GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:59
Tarih:19.02.2025

SEMA SİLKİN ÜN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Değerli milletvekilleri, önümüzde bir kanun teklifinin maddeleri var, Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararına karşı aynı maddeleri farklı söylemler geliştirerek düzenleyen bir kanun teklifinin maddeleri bunlar.

Teklifte görüştüğümüz kurumlardan biri TÜBİTAK. Bağış sistemi getiriliyor. Yönetim Kuruluna geniş yetkiler tanınıyor ve bu sistemin şeffaflıkla yönetileceğine, bilimsel çalışmaların tarafsızlığını, bağımsızlığını olumsuz etkileyeceğine dair endişeler kaplıyor hemen herkesin zihnini. Bu düzenlemeden sonra da neler yaşayacağız hep birlikte göreceğiz. Ben bugün -az önce de sayın vekilimiz kısmen değindi, TÜBİTAK Başkanımız da burada ama kendisi üzerine alınmasın, çok yeni bir Başkan- geçmiş dönemlerde TÜBİTAK'ın -tırnak içinde söylüyorum- yetersiz bulup reddettiği ama uluslararası kuruluşlardan ödülle dönen projelerimizden bahsetmek istiyorum. Onları analım ki Kurumun görevini hakkıyla yerine getirip getirmediğini ve ihtiyacı olan düzenlemenin bu olup olmadığını soralım kendimize.

Göktuğ Altıparmak ve Seda Erol'un hastaneler, toplu taşıma araçları, okul gibi alanlarda üst solunum yolu bulaşma riskini azaltma amacıyla geliştirdikleri melisa, okaliptüs ve karanfil yağlarının havadaki bakterileri temizlemesine yönelik araştırmaları TÜBİTAK tarafından reddedildi, dünyanın en köklü bilimsel araştırmalarına ev sahipliği yapan Harvard Üniversitesi tarafından kabul edildi.

Mehmet Can Dursun ve İrfan Boztepe'nin şeker hastalarının iyileşmeyen yaraları için atık yengeç ve karides kabuklarından ürettikleri yara bandı projesi TÜBİTAK tarafından reddedildi, ABD'de düzenlenen liseler arası Genius Olimpiyatları'nda dünya 1'incisi seçildi ve New York Üniversitesinden burs aldı.

Emir Akdaşçi ve Ege Özlem'in daha çevreci ve basit bir hâle getirilmesi amacıyla soba külü, boraks, kula volkaniti ve kül gibi atıklarla geliştirdikleri çimento projesi TÜBİTAK tarafından reddedildi, Harvard Üniversitesi, Montreal Üniversitesi ve Toronto Üniversitelerinden davet aldı.

Barış Paksoy, matematikteki Ramanujan asallarının geliştirilmesi projesini geliştirmişti, TÜBİTAK "Bu iş senin seviyeni aşar, sen yapmış olamazsın." dedi. Jüri karşısında savunma hakkı talep etti ama reddedildi, Berlin Humboldt Üniversitesinden davet aldı, Almanya'da öğretmenlik yapıyor.

Kaan Alper, GSM sensörü sayesinde 1 kilometrelik alanda kendi telefon ve telsiz ağını kullanabileceğiniz taşınabilir GSM uydu projesi geliştirdi, TÜBİTAK tarafından reddedildi, Los Angeles INTEL ISEF'te ülkemizi temsil etti, ödül aldı.

Tuna Ilgın Kozak, madencilerin hayatını kurtarabilecek bir sistem geliştirmek amacıyla bir kaza durumunda anlık olarak yerlerinin tespit edilebileceği, konumlarının kayıt altına alınabileceği bir proje sundu, TÜBİTAK tarafından reddedildi, İzmir'de düzenlenen 5. DOESEF'e katıldı ve Londra'dan 1'incilikle döndü.

İbrahim Emre Erden, akıllı telefon bağımlılığı ile damar tıkanıklığı arasındaki ilişkiyi inceleyen bir makale çalışması yaptı, TÜBİTAK'ın reddettiği proje dünyanın en prestijli yayınevlerinden Cambridge Üniversitesinde basıldı.

İlayda Şamlıgil, sıvılardaki su oranını mıknatısla ölçebilen ucuz, hızlı ve taşınabilir bir sistem geliştirdi, TÜBİTAK reddetti, Polonya'da düzenlenen Nobel Fizik Ödülü'ne Doğru İlk Adım Yarışması'na katıldı ve 80 ülkeden gelen rakipleri arasından sıyrılarak aynı projeyle tam puanla 1'inci oldu, Cornell Üniversitesinden davet aldı, NASA'nın Mars roketleri projesine seçildi, Forbes dergisinin geçen yıl "Dünyayı değiştirebilir." dediği 30 yaş altı 600 başarılı genç listesinde yer aldı.

Evet, yapacağımız bu düzenleme bu beyinleri, bu gençleri ülkemizde tutmak için ihtiyacımız olan düzenleme mi? Bu düzenlemenin eksikliği nedeniyle mi bu gençlerimizi biz ülkemizde değerlendiremedik?

Üç yılda 1 milyon yazılımcı yetiştireceğimiz bir projemiz vardı; hizmet ihracatı artacaktı, milyonlarca yazılımcı yetişecekti. Evet "Uzaktan eğitimle, izlenen videolarla yazılımcı mı yetişir?" diye eleştiriler olmuştu haklı olarak. Bu 1 milyon yazılımcının piyasadaki varlığını eğer siz hissediyorsanız istihdamına dair bir şey yapıldı mı? Zira "Tarihî bir istihdam hamlesi." demiştiniz. Nerede bu gençlerimiz? Yazılım sektöründe eşi benzeri görülmemiş bir daralma yaşıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

SEMA SİLKİN ÜN (Devamla) - Yazılımda dünya liderliğine yürüyeceğimiz bir devrim niteliğindeydi bu adım, bunun için öyle söylemiştiniz ama 2023 verilerine bakıyoruz, 8,7 milyar dolarlık üretimle yazılım sektöründe küresel pazarın sadece binde 1,7'sine sahibiz. Yazılım ihracatımız 3,44 milyar dolarla toplam ihracatımızın sadece yüzde 1,1'ine karşılık geliyor. O devrim nasıl bir devrimdi, bu devrim nasıl devrim arkadaşlar? Demek ki o devrim, yapay zekânın yazılım üretebilme kapasitesini hiç hesaba katmamış ki "yazılımcı işsizliği" diye bir kavram literatürümüze girdi. Sorun tam olarak burada işte, önü arkası, bir adım sonrası düşünülmeden birtakım furyalar başlatılıyor, sonu nedir, bilen yok, iyi yazılımcıyı ülkede tutacak bir motivasyon yok. Biz bu rakamlardan mutlu değiliz, sadece üzülüyoruz; istiyoruz ki ayaklarınız yere bassın, burada konuşacağımız şeyler gerçekten yazılımda dünya devi olmaya gidecek işler olsun ama maalesef bu düzenlemeler buna hizmet etmiyor.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL sıralarından alkışlar)