GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu ile İlgili Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:59
Tarih:19.02.2025

HAKAN ŞEREF OLGUN (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, bugün burada TÜBİTAK'la ilgili kanun teklifini görüşeceğiz ama gelin, biz asıl ülkenin mühendislik alanında en başarılı bilim dalına bakalım, siyaset mühendisliği. TÜSİAD Başkanı Orhan Turan'ın başına gelenler hepimize ibret olmalı. Bir iş insanı, bir sivil toplum temsilcisi, ekonomiye yön veren bir kurumun Başkanı çıkıyor, ülkenin gerçeklerini dile getiriyor ve ertesi gün maalesef hedef tahtasına oturtuluyor. TÜSİAD Başkanı "Bağımsız yargı olmadan ekonomi düzelmez." dediği için linç ediliyor, başını da ülkenin Adalet Bakanı çekiyor. Siz bu "bağımsız yargı" lafından neden bu kadar rahatsızsınız? Peki, bağımsız yargı mı korkutuyor sizi? Hayır, çünkü siz bağımsız yargıdan değil, sadece kendinizden bağımsız bir yargıdan korkuyorsunuz. Bağımsız yargıyı savunanları susturacağınıza yargıyı gerçekten bağımsız hâle getirin. Eleştirileri tehdit edeceğinize adaletsizlikleri giderin. TÜSİAD Başkanı başka ne dedi? "Adalet olmazsa yatırım olmaz." dedi. Allah Allah, sanki yeni bir element keşfetmiş gibi tepki verdiler. Ne olmuş?

Efendim, şimdi, buradan soruyorum: "Yargıya talimat vermek" mi dediniz? Çok güzel, bu konuda uzmanlığınız tartışılmaz, on yedi yıldır savcıyı arayıp talimat veriyorsunuz, hâkimi sürüyorsunuz, beraat kararına sinirlenip davayı tekrar açtırıyorsunuz. Tutuklanacaklar listesini bir gece önce sosyal medyada yayınlıyorsunuz ama bir iş insanı "bağımsız yargı" deyince birdenbire yargıyı koruma refleksi mi geliştirdiniz?

Değerli milletvekilleri, "Türkiye, eski Türkiye değil." dedi ya Sayın Adalet Bakanımız, doğru söylüyor, Türkiye gerçekten eski Türkiye değil ama neden değil? Gelin, beraber bakalım. Eskiden yargı mensupları hukuk önünde cübbesini iliklemeyen hâkimlerdi, şimdi ise telefon bekleyen memurlara döndü; eskiden mahkemeler kanuna göre karar verirdi, şimdi yukarıdan gelen talimata göre; eskiden "yargının bağımsızlığı" diye bir kavram vardı, şimdi bağımsız yargıyı savunanlar mahkeme kapılarında ifade veriyor; eskiden yatırımcı adalete güvenir, Türkiye'ye sermaye getirirdi, şimdi mahkemelere değil sizin keyfî kararlarınıza göre rota çiziyor.

Sayın Bakan, evet, Türkiye eski Türkiye değil ama sebebi sizin iddia ettiğiniz gibi güçlü bir hukuk devleti oluşumuz değil, tam tersine, hukukun tamamen rafa kaldırılmış olmasıdır.

Adalet Bakanı başka ne dedi? "Kimileri 'Bize soruşturma açın.' dercesine ortalıkta dolaşıyor." Şimdi, Sayın Bakan, bu nasıl bir cümledir? Hukuku korumakla, adaleti sağlamakla görevli bir Bakanın ağzından böyle bir ifade çıkması normal mi?

Sayın Bakan, siz bağımsız yargının güvencesi misiniz yoksa sadece kim susturulacak diye talimat bekleyen bir infaz memuru musunuz? İnsanlar düşüncelerini açıklamasın mı? Yargının bağımsız olması gerektiğini söyleyen herkes "Hadi gelin, beni yargılayın" mı demiş oluyor? Asıl mesele şu: Soruşturma açıp açmamak sizin keyfinize mi kalmış? Adalet böyle mi sağlanır? Suç varsa soruşturulur, suç yoksa kimseye dokunulmaz ama siz başka bir şey söylüyorsunuz, siz diyorsunuz ki: "Öyle ulu orta konuşmayın, başınıza iş alırsınız." Ama aynı şeyi, "Anayasayı değiştireceğiz, devletin yapısını tartışmaya açacağız." diyen HÜDA PAR'a karşı tek söz sarf etmiyorsunuz. Neden bu tolerans? Eğer Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkeleri konusunda samimiyseniz, buyurun, gereğini yapın. Eğer bunu yapamıyorsanız çıkın ve deyin ki: "Cumhur İttifakı ortaklarımız ayrıcalıklıdır, onlar her şeyi söyleyebilir ama muhalefete hukuk başka işler."

Bakın, beyler, hukuku o kadar kendi keyfinize göre eğip büktünüz ki artık mahkemeler değil siz karar veriyorsunuz ama unutmayın, bugün sizin için çalışan bu düzen yarın sizi de tartacak hem de sizin terazinizle.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu var, 145'inci maddesi aynen şöyle diyor: "İfadesi alınacak veya sorgusu yapılacak kişi davetiye ile çağrılır; çağrılma nedeni açıkça belirtilir; gelmezse zorla getirileceği yazılır." Gelmezse de zorla getirmeyle ilgili 146'ncı madde uygulanır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun.

HAKAN ŞEREF OLGUN (Devamla) - Ceza Muhakemesi Kanunu 145 gereği davetiye yerine gözaltı uygulayacağınıza, TÜSİAD Başkanına soruşturma açtıracağınıza eleştirilere cevap verin ya da vermek istemiyorsanız da benim sevgili hemşehrim Afyonkarahisar Milletvekili Sayın Mehmet Taytak'ın çok pratik bir önerisi var, onu dikkate alın. TÜSİAD'ı kapatın gitsin. Bunu kapatmakla da kalmayın, ek olarak STK'leri de kapatın, belediyeleri de kapatın, hatta AKP dışındaki siyasi partileri de kapatın; millet de rahat etsin, biz de rahat edelim, siz de rahat edin, hâkimi, savcısı, jandarması da rahat etsin, olsun bitsin.

Genel kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ PARTİ sıralarından alkışlar)