GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Siber Güvenlik Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:63
Tarih:05.03.2025

İSA MESİH ŞAHİN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, ramazan ayınızı tebrik ediyorum.

Görüşülmekte olan Siber Güvenlik Kanunu Teklifi hakkında Gelecek Partisi adına söz almış bulunuyorum.

Değerli milletvekilleri, dünya büyük bir dönüşüm geçiriyor, adına "dijitalleşme çağı" diyoruz. İletişim tarihte hiç olmadığı kadar hızlanmış durumda. Bireylerin, şirketlerin ve devletlerin günlük yaşamları dijital teknolojilere ve internete bağımlı hâle gelmiş durumda. Eskiden çok meşakkatli olan işlemler artık sadece bir tık uzağımızda. Eğitimler, askerlik işlemleri, kamu hizmetlerine varıncaya kadar artık her şey dijital platformda yapılabiliyor. Bu değişimler içine doğmuş olduğumuz zamanı kökten değiştiriyor. Elbette bu dönüşüm büyük fırsatlar sunuyor ancak büyük tehditleri de beraberinde getiriyor. Sanal dünyada takip edilmediğimiz bir saniye bile yok. Kişisel verilerimiz, şirketlerin, kamunun verileri hiç olmadığı kadar tehdit altında, askerî sırlar da bu tehdide dâhildir. Siber saldırılar artık ulusal güvenliği tehdit eden bir boyuta ulaşmıştır.

Bakın, geçtiğimiz aralık ayında Romanya Yüksek Mahkemesi seçimlere siber müdahale olduğu gerekçesiyle cumhurbaşkanlığı seçimlerini iptal etti. Bir önceki ABD Başkanlık seçimlerinin konusu da siber müdahaleydi. Bu tehditler sadece bireylerin mahremiyetini tehlikeye atmakla kalmıyor, aynı zamanda toplumların güvenliğini, ekonomisini, siyasi ve ekonomik istikrarını da doğrudan tehdit ediyor. Artık veri, altın gibi, petrol gibi değerli bir varlık hâline gelmiş durumda. Verilerin kontrolünün ve güvenliğinin sağlanması 21'inci yüzyılın ilerleyen yıllarına damga vuracak büyük bir gerçeğimizdir. Bu noktada, siber güvenlik artık ulusal güvenlik stratejisinin bir unsuru olarak değerlendirilmek zorundadır.

Ülkemizin ciddi bir siber güvenlik yasal düzenlemesine ihtiyaç duyduğu aşikârdır. Siber güvenlik yasaları ulusal stratejilerin bir parçası olarak ele alınmalıdır. Zira bu düzenlemeler sadece bugünün değil, geleceğin de güvenliğini inşa etmek için bir temel oluşturacaktır. "Ana vatan" kavramımıza hatırlarsanız başka kavramlar eklemiştik. "Ana vatan" "mavi vatan", "gök vatan" ve şimdi "siber vatan"ı da buraya eklemek istiyorum. Bizim için ana vatanın koruması neyse, siber vatanın koruması da odur. Bu noktada, TSK bünyesinde bulunan Siber Savunma Komutanlığı, Kara, Hava, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı gibi bir kuvvet komutanlığı olmalı mıdır? Bunun tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Siber vatan meselesi bir millî güvenlik meselesidir. Mevzu bu kadar önemli ancak gel gör ki özgürlük-güvenlik dengesinin ölçüsünün kaçırıldığını görüyoruz.

Kanun teklifi çok önemli bir alanda yasal bir düzenleme yapıyor ama içine öyle bir madde koyuyorsunuz ki arkadaşlar, biz buna nasıl "evet" diyelim? Bu millî güvenlik meselesi neden bir siyasi alana çekilir? Bunun ülkeye ne faydası var? Kanun teklifinde idarenin keyfîliğine sebep olabilecek içerikler var. 6'ncı maddede Siber Güvenlik Başkanlığına sınırsız bir erişim yetkisi tanınması sıkıntılı bir madde. 16'ncı, 17'nci maddelerdeki ağır cezalar, anayasal güvenceleri tehdit etmekte. En önemlisi ise 8'inci madde. Ne var 8'inci maddede? "Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Başkanın yazılı emri ile arama yapılabilir, kopya çıkarma ve el koyma işlemi yapılabilir." Böyle keyfîliğe açık bir düzenleme olabilir mi? Maalesef, son zamanlarda sıkça oluyor.

Arkadaşlar, siz kendinizi yargının yerine nasıl koyarsınız? Bu maddenin anlamı açık bir şekilde yargı yetkisinin yürütmeye devredilmesidir. Soruyorum: Bu durumda konut dokunulmazlığının ihlalini nasıl koruyacaksınız? Kişilerin huzur ve sükûnunu nasıl temin edeceksiniz? Vatandaşın devlete güven ilkesini nasıl sağlayacaksınız? Hukuk, keyfîliği önlemek için var olan bir kurumdur. Bizim itirazımız sınırsız yetki istenmesinedir; bu olmaz. Ne yapacağız biz? Şimdi, Başkanlığın iyi niyetine mi güveneceğiz? Bakın, şahsileştirmiyorum, ilkesel bir çerçeve ortaya koymaya çalışıyorum. Hukuk, niyete güvenmez, güvenmemeli de. Hukuk, sınırı çizer, çerçeveyi belirler, kuralı koyar.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Sayın Şahin, lütfen tamamlayın.

İSA MESİH ŞAHİN (Devamla) - Bu sorunlu yasama anlayışı maalesef Meclisin gardını düşürüyor, bizim de sorumlu ve yapıcı muhalefet anlayışımızın anlamı kalmıyor. Maalesef, son zamanlarda hukuk devleti ilkesini zedeleyen benzer durumları görüyoruz. Devlet Denetleme Kuruluna verilen görevden uzaklaştırma yetkisi de böyle bir garabetti. Evet, iktidarsınız ama vatandaş size yürütme ve yasama yetkisini verdi, yargı yetkisini vermedi arkadaşlar.

Şimdi, bu yaşadığımız tabloyu ben şöyle tanımlıyorum: Devletin üzerinde devlet yetkisidir bunlar. Tekrar ediyorum, devletin üzerinde devlet yetkisidir bunlar. Sonuç; devlet kurumu yıpranıyor çünkü devleti ayakta tutan şey hukuktur. Yeni düzenlemeler geleceğimizi karartmamalı, insanımızı ve devletimizi emin adımlarla geleceğe taşımalıdır; mesele budur, derdimiz budur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

İSA MESİH ŞAHİN (Devamla) - Bu açılardan kanun teklifinin tekrar gözden geçirilmesinin altını çiziyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL sıralarından alkışlar)