ki Türk Hava Yolları ağının genişlemesi ülkemiz açısından faydalıdır, okyanus ötesine gidemediği yerin kalmaması bizim temennimizdir. Ülkemizin coğrafi yapısını dikkate aldığımız vakit uluslararası hava servislerinin ülkemiz üzerinden geçmesiyle elde edeceğimiz ekonomik ve diğer faydaları dikkate aldığımızda, iki ülke arasındaki mesafenin kısalmasını dikkate aldığımızda bu anlaşmanın faydalı olacağına inanıyor ve olumlu baktığımızı ifade etmek istiyoruz.
Şimdi hepinizden özür dileyerek konunun dışına çıkacağım. Baştan özür diliyorum çünkü biz bir anlaşmanın uygunluğunu burada tartışırken ülkemizin bir ücra yerinde, aileler içerisinde, aile fertleri arasındaki anlaşmaların bozulmasına sebebiyet verecek birtakım gelişmeler cereyan etmektedir. Günlerdir insanlarımız feryat ediyorlar. Erzurum'un Pasinler ilçesinde -ki buna ilaveten diğer yerlerimizde de aynı şey söz konusu- erken kar yağması ve don vurması neticesinde patates toprak altında kaldı, üşüdü, pancar toprak altında kaldı, üşüdü. Bu arada, kurtarabildikleri de ambarlarda bekliyor.
Sayın milletvekilleri, bu insanlar çok kıt kanaat geçim şartlarına sahip insanlar. Buradan elde ettikleri ürünleri satmak suretiyle ekmek parasını temin ediyorlar çünkü tarım destekleme politikalarıyla buğday ekimi zaten bitirilmiş bir vaziyette. Dolayısıyla buradan aldıkları ürünleri pazarda satmak suretiyle ekmeklerini temin ediyorlar. Şu anda bütün bu imkânlardan yoksun, başka bir gelir kaynakları da olmadığından Hükûmetin tez elden bu meseleye el atmasını ve çare bulmasını istemektedirler. Biraz önce bir sayın milletvekilimiz yüreğimize su serpecek birtakım gelişmeler olduğundan bahsetti. Onu da umutla bekliyoruz ki inşallah bu konuda alınan kararlar varsa bunların vatandaşa bildirilmesinde fayda var.
On yıldır bu İktidarın belki de en büyük yanlışlarından birisi Türk tarımına bakışındaki yanlışlığı düzeltmemesi, şaşı bakmasıdır. Şöyle ki meseleye Avrupa Birliğinin direktifleri doğrultusunda bakmaktadır. Oysaki biz Türk üreticisinin gözüyle ve onun açısından bakıp Türk üreticisinin ekonomik prensipler doğrultusunda üretimini devamlı kılmak ve böylece 70 milyon tüketicinin ekonomik alım gücü içerisinde sağlıklı gıda tüketiminin garanti altına alınmasını istiyoruz.
Bugün Pasinler'de patatesin, pancarın, lahananın tarlada kalması, başka yerlerde narenciyenin dalında kalması, besicinin tükenme noktasına gelmesi, süt üreticisinin iflasa sürüklenmesi, Müslüman Türk milletinin Kurban Bayramı'nda Avrupa'dan devlet eliyle ithal edilen geçmişi belli olmayan ithal hayvanlara mecbur bırakılması yanlışının sebebi bu bakış açısıdır bizce.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, geçmişte söylediğimiz gibi iki müessesenin oluşturulmasını önemsiyoruz. Mademki bütün meselelere Avrupa gözüyle bakıyoruz, Avrupa Birliği ülkelerinde de bunlar uygulanmakta. Bunlardan birisi, Et ve Balık Kurumunun yetkilerini artırarak hayvan ürünleri pazarlama regülasyon kurumunun kurulmasını önemsiyoruz. Toprak Mahsulleri Ofisinin yetkilerini artırarak tüm bitkisel ürünler pazarlama regülasyon kurumunun oluşturulmasını önemsiyoruz. Bunlar olunca, bunlar aynı zamanda üretici birlikleriyle de koordineli çalışarak neyi ne kadar üretecek, üretilenin pazarlanması garanti altına alınacak, sanayileri desteklenecek, halkımıza sağlıklı, kendi ürettiği gıdalar sunulduğu gibi ihracatın da önü açılacak, böylelikle Türkiye hem tarımda gelişecek hem de yabancı ülkelerin tarımsal ve gıda ürünlerinin açık pazarı olmaktan kurtulacak.
Biliyorum şu anda aklınızdan geçiyor, biz şu kadar destek veriyoruz, para veriyoruz diyeceksiniz. Bizce sonuç ortada. Türk milleti ne idüğü belirsiz ete mahkûm olmuş, et, süt ürünlerini zaten almaktan yoksun ama verdiğiniz destekler tarıma gitmiyor, bazı malum çevreler tarafından tarım dışı alanlarda kullanılıyor; bunu siz de biliyorsunuz, bütün Türkiye de biliyor.
Bu nedenle diyoruz ki mağdur olan bölge üreticisinin zararının giderilmesini önemsiyoruz, süratle bu konuda kararlar alınmasını istiyoruz. Bu üreticilerin kredi borçlarının bir yıl süreyle ertelenmesini istiyoruz. Patates üreticilerinin elinde kalan patateslerin Fakir Fukara Fonu'na ücret karşılığı verilmesini istiyoruz. Bölgede önemli bir patates üretim merkezi olan Pasinler ilçesinde en az 5 bin ton kapasiteli modern depolama tesislerinin bir an önce yapılarak işletime açılmasını istiyoruz.
Bu temennilerle hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Öztürk.