Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Türkmenistan Hükümeti Arasında Ortak Türkmen-Türk Genel Eğitim Okuluna İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 3 |
Birleşim: | 61 |
Tarih: | 26.02.2025 |
YENİ YOL GRUBU ADINA SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye ile Türkmenistan arasındaki uluslararası sözleşmeyle ilgili söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Şöyle bir şey duydum, ne kadar doğru bilmiyorum ama bir arkadaşım söylemişti: Türkmenistan Parlamentosu çok az toplanıyormuş, çok nadir toplanıyormuş Türkmenistan Parlamentosu. Öyle tahmin ediyorum ki Türk dünyasının bir noktada çok önemli bir merkezinde bulunan Türkiye'deki Parlamento da oraya doğru gidiyor, böyle gözüküyor. Artık ne dediğimi anlamıştır arif olanlar, arife de tarif gerekmez.
Değerli milletvekilleri, 15 Temmuz darbe teşebbüsünün mevcut iktidar tarafından Allah'ın bir lütfu olarak değerlendirilmesinin ardından, 2017 yılında halkoyuna sunularak kabul edilen bir anayasa değişikliğiyle yeni bir döneme geçildi. Söz konusu bu nevzuhur sistem, sahiplerinin verdiği isimle söylemek gerekirse Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi ama adım adım dozajı arttırılarak millete dayatılan hâliyle tek adam ve tek parti sisteminden başka bir şey değildir. Yedi yıldır maruz bırakıldığı bu cenderenin içinde beka mücadelesi veren bir milletin yani Türk milletinin varlık ve istiklal mücadelesi verdiği bir karabasanı yaşıyoruz. Milletvekili transferleri hakkında verdiğimiz araştırma önergesinde yaptığım konuşmada da değinmiştim, güya bu yeni dönemde yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığı daha da güçlendirilecek, ekonomik büyüme ivme kazanacaktı; kuvvetler ayrılığının daha sağlıklı uygulanması sağlanacaktı. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle bürokratik engeller kalkacak, oligarşik bürokrasi artık olmayacak, kararlar hızlı ve etkili bir şekilde alınacak, Türkiye dünyaya örnek olacaktı. Yasamanın en önemli denetim mekanizmalarından olan gensoru ve sözlü soru önergeleriyle bütçe yapma yetkisi elinden alınmış olsa da siyasi parti gruplarının araştırma ve genel görüşme önergeleri dikkate alınacak, milletvekillerinin kurum ve bakanlara soracağı yazılı sorular, Anayasa’nın 98'inci maddesi gereğince on beş gün içinde, makul ve ikna edici bir şekilde cevaplandırılacaktı. Yasamanın elinden alınan söz konusu denetim mekanizmaları gittiğiyle kaldı ama elinde kalan diğer argümanlar da fiilî olarak hiç edildi. Öyle ki 28'inci Yasama Döneminde başta Saadet, şimdi YENİ YOL Grubu olarak bizim ve diğer muhalefet partisi gruplarının vermiş olduğu hiçbir araştırma önergesinin, genel görüşme taleplerinin kabul edilmemesi, Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin, yukarıda vadedilen hususların sadece bir kandırmacadan ibaret olduğunu bizzat yaşayarak gördük.
Geçen 2023 Temmuzdan bugüne kadar iktidar bloku milletvekillerinin, başta grubumuz olmak üzere muhalefet partilerinden gelen grup önerilerine konusu ne olursa olsun "hayır" demelerinin nasıl bir anlayışın ürünü olduğunu inanın bir türlü anlayabilmiş değiliz. Vatandaşlarımızın taleplerini dillendirdiğimiz konulara herhangi bir irade beyanı gösteremeden otomatiğe bağlanmış bir şekilde "hayır" demelerinin, psikolojik, sosyal ve siyasal sebeplerinin, hatta ekonomik sebeplerinin irdelenmesi hakkında 13 Mayıs 2024 tarihinde bir araştırma önergesi de vermiştim.
Ülkemizde Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle parlamenter sistem ortadan kaldırılmış; yasama, yürütme ve yargıdan oluşan devletin sacayağı konumundaki erkler isim olarak yürürlükte kalsa ve anayasal kurumlar olarak zikredilse de esasen defakto olarak yani fiilî olarak her biri yürütmenin güdümünde faaliyet gösteren bir şekle büründürülmüştür.
Esasen Türkiye Büyük Millet Meclisi, her türlü baskı ve kısıtlamadan vareste halkımızın dert ve taleplerinin dile getirildiği, ülke sorunlarının tartışılıp çözüme ulaştırıldığı, yürütmenin denetlendiği, eleştirildiği ve doğruların dile getirildiği bir yerdir. Türkiye Büyük Millet Meclisi iktidar partisi ve destekçisi partilerin milletvekilleri ve Hükûmet üyelerinin muhalefetten gelen her öneriye "Çarşı, her şeye karşı!" şeklinde bir üslupla hareket edeceği bir kurum olmamalıdır. İktidar ya da muhalefet fark etmeksizin tüm milletvekilleri bu milletin temsilcisidir.
Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle birlikte prangalarından kurtulacağı söylenen büyük Türkiye hayalinin ete kemiğe büründürüleceği mekân olan Türkiye Büyük Millet Meclisine noter muamelesi yaparak, demokrasiyi işlevsiz hâle getirerek, kendi milletvekillerinden birer kurşun asker olması istenerek ve de muhalefeti bir figüran gibi kullanmayı amaçlayarak söz konusu hayalin gerçekleşeceğini düşünmenin bizatihi kendisi hayaldir değerli milletvekilleri.
Türkiye Büyük Millet Meclisinde iktidar partisi ve destekçilerinin kendileri tarafından huzura getirilen her kanun teklifine ve önergeye noter gibi "evet" derken, muhalefet milletvekillerinin kanun tekliflerine, siyasi partilerin grup önerilerine ise otomatiğe bağlanmış gibi "hayır" demeleri her yönüyle sorunlu olmakla beraber, siyasi gerekçeleri yanında psikolojik ve sosyolojik olarak da irdelenmesi, araştırılması gereken bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır.
Sayın milletvekilleri, iktidar tarafından mesela yargıya sevk edilmeyen Sayıştay raporları yüzünden devletin uğradığı zararların araştırılması, İsrail'in Filistin topraklarında gerçekleştirdiği işgal ve zulmün son bulması için Türkiye'nin üzerine düşen sorumluluklar ile İsrail'le devam eden ticaretin durdurulması ve gerekli adımların atılması, Doğu Türkistan'da yaşanan insanlık dışı uygulamaların ve alınabilecek tedbirlerin görüşülmesi ve Doğu Türkistan'da yaşananların Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından soykırım olarak tanımlanması, mülakat uygulamasının yol açtığı hak ihlalleri, deprem bölgesinde yaşanan sorunların tespiti, uyuşturucu madde kullanımı ve dağıtımının önlenmesi, kanun hükmünde kararnameyle görevinden ihraç edilen ve mahkeme kararıyla beraat eden kişilerin, hak kayıplarına uğrayanların durumunun tespiti ve mağduriyetlerinin giderilmesi için izlenecek yöntemlerin araştırılması, üniversite öğrencilerinin yaşadığı sorunların araştırılması, engelli vatandaşlarımızın sorunlarının tespiti ve yaşam koşullarının kolaylaştırılması, yargıda yaşanılan ideolojik kadrolaşma iddiaları ve yol açtığı sorunlar, EYT'den sonra ortaya çıkan sorun ve taleplerinin araştırılması -yani 5000 prim günüyle emekliye ayrılamaması, 3600'le kısmi emekliliğin engellenmesi- yolsuzluk soruşturmalarının akıbetinin araştırılması, gıda fiyatlarındaki aşırı artışın sebeplerinin araştırılması, fahiş enflasyonun ortaya çıkardığı yoksullaşmanın sabit gelirli vatandaşlarımız ve esnaflarımızda meydana getirdiği maddi ve manevi zararlar, yaşlı vatandaşlarımın gelecekteki refahı ve toplumumuzun ahlaki bütünlüğünü ele almak üzere sosyal güvenlik kapsamındaki aylık bağlama ve güncellemedeki farklılıklara ilişkin sorunların tespiti, kamuda israf düzeninin ortaya çıkardığı maliyetin araştırılması, kamuda tasarruf uygulamasının hayata geçirilebilmesi için alınması gereken önlemlerin belirlenmesi ve emeklilerimizin durumunun iyileştirilmesi için atılacak adımların araştırılması, hukuksuz kayyım atamaları uygulamaları, düşünce ve ifade özgürlüklerine getirilen kısıtlama ve baskılar ile deprem gibi felaketlerde alınmayan tedbirlerin araştırılması gibi yüzlerce önergemizin niye reddedildiği konusunda akılla, mantıkla, teamüllerle ve vicdanla çelişmeyen tek bir gerekçe dahi ifade edilmemiştir. Zaten kanun tekliflerimiz gündeme bile getirilmiyor. Aynı anlayış bakanlara sorduğumuz soru önergeleri için de geçerli. Reddedilen önergelerimizin, sorduğumuz soruların konusu ve gerekçeleri ülkemizin maruz bırakıldığı, kronikleşmiş cari sorunlar ve halkımızın taleplerinden başka bir şey değil hâlbuki. Bu konular hakkında herhangi bir sorumluluk hissetmeyen, çözüm istemeyen bir anlayışla hangi ülke sorunu hakkında bir araya gelineceği, mutabakat sağlanacağı ise muhayyeldir. Anayasa tartışmaları, içeriği belli olmayan "terörsüz Türkiye" açıklamaları ve Abdullah Öcalan hakkında dile getirilen taleplerin esasen ülke sorunlarının üstünü kapatmak ve gündemi değiştirmekten başka bir amacının olmadığı ortadadır. Baştan itibaren genel hatlarına değindiğim bu hususla ilgili olarak somut bazı örnekler vermek istiyorum.
Sayın milletvekilleri, 2023 Temmuzundan bugüne kadar sadece Muğla Milletvekili olarak, bendeniz Selçuk Özdağ olarak 12 kanun teklifi, 164 soru önergesi, 30 araştırma önergesi verdim. Araştırma önergelerimizin akıbeti malum, ilaç niyetine tek birine bile "evet" demediniz. Verdiğim yazılı soru önergelerine cevap vermeyen Sayın Bakanların Anayasa hükümlerini alenen çiğnemeleri ise ayrı bir fecaat ama umurlarında bile değil çünkü hukuk onlara sadece haklı olduklarını tescil ettiğinde gündeme geliyor.
Sayın milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına 22 Temmuz 2024 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisinde istihdam edilen personel ve atamalar hakkında bir soru sormuştum hani şu meşhur torpil iddialarının gündeme geldiği zaman. Gündemde yine bir torpil iddiası var, onu da araştırıyorum, birkaç güne kadar onu da açıklayacağım. "Müslüman'ım." diyen bir insanın bunu yapmaması gerekir, bir devlet adamının yapmaması gerekir, "İnsanım." diyen birinin yapmaması gerekir ama yapmışlar, bugün yarın elime belgeler gelecek, onu da bu kamuoyuna, bu kürsüden, bu milletin kürsüsünden haykıracağım.
Şimdi, iki ay sonra, tüm alımlarla ilgili mevzuat hükümlerine göre yapıldığını anlatan bir yazı göndermiş bana. Mevzuat hükümleri ne Allah aşkına? Hiç KPSS'ye girmemiş insanları niye buraya alıyorsunuz? İnsanlar dirsek çürütüyorlar, dirsek ve KPSS'den 90 alıyorlar, 95 alıyorlar, 100 alıyorlar 100, vallahi 100 alıyorlar ve o insanlar bu Meclise giremiyorlar ama bir milletvekilinin, bir rektörün, başka bir milletvekilinin, başka bir bakanın çocukları, torunları, yeğenleri bu Meclise giriyorlar, sonra da "Demokrasi burası." diyorsunuz, öyle mi? "İnsan hakları burası" diyorsunuz, öyle mi? "Kul hakkı" diyorsunuz, öyle mi? Vallahi hiçbirine inanmıyorsunuz, ekmek Kur'an çarpsın, vallahi inanmıyorsunuz, billahi inanmıyorsunuz siz. Ne kul hakkı be? Siz kul hakkına da inanmıyorsunuz, devlet adamlığı vasfına da uygun hareket etmiyorsunuz. O nedenle, şimdi Numan Kurtulmuş'a onu da soracağım, bakalım ne cevap verecek? Cumhurbaşkanı Yardımcısına bugüne kadar farklı konularda 33 soru önergesi verdim. Mesela, TOKİ'nin 2019 yılında açıklanan 100 Bin Yeni Sosyal Konut Projesi'nin akıbetine ilişkin 21/6/2023 tarihinde sorduğum soruya konunun muhatabının Çevre, Şehircilik Bakanlığı olduğunu ifade eden bir yazı gönderdi. Hâlbuki, ben Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konuyla ilgili açıklamalarına ilişkin bir soru sormuştum, ona cevap vermesi gerekiyor, Cumhurbaşkanı adına cevap vermesi gerekiyor. O 100 bin konut ne oldu? Onunla ilgili tekrar yeniden elime fenerler alayım ve gideyim mi oraya? Elime fener aldıktan sonra Balâ'daki konutları yaptınız. Sonra nereyi yaptınız? Manisa'daki Durasıllı'yı yaptınız ama Denizli'deki duruyor ama Fethiye'deki duruyor. Bunlarla ilgili araştırmayı yapıyorum şimdi, yine gideceğim oralara. Sonra, şu Sürmene'deki ne oldu? Allah aşkına, yapmadığınız şeyleri "Yaptım." diye takdim etmeyin. "500 bin konut." diyorsunuz, "500 bin konutla beraber 250 bin arsa, 250 bin arsayla beraber 50 bin de iş yeri." diyorsunuz. Hani nerede onlar? Yok ki onların hiçbiri; vallahi yok, billahi yok, tallahi yok, yok ki onlar.
Devam edeyim: Öğretmen atamalarında mülakatın kaldırılmasına ilişkin Cumhurbaşkanının açıklaması hakkında 29/9/2023 tarihinde sorduğum soruya da bahsi geçen hususların Millî Eğitim Bakanlığının görev ve yetki alanına girdiğini söyleyen bir cevap gönderdi. Yahu, ben hangi konunun Millî Eğitim Bakanlığına ait olup olmadığını bilmiyor muyum? Sorum Millî Eğitim Bakanlığıyla ilgili değil, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçim öncesi açıklamalarıyla ilgili. Niye cevap vermiyorsunuz? "Hayır, söyledik ama o seçim zamanıydı, yanıldığımızı gördük. İçişleri Bakanıyla, Millî Eğitim Bakanıyla konuştuk; tekrar, yeniden bir mülakat yapacağız ve bu mülakatları devam ettireceğiz ama objektif yapmaya da devam edeceğiz." deyin. Doğru, yaptınız, Öğretmenlik Mesleği Yasası'nı getirdiniz ve orada eskiden bir tane mülakat yapılıyordu, şimdi sürekli hâle dönüştürdünüz o mülakatı.
ALTAY tankı seri üretim ihalesine ve teslimine ilişkin 8/1/2024 tarihinde sorduğum soruya Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz "Ticaret Sicili Gazetesi'nden bilgi edinebilirsiniz ve konuyu Savunma Sanayii Başkanlığı takip ediyor." şeklinde sade suya tirit bir cevap gönderdi bana.
Millî İstihbarat Teşkilatının 97'nci kuruluş yıl dönümü görüntülerinin sosyal medyada paylaşılmasına ilişkin 19/1/2024 tarihinde sorduğum soruya hâlâ cevap gelmedi, vermediler.
Gelelim sıklıkla ifade ettiğim araç muayene ücretleri hususuna. Ulaştırma ve Altyapı ile Hazine ve Maliye Bakanlarına sorduğum ama her ikisinin de topu birbirine attığı konuyu Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'a sormuştum. Daha önce bu konuyla ilgili Ulaştırma ve Altyapı Bakanına sordum "Beni ilgilendirmiyor, Hazine ve Maliye Bakanına sor." dedi. Hazine Bakanına sordum "Beni ilgilendirmiyor, Ulaştırma ve Altyapı Bakanına sor." dedi. Ona da sordum, o da ona atınca topu Cumhurbaşkanı Yardımcısına sorayım da bari kime soracağımı öğreneyim dedim, Cumhurbaşkanı Yardımcısı da bana bakanların görevlerini tadat etmiş, mevzuat hazretlerini göndermiş.
TRT'nin futbol maçlarını şifresiz yayınlamasına ilişkin 2/2/2024 tarihinde sorduğum soruya da TRT'nin görev ve sorumluluklarının anlatıldığı bir yazı gönderdi kendisi.
Birleşmiş Milletler tarafından Suriye uyruklu kişilere kalıcı yerleşim yeri yapılmasına dair proje hazırlandığı iddiasına ilişkin 16/2/2024 tarihinde sorduğum soruyaysa iddiaların sadece basında yer aldığını ve bu konu hakkında kendilerinde herhangi bir bilginin bulunmadığını ifade eden bir cevap gönderdi. Peki, bu sadece basında yer aldıysa Manisa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı bunu açıkladı mı? Açıkladı. Valileri isimlerini söylediği mi? Söyledi. Niye onun hakkında suç duyurusunda bulunmadınız? Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, bulunsanıza, neden "Hükûmetimize iftira attınız." diyerek niye soruşturmaya tabi bırakmadınız o kişiyi?
Türk Hava Yolları yöneticilerinin aldıkları maaşa ilişkin soruya, 3/5/2024, "Konu Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı uhdesinde." şeklinde cevap verdi. A Millî Kadın Voleybol Takımı'nın Türk Hava Yollarının tarifeli uçağıyla seyahat etmesine ilişkin soruya, 28/5/2024, "Konu Gençlik ve Spor Bakanlığı uhdesinde." şeklinde cevap verdi.
25/6/2024, tasarruf tedbirleri kapsamında yerel basına getirilen kısıtlamalara ilişkin soru sordum, cevaplanmadı bile.
Diyanet İşleri Başkanlığının Amerika Birleşik Devletleri'nde "Diyanet Center of America, Turkish American Community Center" adıyla, vergiden muaf statüde bir ABD kuruluşu olarak faaliyet göstermesi ve çeşitli mülkler satın alması hakkında 3/7/2024 tarihinde soru önergesi gönderdim. Cevap olarak Diyanetin kâr amacı gütmeyen yurt dışı faaliyetlerinden olduğu bilgisi gönderildi bana 21/11/2024 tarihinde.
Hac vizesi dışında turist, işçi, umre, ticari gibi değişik vizelerle hac ibadeti yapma niyetiyle hacca giden bazı vatandaşlarımızın Diyanet İşleri Başkanlığını Suudi Arabistan yetkililerine ihbar ettiği hususu hakkında Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'a 3/7/2024 tarihinde soru sordum, cevap olarak hac organizasyonlarının mevzuat gereğince vatandaşlara hizmet odaklı yapıldığını anlatan bilgi notu gönderdi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Özdağ, lütfen tamamlayın.
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, o kadar çok ki burada, öyle tahmin ediyorum bunların hepsi bir saat sürer ama zaman zaman uluslararası sözleşmelerde bu konulara atıfta bulunacağım.
Şimdi, Anayasa'yı değiştirmek istiyorsunuz değil mi? Onunla ilgili milletvekili transferleri yapıyorlar, onunla ilgili bazılarına havuç, bazılarına sopa gösteriyorlar; bunu da görüyorum ben, bunları da söyleyeyim ama size şunu söyleyeyim bakın: Bu Anayasa'da Anayasa'ya uymamanın cezası müebbet hapis. Anayasa'ya uymamanın cezası Anayasa Mahkemesinde bir gün görüşülecek olan bir husus, karma komisyonda, Mecliste bir gün görüşülecek husus. Ya, kardeşim, sizlerin Bakanları mevcut Anayasa'ya uymuyor ki yeni anayasa değişikliğine uyacağınızın garantisi nedir, söyler misiniz bana.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Size dünyanın en mükemmel anayasasını yapsak bir sabah kalkacaksınız "Bu anayasayı beğenmiyoruz, bir ferman yayınlayalım, Türkiye'yi böyle yönetelim." diyeceksiniz.
İktidar milletvekillerini uyarıyorum, muhalefet milletvekillerini de uyarıyorum, herkesi duyarlı olmaya ve mevcut Anayasa'yı çiğneyenlere yeni anayasa yaptırmamaya davet ediyorum.
Saygılar sunuyorum, teşekkür ederim. (YENİ YOL, CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)