GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:30
Tarih:07.12.2011

HASAN ÖREN (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; seçim bölgem Manisa'da önemli bir soruna ve yaşanacak çevre felaketlerine dikkat çekmek için Meclis araştırması önergem üzerinde söz almış bulunuyorum.

Değerli arkadaşlarım, Çal Dağı Manisa'ya 28 kilometre, nüfusu 120 bin olan Turgutlu'ya 5 kilometre ve dünyanın yedi harikasından biri olarak belirlenen Gediz Nehri'ne de 500 metredir. Burada nikel madeni çıkarılmasıyla ilgili bir proje geliştirilmiştir. 2005 yılından bu yana, bu projenin Manisa bölgesine, Gediz havzasına zararlı olacağı düşüncesiyle kamuoyu aydınlatılmıştır. Birçok bilim adamı bu konuyla ilgili, bu proje burada uygulanır ise birinci sınıf tarım arazilerinin yok olacağını, çevrenin büyük bir felaketle karşı karşıya kalacağını ve ekonomik yönden de Türkiye'ye hiçbir şey kazandırmayacağını defalarca söylemesine rağmen proje sanki bir siyasi destekli devam etmektedir. Bununla ilgili Çal Dağı'nda nikel arama yöntemi dünyanın hiçbir yerinde uygulanmayan açık liç usulüyle yapılmak istenmektedir. Defalarca şirketin yöneticileriyle görüşmemize rağmen, açık liç usulüyle dünyanın hiçbir yerinde maden araştırmasının, nikel madeninin çıkarılmasının mümkün olmadığını, eğer bir örneği var ise bizi de oraya götürmelerini veya biz kendimiz nerede var ise oraya gidip araştırma yapmamız gerektiğini söylememize rağmen ne yazık ki dünyanın hiçbir ülkesi açık liç usulüyle nikel madeni çıkarmaya izin vermemiştir.

Açık liç usulüyle nikel madeni çıkarmak ne demektir? Kayalar dağdan inecek, kırılacak, istif hâline getirilecek, üzerine damlama sulamayla sülfürik asit akıtılacak, sülfürik asidin akımıyla beraber on sekiz ay sürecek olan devridaimle nikel madeni çıkarılacak.

Değerli arkadaşlarım, üç yönüyle konuyu ele almak istiyorum. Burada birincisi çevre, ikincisi Türkiye'nin yüzde 7 birinci sınıf toprağa sahip olan bir ülkenin bulunduğu Gediz havzası, üçüncüsü ise ekonomiyle ilgili bölümü. Eğer ülkenin madenlerinin çıkarılması ülkeye kâr ve menfaat sağlıyor ise tabii ki bu madenler çıkmalıdır ama buradan çıkacak maden ülkenin değerlerini alıp götürüyor ise, birinci sınıf topraklarını yok edecek ise bu maliyetin kâr-zarar hesapları analiz edilmelidir. Bu maden orada çalışmaya başlar ise 250 bin yirmi ile otuz yaş arası ağaç kesilecektir, bu maden orada çalışmaya başlar ise on ila on beş yaşında 1,5 milyon ağaç kesilecektir, bir çevre katliamı yapılacaktır. Bazen şöyle "Evet, çevre katliamı olur, ağaç yerine dikilir ama ülkenin de madene ihtiyacı olduğu için bu madenleri de çıkarmak zorunda kalabiliriz." diye düşünmek de gereklidir ama bunun ekonomik boyutuna bakmak gerekli. Burada on beş yıl içerisinde 18 milyon ton sülfürik asit kullanılacak, 800 bin kamyon toprak aşağıya indirilecek ve 18 milyon tonluk sülfürik asit bu topraktan geçirilecek. Bunu da bir kenara bırakalım, Gediz havzasında bulunan birinci sınıf toprakların hepsi çoraklaşacak.

Bosphorus adı altında başlayan bu maden, Sardes Nikel'le devam etmiştir ve birçok ülkeden de bu işlemi yapmak için talepleri olmuş, başlamışlar ve kovulmuşlardır. Arnavutluk'ta ruhsat almışlar, Arnavutluk'ta bu işi yapmak ister iken oradan kovulmuşlar. Sırbistan'da açık liç usulüyle nikel madeni çıkarmak istemişler, oradan da kovulmuşlar. Papua Yeni Gine'de bir fırsatını bulmuşlar, bu madeni işletmişler, ama çok kısa bir sürede bütün köylülerle mahkemelik olmuşlar, nehirlerde yaşayan balıkların hepsi ölmüş ve orada yine bunlar, şirketi farklı kişilere devrederek bu işten sıyrılmışlar ve orada o şirketin sahibi gibi görünen ve üzerinde hiçbir mal varlığı bulunmayan insanlar mahkemelerde devam ediyorlar.

Değerli arkadaşlarım, Sardes Nikel Madeni Şirketinin raporuna göre, on beş yılda çıkacak madenden elde edilecek gelir 5 milyar dolar ile 6 milyar dolardır. Raporda yazan 6 milyar ve 5 milyar dolarlık rakamın Türkiye'ye sadece 900 milyon doları kalacaktır. Bu topraklara baktığınızda Gediz havzasındaki topraklar şu an yılda 3 milyar dolarlık ürün vermektedir. Geçenlerde bütçe konuşmasında Enerji Bakanı Taner Bey'in bir cümlesi vardı, hoşuma giden bir cümleydi, demişti ki: "Biz madenleri ve toprakları değerlendirir iken eğer toprağın üzeri altından daha değerliyse toprağın üzerini düşünürüz; toprağın altı üzerinden daha değerliyse toprağın altını düşünürüz. "

Rakamları verdim: On beş yılda milyonlarca ton sülfürik asit, on beş yılda ağaç katliamı; on beş yıl içerisinde dünyanın birinci sınıf toprakları olan Gediz havzası yok olacak. Bize kalacak miktar on beş yıl sonunda 900 milyon dolar ama bu topraklar her yıl 3 milyar dolar bize ürün veriyor; bu 3 milyar dolar ürünün de yüzde 80'i ihracat yani hepimizin söylediği gibi yüzde yüz yerli olan, yüzde yüz katma değer koyan bu topraklardan gelirimiz bu. On beş yıla uyarladığınız zaman -her yıl 3 milyar dolar- 45 milyar dolarlık bir gelir elde edeceğiz.

Benim istirhamım şu, burada Manisa milletvekillerime sesleniyorum: Recai Berber bu konuda buraya gidip görmüştür, araştırma da yapmıştır. İkili konuşmalarımızda açık liç usulüyle buradan maden çıkarılmasının Ege'ye yapılacak, Manisa'ya yapılacak, Gediz havzasına yapılacak büyük bir zarar olduğunu söylemektedir. Bunun tartışması olmaz.

Araştırma komisyonu kurulmasını talep ediyoruz. Bu söylediklerim doğru değil ise rapor gelir; o işletme Türkiye'ye fayda sağlayacak ise, çıkacak madenin Türkiye'ye faydası var ise devam ederler çalışmaya ama gerçekten söylediklerim doğru ise, bu havzaya yarar getirmeyecek ise, bir avuç birinci sınıf toprağımız yok olacak ise, insanlarımız kanser tehlikesi ile karşı karşıya kalacak ise bunu dikkatlerinize sunmak istiyorum.

Benim burada sizlerden bir istediğim var: Manisa milletvekillerimiz çıksın, bu madenle ilgili yararlı olup olmadığını söylesin. Bu kürsüden söylesin ki Manisa'daki insanlarımız da bunu duysun.

MUHARREM İNCE (Yalova) - Recai Bey söyleyecektir herhâlde!

HASAN ÖREN (Devamla) - Açık liç usulüyle dünyanın hiçbir tarafında, hiçbir ülke maden çıkarılmasına izin vermemektedir. Bunun siyasi bir polemiği yok. Bunun siyasetle ilgili bir tarafı yok.

MUHARREM İNCE (Yalova) - Manisa milletvekillerine sataştınız Hasan Bey, söz alsınlar!

HASAN ÖREN (Devamla) - Manisa milletvekilleriyle biz anlaşıyoruz. Hepimiz oturuyoruz, konuşuyoruz. Bu, Manisa'nın önemli bir meselesi. Başka meselelerde farklı şekilde konuşabiliriz. Eğer biz, 10 milletvekili olarak buraya söz verip geldiysek, Manisa'nın değerleri, Manisa'nın çıkarı için birlik ve beraberliğimizi yürüteceğimizi söylediysek bununla ilgili ben AKP Grubunun Manisa milletvekillerinden araştırma önergemizle ilgili destek istiyorum. Eğer bizim araştırma önergemiz kabul edilmeyecekse Adalet ve Kalkınma Partisinin Manisa milletvekilleri Çal Dağı'ndaki nikel madeniyle ilgili bir araştırma önergesi versin, biz onları destekleyelim.

Değerli arkadaşlarım, konu önemlidir, konunun siyaseten kullanılacak bir tarafı yoktur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HASAN ÖREN (Devamla) - Eğer uygun görür iseniz bir araştırma komisyonuyla Çal Dağı'ndaki nikel madeni araştırılabilir ve sonuçlarını yine Parlamentoya getirir, hep beraber tartışırız.

Hepinize teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Ören teşekkür ediyorum.