GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEM PARTİ Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:3
Birleşim:59
Tarih:19.02.2025

YENİ YOL GRUBU ADINA MUSTAFA BİLİCİ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dünya Ana Dili Günü vesilesiyle gündemimize bir kez daha taşınan bu mesele sadece bir günün meselesi değil, ülkemizde yaşayan milyonlarca insanın yıllardır süregelen meselesidir. Unutulmamalıdır ki ana dili sadece bir iletişim aracı değildir; kimliğin, kültürün, tarihin ve toplumsal hafızanın temel taşıdır. İnsanların dilini yok saymak onun tarihini, varlığını ve geleceğini yok saymaktır. Türkiye, kültürel ve dilsel çeşitliliğiyle zengin bir ülke olmasına rağmen ne yazık ki bu zenginlik korunamamakta, aksine sistematik bir şekilde yok edilmektedir.

Sayın milletvekilleri, Birleşmiş Milletler Avrupa Konseyi ve daha birçok uluslararası kurum ana dilinde eğitimi temel bir insan hakkı olarak kabul etmiştir. Türkiye de bu anlaşmalara imza atmıştır ama iş uygulamaya gelince her şey kâğıt üstünde kalmıştır. Ana dili Türkçe dışında olan milyonlarca insan kendi dilinde eğitim görememekte, kendi dilinde bazı kamu hizmetlerini alamamakta, kendi kültürünü özgürce yaşayamamaktadır. Ana dilinde eğitim göremeyen çocuklar eğitimden kopmaktadır, yıllar önce Almanya'da yaşayan Türk çocukları için Alman devletinden ana dilinde eğitim hakkı isteyen Sayın Cumhurbaşkanımız kendi vatandaşları için de bu yolu açılmalıdır.

Buradan sormak istiyoruz: Kürtçe, Zazaca, Lazca, Çerkezce ve diğer diller bu toprakların dilleri değil midir? Bu dillerin yaşaması ve gelecek kuşaklara aktarılması devletin sorumluluğunda değil midir? Bu dillerin yaşaması ve gelecek kuşaklara aktarılması için koskoca bir dili yok sayarak toplumsal barış sağlayabilir miyiz acaba? Kendi halkına kendi dilinde eğitim hakkını çok gören bir devlet nasıl demokratik olabilir? Belediyelere kayyum atayıp çok dilli tabelaları söken bir anlayış nasıl halk iradesinden söz edebilir? Kürtçe tiyatroları yasaklayıp kültürel etkinlikleri engelleyen bir zihniyet nasıl modern bir hukuk devleti olduğunu iddia edebilir?

Çok dillilik bir tehdit değil, aksine, bir zenginliktir. Her vatandaşımızın kendisini ait hissedebileceği bir ülke inşa etmek istiyor isek Yunus Emre'nin aziz Türkçesini koruduğumuz gibi Fakî-yi Teyrân'ın aziz Kürtçesini de korumak mecburiyetindeyiz. Diller Allah'ın ayetleridir, diller Allah'ın kullarına bir işaretidir. Dillere karşı çıkmak Allah'ın işaretlerine karşı çıkmaktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

MUSTAFA BİLİCİ (Devamla) - Dil, insana verilen en önemli ilahi armağandır.

Ülkemizin geleceğini tek tip bir kimlik anlayışına mahkûm etmek isteyenlere karşı buradan bir kez daha sesleniyoruz: Dilleri yasaklayarak, insanların kültürlerini yok sayarak ne demokrasi inşa edebilirsiniz ne de toplumsal barışı sağlayabilirsiniz. Siz ki Kürtçenin önündeki engelleri kaldıran özgürlükçü bir iradeden buralara geldiniz.

Baskıcı, tek sesli, eleştiriye kapalı politikalarınızın devam etmesi durumunda bu düzenin ancak birkaç yıl daha devam edebileceğini vurguluyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (YENİ YOL ve DEM PARTİ sıralarından alkışlar)