GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:30
Tarih:07.12.2011

RECAİ BERBER (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Çok Değerli Milletvekilimiz Hasan Ören Bey'in gündeme getirdiği Çal Dağı nikel madeniyle ilgili olarak bu konu bu Mecliste ilk defa görüşülmüyor. Geçen dönem, 23'üncü Dönem Milletvekili olarak da biz bunu -bazı milletvekili arkadaşlarımız da hatırlayacaklardır- gündeme getirdik ve tartışıldı.

Ben, tabii özellikle Turgutlulu olması hasebiyle Hasan Ören Bey'in kendi yöresindeki hassasiyeti özel bir hassasiyet olarak düşünmüyorum. Biz, Manisa'nın her köşesinde, sadece Manisa'nın değil, Türkiye'nin her köşesinde meydana gelebilecek olumsuzluklara karşı tabii ki el birliğiyle iş birliği yapabileceğimizi o zaman da söyledik.

Şimdi, değerli arkadaşlar, ben -kendileri tabii, detaya girmediler- şunu belirtmek istiyorum: Bu maden aşağı yukarı 2003 yılından beri, hatta benim hasbelkader demir çelik sektöründe de bir yönetim kurulu başkanlığım olduğu için o dönemde bu maden sahası Ereğli Demir Çelik Fabrikaları için de bir kaynak olabileceği düşüncesiyle bize gelmişti. Tabii, henüz Türkiye'de paslanmaz çelik üretimi olmadığı için bizim gündemimizde Ereğli Demir Çelikte o zaman nikel madenini değerlendirmek gibi bir husus yoktu. Tabii, bu maden sahası yabancıların elinde ruhsatı olan bir şirketti, daha doğrusu, yerli bir şirket ama yüzde 100'ü de yabancı sermayeli olan bir şirketti. Burada şunu belirtmek gerekir, yaklaşık 2004 yılından 2011 yılına kadar altı yedi yıllık bir geçmişi olan ve bu süreç içinde de burada uygulanacak olan çalışmaların her aşamasıyla ilgili olarak verilen izinlerin -ÇED raporları dâhil, Orman Bakanlığının vermiş olduğu izinler dâhil- her aşaması ayrı ayrı idare mahkemesine ya yürütmeyi durdurma amacıyla dava açılmış ya da iptali amacıyla dava açılmış, ben burada hepsini tek tek sunabilirim. Bu davaların hepsi hem dava açanlara hem de temyizde de onanmak suretiyle reddedilmiş. Bunu şunun için belirtiyorum: Yani Türkiye'de özellikle nikel madeni başta olmak üzere -altında da biliyorsunuz Bergama'da aynı sorunları yaşamıştık- sülfürik asit kullanılması ya da başka birtakım malzemelerin kullanılması nedeniyle çevreye zararı olacağı endişesiyle bunlar gündeme getirildi ve bu gündeme getirenlerin haklı talepleri konusunda biz de yakından takipçisi olduk. Sadece, biraz önce söylediğim gibi, Hasan Bey değil, bölge milletvekilleri olarak hepimiz bunun yakın takipçisi olduk ancak burada özellikle Çevre Bakanlığımızın sadece değil, ÇED raporlarına dava açılması ve sonrasında Manisa İdare Mahkemesine açılan davada bilirkişi olarak değişik okullardan, özellikle Ege Üniversitesinden, burada isimlerini tek tek zikretmeyeceğim, maden yüksek mühendisi olan hocalarımızdan, profesörlerimizden oluşan bir bilirkişi heyeti tarafından incelenmiş bu proses ve bu inceleme sonucunda da bilirkişi raporunda, ÇED raporuna ilişkin olarak herhangi bir sakınca olmadığı belirtilmiş. Zaten yargının da bu konularda çok fazla detay bilmesi mümkün olmadığı için, özellikle üniversitelerimizden, hocalarımızdan bilirkişi olarak, teknik bir heyet olarak yararlandığını hep birlikte biliyoruz. Burada tabii, bu teknolojinin dünyanın başka yerinde kullanılıp kullanılmadığı konusunda?

HASAN ÖREN (Manisa) - Var bilginiz canım, "Yok." dersen?

RECAİ BERBER (Devamla) - ?şunu söylediler: Bu konuda dünyanın başka yerinde kullanıldığını, Çevre Bakanlığından ve ben tabii şirket yetkilileriyle bu konuları konuşmuyorum, onlar tabii ki "Var." diyecekler, tabii ki "Dünyanın başka yerinde var." diyecekler?

HASAN ÖREN (Manisa) - Recai Bey, olmadığını siz biliyorsunuz.

RECAİ BERBER (Devamla) - ?ancak, Çevre Bakanlığından aldığımız bilgiyi söylüyorum ve bizzat da Çevre Bakanlığı uzmanları, yerinde incelemek suretiyle, yığın liçi yöntemiyle dünyanın başka yerlerinde de üretim yapıldığını bize gösterdiler, söylediler.

Şimdi, bunu ben şunun için söylüyorum: Tabii bu şu anlama gelmiyor yani sülfürik asit burada kullanıldığı takdirde, yığın liçi yöntemiyle kullanıldığı takdirde çevreye zararı sıfır olacak, hiç olmayacak. Bu konu benim uzmanlık alanım değil ancak biraz önce çok güzel bir alıntı yaptı Sayın Milletvekilimiz, özellikle madenlerden ve enerjiden sorumlu Bakanımız, Plan ve Bütçe Komisyonunda gerçekten bu sözü söyledi. Bu, tamamen teknik ve ekonomik bir olgudur, eğer yerin üstündeki değerleriniz yerin altındaki değerlerinizden daha kıymetliyse dünyanın hiçbir gücü, Türkiye'de, ne Hükûmete ne sizlere ne bizlere ne de idaremize o yerin üstündeki değeri yok etme imkânı da vermez, yetkisi de vermez ancak yer altındaki zenginlik?

HASAN ÖREN (Manisa) - Sizce Manisa'da hangisi daha değerli?

RECAİ BERBER (Devamla) - Bakın burada, Orman Bakanlığından? Şimdi, şunu da göz ardı etmeyelim, madenin çıkarılması ayrı bir iş, çünkü madenin nerede olduğuna biz karar vermiyoruz. Mesela, şu anda TTK, biliyorsunuz geçenlerde taş kömürüyle ilgili bir ihale yaptı, özel sektör maden çıkaracak. Nerede çıkaracak? Zonguldak şehrinin, şu andaki şehrin altında yani Zonguldak'taki Vilayet Konağı dâhil, şu andaki şehrin altında maden çıkaracak. Yani siz madeni "Ya burası çok uygun değil, alayım, götüreyim, başka yerde işleteyim, orada çıkarayım." diyemiyorsunuz. İki yönü var?

HASAN ÖREN (Manisa) - Recai Bey, nikele gel, nikele! Manisa'ya gel, bırak Zonguldak'ı!

RECAİ BERBER (Devamla) - Hasan Bey, iki yönü var: Bir, burada ormandan alınan izinle madenin çıkarılması. Bu konuda, kesinlikle, başka yerlerde olduğu gibi, özellikle Orman Bakanlığımızın şu anda Orman ve Su Bakanlığımız olarak yaptığı çalışmaları herhâlde takdirle görüyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde orman varlığı bu dönemdeki kadar artmadı. Bu dönemdeki kadar ağaçlandırma seferberliği yapılmadı. Burada madenin çıkarılması için feda edilecek ağacın 10 katından daha fazla bir ağaçlandırmayı hem bu madeni çıkaracak olan firma tekeffül ediyor, taahhüt ediyor hem de Orman ve Su Bakanlığımız bu konunun takipçisi.

Diğer konuya gelince, özellikle çıkarılan madenin? Değerli arkadaşlar, burada nikel oranı çok düşük olduğu için yani zaten yüzde 1'in üzerinde; 1,5'un üzerindekileri işlemeden -maalesef, Türkiye'mizin bir realitesi- bu cevherin yüzde 99'u, yüzde 98'i toprak olmasına rağmen ekonomik olduğu için maden toprağıyla beraber alınıp götürülüyor ve bizim ülkemize katma değer olarak da bunun, işte, ne kadar tenörü varsa, yüzde 1,5'sa yüzde 1,5 bir katma değerle siz bunu başka ülkelere verip orada bunun zenginleştirilmesini, orada sanayi hâline gelmesini ve orada katma değer yaratılmasını sağlamış oluyorsunuz. Niçin? Burada işletme ve zenginleştirmeye izin vermediğiniz için. Peki, bu madeni buradan alıp başka ülkelere götürüp orada işletiliyorsa o zaman o ülkeler kendi ülkelerine? Ki bu ülkelerin başında Yunanistan geliyor, yanı başımıza, komşumuza gidiyor.

HASAN ÖREN (Manisa) - Kapalı sistem, söyle, söyle! Yapma gözünü seveyim, bildiğin hâlde söylemiyorsun ya!

RECAİ BERBER (Devamla) - Bu ülkelere gidiyorsa demek ki bu ülkelerde bu katma değer yaratılması için?

HASAN ÖREN (Manisa) - Oturuyoruz, ikili konuşmada söylüyorsun, burada söylemiyorsun!

RECAİ BERBER (Devamla) - Şimdi geliyorum, bir saniye. Hasan Bey, çok heyecanlısın ya.

HASAN ÖREN (Manisa) - Yapma gözünü seveyim ya!

RECAİ BERBER (Devamla) - Ben de sizin kadar bu konuda heyecan duyuyorum.

HASAN ÖREN (Manisa) - Manisa'da diyorsun ki "Zararlıdır bu maden." Buraya geliyorsun madenin savunuculuğunu yapıyorsun!

RECAİ BERBER (Devamla) - Madenin zararlı olduğunu hiçbir yerde söylemedim. Ben Türkiye'deki madenlerin, tam tersine, yeterince değerlendirilmediği ve işletilmediği kanaatindeyim.

HASAN ÖREN (Manisa) - Açık liç usulü doğru mudur?

RECAİ BERBER (Devamla) - Ancak buradaki zenginleştirme ve madenin çıkarıldıktan sonraki prosesiyle ilgili olarak da bize verilen garantiler bu yöntemle de çevreye zarar verilmeyeceği şeklinde. Hele hele burada "3 milyar dolar üretim yapan bütün Gediz Ovası yok olacak." filan gibi bir yaklaşım, aslında, tabii, işin abartı kısmı ama?

HASAN ÖREN (Manisa) - Kendi raporlarında yazıyor.

RECAİ BERBER (Devamla) - Burada bende de var raporlar.

HASAN ÖREN (Manisa) - 5 ila 6 milyar dolar gelir yazıyor.

RECAİ BERBER (Devamla) - Ancak şunu belirtmek istiyorum: Eğer gerçekten teknoloji olarak başka yöntemlerle? Ki burada altını çizerek, siz örnek vermediniz, ben vereyim: Şu anda yine bir başka şirketimiz Manisa'nın Gördes ilçesinde nikel sahasıyla ilgili yatırım yapıyor. Burada yapılan yatırım tamamen kapalı sistemle ve?

HASAN ÖREN (Manisa) - Niye açık yapmıyorlar?

RECAİ BERBER (Devamla) - Yine sülfürik asit kullanılacak ancak kapalı bir sistemle, "autoclave" sistemiyle orada üretim yapılacak.

Tabii ki ben istiyorum onlar daha ilave yatırım yapsınlar da nikeli yüzde 99 saflıkta ve nikel olarak artık üretsinler. Onlar da zenginleştirecek, onu da biliyorum, o teknoloji de en fazla yüzde 30-35 zenginleştirecek.

Bizim ülke olarak, geldiğimiz aşamada, madenlerimizin, böyle yüzde 1, yüzde 2 tenörlü madenlerimizin çarçur edilip -dünyanın başka gelişmemiş, az gelişmiş ülkelerinde sömürüldüğü gibi- alınıp götürülmesine asla müsaade etmememiz lazım. Bir kere, bunda ittifak sağlayalım. Bu madenler Türkiye'nin malıdır, bu toplumun malıdır, bunların en yüksek katma değerle üretilmesi lazım. Onun için de teknoloji konusunda haklısınız ancak bu konuda bizim, Meclis araştırma önergesiyle, bilirkişi raporları dışında, yani mühendislerden oluşan? Bu prosesi, burada araştırma komisyonu kurarak prosesi öğrenip?

HASAN ÖREN (Manisa) - Gidip görmekte ne zarar var?

RECAİ BERBER (Devamla) - Ne zararı var, ne şeyi var?

HASAN ÖREN (Manisa) - Gidip görmekte ne zarar var Recai Bey?

RECAİ BERBER (Devamla) - Bakın, ben size bir örnek daha vereyim: Şu anda Ege Bölgemizde zeytincilik var. Değil mi Hasan Bey, siz çok iyi biliyorsunuz?

HASAN ÖREN (Manisa) - Biliyorum.

RECAİ BERBER (Devamla) - Manisa dâhil, bütün çevremizde iki binden fazla zeytinyağı fabrikasının biz beş yıldır atık sularını, kara sularını nasıl arıtarak çevreye vereceğiz? Onların verdiği zarar şu anda bundan daha fazla, bunu biliyor musunuz?

HASAN ÖREN (Manisa) - Değil, değil, değil?

RECAİ BERBER (Devamla) - Fazla. Bunun toplantılarına gelirseniz görürsünüz.

HASAN ÖREN (Manisa) - 3 milyon ton su kullanılacak madende, 3 milyon ton.

RECAİ BERBER (Devamla) - Ha şunu söyleyeyim: Ben de katılıyorum, burada eğer daha iyi bir teknolojiyle daha fazla? Burada yapılan yatırım az değil, 300 milyon dolarlık yatırım yapacak yatırımcı.

HASAN ÖREN (Manisa) - 2005'ten beri söyleniyor bu.

RECAİ BERBER (Devamla) - İlk etapta 300 milyon dolar yatırım yapacak, 600'den fazla insan çalışacak?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Berber.

RECAİ BERBER (Devamla) - Ben açıkçası şunu söylüyorum Sayın Başkanım, izninizle: Tabii ki bu konuda bir araştırma önergesine gerek yoktur ama üzerinde takip etmeye bölge milletvekili olarak her türlü sorumlulukla devam edeceğiz.

Çok teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)